Eşitsizlik öldürüyor! Temel sorun: Dağılmayan gelir – Artan sefalet…

Editör ne diyor?

Türkiye Avrupa’da eşitsizliğin en yüksek olduğu ülkeler arasında. Avrupa’nın en büyüğü! Şu grafiğe bakın. Eşitsizliği belirten Gini kat sayımız 0,44’e dayanmış. Herhalde bu kadar eşitsiz bir ülke olmamıştık! Avrupanın en eşitsiz ve en eşit toplam 6 ülkesi!

Bayram Ali Eşiyok’un bu çalışması çarpıcı: Emeğin payı hızla düşerken, sermayenin payı durmadan yükseliyor. Grafik ve verilerle diğer ülkelerle karşılaştırmalar var.


Biz tepelerde dolaşıyoruz, ama eşitsizlik dünyaya damgasını vurmuş durumda. Türkiye eşitsizliğe katkı yapan ülkeler arasında tepelerde. Küresel gelirin yüzde 52’si en zengin yüzde 10’un elinde.. En yoksul yüzde 10’luk diliminin gelir pastasındaki payı sadece yüzde 8.. Zenginlik söz konusu olduğunda ise fark daha da büyüyor. Dünya nüfusunun en zengin yüzde 10’u tüm servetin %76’sına sahip. En yoksul kesimi ise %2’sine… Oxfam raporu da ‘eşitsizlik öldürüyor’ diyor ve hükümetlerin eşitsizliği azaltmak için yapabileceklerini sıralıyor.

Para kazanma tek ölçüt olamaz

Doğan Kuban ‘Dönüşüm’ yazısında “Kentsel dönüşüm deyimi sürdürülebilir ve yaşanabilir bir kent kavramı ve enerji ekonomisi ile ilişik olmadıkça, gelecek daha iyi olamaz. Bu da para kazanmanın kent yaşamının tek ölçütü olmasından uzaklaşarak olabilir” saptaması yapmış. Tanol Türkoğlu da ‘Birkaç Reklam İçin’ başlıklı yazısında, “tüm o sosyal medya evreni ikinci ekranlarda daha uygun reklamı göstermek için suiistimal ediliyor olabilir mi?” diye soruyor.

Daha çok politik kimliği ile tanıdığımız Ahmet İsvan ve eşi Reha İsvan aynı zamanda Türkiye’de tarımın gelişmesine hayli katkıda bulunan iki ziraat mühendisi. 1950 yılında Yalova’nın o zaman çok az gelişmiş durumdaki bir köyüne yerleşerek satın aldıkları ilkel bir çiftlikte 59 yıl süresince uyguladıkları çağdaş tarımsal üretim teknikleriyle gerçekleştirdikleri müthiş bir başarı öyküleri var. Müfit Akyos ‘Yalova Elması’ başlıklı yazısında bu öyküyü özetliyor bize..

Pelin Dilara Çolak’ın yazısı ise metaverse üzerine düşünümler üzerine. Mustafa Çetiner 14 Mart Tıp Bayramının ardından önemli bir değerlendirme yapıyor.

Rus - Batı kavgası bilime de sıçradı

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, Batı ülkelerinde sadece Rus edebiyatına sanatına müziğine romanına yönelmedi. Şimdi de Ukraynalı bilimcilerin öncülük ettiği bir kampanya ile, Batının bilim dergilerinde Rus araştırmacıların makalelerine yer verilmemesi, hepsinin boykot edilmesi isteniyor.

İnsanları 2022’de en çok ne endişelendiriyor?

Eyvah.. Dünya doğru yöne gitmiyor! 28 ülkeden yaklaşık 20 bin kişiyi kapsayan ankete göre, insanlar en çok COVID- 19’dan endişe duyuyor. Yoksulluk ve sosyal eşitsizlik ikinci sırada yer. “Ülkenizin doğru yöne gittiğini düşünüyor musunuz?” sorusunda ise insanların %63’ü, ülkelerinin “yanlış yolda” olduğunu belirtti. Türkiye dahil!

