İfadeyi geçtik… Düşünce özgürlüğü bile büyük tehdit altında!

Editör ne diyor?

İfade özgürlüğünün nerede başlayıp nerede bittiği sıkça tartışılıyor; dost meclislerinde, sınıflarda, medyada ve mahkeme salonlarında… Ancak sıra düşünce özgürlüğüne geldiğinde bu kavramın hala sağlam bir temele oturmadığı, nadiren tartışma konusu edildiği biliniyor.

2024 yılında, dünya nüfusunun yarısını ilgilendiren tam tamına 50 ulusal seçim yapılacak. Sonuçlar yüzyılımızı şekillendirecek. Ne var ki büyük teknolojik şirketlerin yöneticileri ve siyasi aktörler kafamızın nasıl çalıştığını bizden daha iyi biliyorlar. Sağduyulardan çok önyargılara hitap edip, insanlara düşünmeden hareket etme alışkanlığı kazandırmaya çalışıyorlar. Birleşmiş Milletler’in önderliğinde çok sayıda kurum, bu ihmal edilmiş özgürlüğü korumaya çabalarken en büyük sorunun “düşünce” ve “özgürlük” kavramlarının tanımında yaşandığı görülüyor. Konu son derece önemli. Reyhan Oksay hazırladı.

Elon Musk çipi çaktı...


Medya varken çipe gerek yok!

Komplo teorisyenleri yasta! Pandemi sürecinde Bill Gates’in aşıları kullanarak insan vücuduna çip yerleştireceğini öne sürmüşlerdi. Meğer dünyayı yönetenler çip işini Elon Musk’a havale etmişler. Musk, geçtiğimiz günlerde Neuralink şirketinin bir aşamayı daha geçtiğini duyurdu. İnsan beynine yerleştirilen çip çalışmaya başlamış! Tanol Türkoğlu’nun yazısı ufuk açıcı.

Doğan Kuban ise eski tarihli yazısında 'Uygarlık Süreci, Hitler de yaratıyor Einstein da’ diyor. Hadi küçük bir başlangıç bizden, devamını okuması sizden… Uygar (!) insanlık 20. yüzyılda, 4.000 yıl önce dünyada yaşayanlardan daha fazlasını yok etti. 4.000 yıl öncesi dünya nüfusunun 10 katı insan bugün açlık seviyesi altında. Sürüngenlerle ve ilk memelilerle birlikte gelişen ve akıl içermeyen eski beyin ve aklı içeren son beyin, yani neocortex. Eski beyin kertenkele ya da inek gibi tepki veriyor. Onun için uygar toplumda Einstein da yetişiyor, inek gibi insanlar da”.

Yüzlerin olmadığı bir dünya

Yüz, algıladığımız en güçlü görsel uyaran. Prosopagnozi (prosopopeia, Yunanca "yüz" ve "agnosia", bilmemek; yüz körlüğü), yüzleri tanıyamamakla karakterize bir çeşit bilişsel bozukluk. Özlem Kayım Yıldız, yüzlerin olmadığı bir dünyayı yazdı.

Yerel seçimler yaklaştı. ’Nasıl bir kent isteriz?’ diye soruyor Müfit Akyos. Giderek artan sayıda insan toplulukları kentlerde yaşıyor. Kentler bireysel yaşamların kolektif bağ(ım)lılıkla yaşandığı alanlar. Peki seçmen neyi sorgulamalı?

Unutmak normal… Bunun bunama başlangıcı olmadığını nasıl anlarız? Rita Urgan derledi. Beyni birbirine bağlayan evrensel süreç, türler arasında da tutarlı… Yeni bir çalışma, fare, böcek ya da solucan; tüm bu canlılarda beyindeki nöronlar arasında süper güçlü bağlantıların oluşumuna aynı prensibin rehberlik ettiğini doğruluyor. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden İlkim Atılgan derledi.

Asma gibi uzayan robot… Felaket bölgelerinde ulaşılamayan mekanlara erişimde önemli bir yenilik. Ve iklim krizine küçük bir çözüm: rüzgâr ve yağmurdan enerji sağlayan küçücük enerji santralleri… Yeni teknolojiler sayfamızda. Batuhan Sarıcan hazırladı.

Prof Dr. Erkut Konter’in yazısı ise sporda kumar bağımlılığı üzerine.

Kış uykusuna yatan insanlar var mıydı?

Kış uykusu ile uzun ömürlülük arasındaki ilginç bağlantı ortaya çıktı. Kış uykusuna yatan bazı hayvanların daha uzun yaşamalarının sırlarını açıklığa kavuşturmak, bizi yıpratan ve yaşlandıran süreçlerin önüne geçerek daha uzun yaşamamıza yardımcı olabilir.

Bilim tarihinde Avrupa’nın ilk kadın matematik profesörünün öyküsünü okuyacaksınız: Sophia Kovalevskay. Kadınlarda büyük ayırımcılık yapılan bir çağda bilimde cam tavanları kırmasını başaran kadınlara sıklıkla yer veriyoruz. Çünkü öncü rol oynuyorlar.

Sperm sayısı dünya çapında düşüşte. Peki bunun nedenleri ne?

Mezar taşları bize ne anlatıyor? İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Prof. Ömür Ceylan Havran Kitabelerinden yola çıkarak ilginç bir noktaya götürüyor bizi.

Kanser immünoterapisi ile şeker zincirleri arasındaki bağın gizemi aydınlatıldı. Bu buluş, kanser immünoterapisinde yeni potansiyel yaklaşımların geliştirilmesinin yolunu açıyor.

Hastalık psikolojisi

Bitki kökleri gizemli şekilde titreşiyor. Bunun nedenlerine bilim dünyası ilginç bir açıklama getiriyor.

Teknoloji şirketlerinde büyük işten çıkarmalar yaşanıyor. Bilgi Grafik’te.

Meraklı Büyükler bu hafta hastalık psikolojisi üzerine. Hasta olduğumuzda kendimizi depresif ve endişeli hissederiz. Peki bu duygularla nasıl başa çıkarız? Mercan Bursalı hazırladı.

Meraklı Çocuk ise “Müzik zevkimiz niye herkesle aynı değil?” sorusunu yöneltti. Yanıtı ilginç.

Kuşatmacı karıncalar aslanın beslenme düzenini nasıl değiştirdi? Hayvanlar Dünyası’nda..

Nilgün Özbaşaran Dede’nin Araştırma Gündemi’ni başlıkları ise şöyle: Doğuştan gelen işitme kaybına gen tedavisi… Meğer bizi akıllı kılan ‘tek’ bir proteinmiş… Unutmamak için elle yazmak en iyisi… Poseidon tapınağı sanılandan daha büyükmüş… Ve diğerleri…

Sadece bu kadar değil, dergide bulmaca, fotoğraf, ilginç sorular sayfa ve köşeleri de saymalıyız.

Tabii, iki karikatürist bilim insanımızın, Tayfun ve Ergun’un esprilerini, emeklerini dikkatinize getirmezsek büyük eksik olur. Her ikisine de çok teşekkür.

***

Evet bir dergi daha elinizde. Umarız bu zor günlerde aksatmadan her hafta elinizde olur.

Bu arada Youtube kalanımızda video yayınlarımızı izlemenizi diliyoruz. Abone olun lütfen ve önerin.

Haftaya görüşmek üzere.