Bilgehan Gürlek’in yazısı “Yavaş inovasyon”. Gürlek “Pazar odaklı, rekabetçi ve hızlı büyümeye dayalı ekonomik politikalar zorunlu olarak hızlı çözüm ve yenilikler yaratır. Yavaş yenilik’te ise işbirliklerine dayalı, katılımcı, uzun erimli, toplumsal yararı, kaliteyi ve sürdürülebilirliği önceleyen sistem yaklaşımı temeldir” saptaması yapıyor.

Prof. Dr. Güven Erbil ise eğitim üzerine yazdı. Erbil “Belki önümüzdeki on yıl içerisinde Tıp eğitimi bir avuç kalan ve dayanan ORTA kıdemli hocalarımızın çabasıyla belli bir seviyede devam edecektir. Buna karşın önemli sorun asistan eğitimindedir...’ diyor. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Kadircan Keskinbora genetik devrimin öncülerinden Barbara Mcclintock’un öyküsünü bu hafta da sürdürdü.

Star Trek’teki renkli düz ekran teknolojisi, vizyoner bir bakan ve yetenekli bir kimyacı sayesinde gerçek oldu ve salonlarımıza kadar girdi. Ekran teknolojisindeki LCD devriminin mucidi: George Gray bu hafta Bilim Tarihi sayfamızda. Batuhan Sarıcan hazırladı.

Eren Bali: Malatya’dan Silikon vadisine...

Selçuk Yaşar Ödülü’nün bu yılki sahibi, başarı hikayesi bir köy okulundan Silikon Vadisi’ne uzanan, girişimlerini sürdürülebilir şekilde yöneten ve Türkiye’nin tanınırlığına katkı sağlayan Udemy ve Carbon Health girişimlerinin kurucusu Eren Bali oldu.

Ve hala korona: Ağır korona vakalarına yol açan genetik faktörler...COVID’de resmi sayıların çok üzerinde olan can kayıpları... Sayfalarımızda.

Bu savaş 100.000 yıl sürdü

Savaş insanın doğasında var. İki farklı insan türü olmalarına karşın hem Homo sapiens’ler hem de Neandertaller doğuştan savaşçıydılar. Aralarındaki üstünlük mücadelesi 100.000 yıl sürdü. İlk başlarda daha iri ve güçlü bedenleri sayesinde Neandertallerin üstünlük kurmuş oldukları düşünülüyor, ama Homo sapiens’ler ok, mızrak gibi fırlatma silahlarını geliştirerek “vur-kaç” taktiğini geliştirdi ve Neandertallerin sonunu getirdi.

Peki neden biz Homo Sapiensler hala kendi içimizde savaşıp duruyoruz? Reyhan Oksay hazırladı.

Genetik soy kütüğünüzü öğrenmek ister misiniz? Genlerimizde yazılı olan tüm tarihi atalarımızın dünyayı nasıl dolaştığını ve hepimizi yaratan evrimsel süreçleri öğrenmek amacıyla ‘herkesin soyağacı’ oluşturuluyor. Binlerce hatta yüzbinlerce yıl önceki atalarınızdan neleri miras olarak aldığımızı öğrenmek ne işimize yarayacak? Rita Urgan derledi. Selenyum bilişsel gerilemenin önüne geçebilir mi? Hangi D vitamini daha etkili? Bilim ve Beslenme’de. Murat Altaş derledi. Zaman, Evren’in oluşmasıyla birlikte başladı. Peki Zaman hiç duracak mı? Meraklı çocuk sordu Mercan Bursalı yanıtladı. En iyi korunmuş dinozor fosillerinden ‘Horridus’ ile tanışın... Mağara balıkları düşük oksijenli sularda nasıl hayatta kalıyor? Hayvanlar Dünyası’nda...

Dünyanın en soğuk şehri hangisi? Meraklı’nın Köşesi’nde. Eren Gülbaran hazırladı.

Avrupa’nın en eski mumyaları... Galapagos adasında keşfedilen yeni bir kaplumbağa türü... İnsanlar dahil tüm canlıların metan üretiyor olması... Ve diğerleri...Nilgün Özbaşaran Dede’nin hazırladığı Araştırma Gündemi’nde.

HBT her hafta sizleri yepyeni bir gündem ve yepyeni bakışlar ile bilim ve düşünce dünyasında. Yayılmasına ve aynı keyfi başkalarının da yaşamasına katkıda bulunun lütfen…

Gelecek sayıya kadar, sevgiyle ve bilimde kalın…