Uyum ve başa çıkabilme becerisi: Kendini toparlama gücü

Öne Çıkanlar Sağlık Toplum
Uyum ve başa çıkabilme becerisi: Kendini toparlama gücü

Hümanist yaklaşımın devamında gelişen Pozitif Psikoloji, bireyin potansiyelini, güçlü yönlerini ve olumlu özelliklerini temel almıştır; bu yönüyle de kişinin olumsuzluklar karşısında gösterdiği uyum ve başa çıkabilme becerisi olarak da tanımlanan “kendini toparlama gücü” kavramının gelişmesine sebep olmuştur.

Latince “yılmaz/sağlam” anlamlarına gelen ve maddenin esnek olmasını, aslına geri dönebilmesini ifade eden “resiliens” kökünden türeyen “kendini toparlama gücü”, olumsuz yaşam olayları karşısında stresle başa çıkmada kullanılan duygusal ve bilişsel dayanıklılık yetisidir. Olumlu baş etmenin sonuçları olan uyum ve yeterlilik gibi gelişme, geleceğe yönelme, umut ile ilgili olan kavram, Türkçe literatürde “psikolojik dayanıklılık”, “psikolojik sağlamlık”, “yılmazlık” ifadeleriyle de kullanılmaktadır. 

Masten, Best ve Garmezy (1990)’ye göre kendini toparlama gücü:


  1. Yüksek risk taşıyan olumsuz ortamlarda yaşamasına rağmen mevcut zorlukları aşan ve beklenenden daha iyi gelişim gösteren bireylerin ayakta kalmalarını sağlayan özellik/yetenektir.
  2. Uzun süreli stresli yaşam deneyimleri karşısında uyum sağlayabilme ve bunu devam ettirebilme becerisidir.
  3. Travmanın olumsuz etkilerinden çabucak sıyrılan, kısa sürede atlatan bireylerin sahip olduğu özelliktir.

Kişinin yaşadığı stresli olaydan sonra daha önceden kendinde var olan yeteneklere ve davranış şekillerine tekrar geri dönebilme yetisi olarak kendini toparlama gücü, olumsuz yaşam koşulları karşısında kişilerin gösterdiği farklı tepkileri de ifade etmektedir. Bazı kişiler olumsuz koşullardayken daha iyi koşullara daha çabuk ulaşabilmekte ve karşılaştıkları stresli olaylarla daha rahat başa çıkabilmekte, kolay uyum gösterebilmekte ve travmatik deneyimler karşısında hızlı toparlanabilmektedirler. Stewart, Reid ve Mangham (1997) kişiler arasındaki bu farklılıkları açıklayabilmek için kendini toparlama gücüne yönelik yapılan tanımlamalardan ortak temalar ortaya koymuşlardır:

Kendini toparlama gücü,

  • Bireylerin belirli kişisel özellikleriyle çevreleri arasında karmaşık ve karşılıklı bir etkileşim oyunudur.
  • Başa çıkma yeteneği ile stres arasındaki dengeden oluşmaktadır.
  • Çoklu stres yaratan yaşam olaylarından türeyen risk faktörleri ve riskin olumsuz etkisini azaltan koruyucu faktörlerle ilişkilidir.
  • Dinamiktir, gelişimseldir; başarılı olmak, kişinin yeteneklerini de güçlendirmektedir.
  • Yaşam geçişlerinde en önemli faktördür.

Kişisel özellikler ve çevresel faktörler arasındaki etkileşim içinde stresli yaşam olaylarının neden olduğu risk faktörleri ve riskin olumsuz etkilerini hafiften koruyucu faktörler ve risk karşısında gösterilen uyum, başetme gibi olumlu sonuçlar aynı zamanda gelişimsel bir süreç olarak da kabul edilen kendini toparlama gücüne katkıda bulunmaktadır.

Risk faktörleri

Yaşam boyu karşılaşılabilecek olumsuz deneyimler, kişinin psikolojik olarak sağlıklı olmasını engelleyecek risk faktörlerini oluşturmaktadır. Birey, aile ve toplum üçgeninde sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına neden olabilecek risk faktörleri genellikle eş zamanlı ortaya çıkmakta ve birikime yol açmaktadırlar. Risk faktörlerinde kişisel olarak kendine güvenin az olması, etkili başa çıkma mekanizmalarının olmaması, sosyal değerlere yabancılık, sorun çözme durumuyla daha önceden hiç karşılaşılmaması, kronik hastalıklar önde gelmektedir. Ailevi olarak öne çıkan risk faktörleri ise ebeveynlerin boşanması, ebeveynlerin kronik hastalıkları, aile içi şiddet, iletişimsizlik, istismar ve ihmaldir. Sosyal açıdan karşılaşılan risk faktörleri ise düşük sosyoekonomik düzey, göç, şiddet, savaş, doğal afetler, işssizlik gibi toplumsal olaylar olarak sıralanabilmektedir. Risk faktörlerini azaltan toplum, okul ve aileler bireyler için kendini toparlama gücünün gelişmesini sağlayan olumlu bir ortam hazırlamaktadır.

Koruyucu faktörler

Koruyucu faktörler, risk faktörlerinin olumsuz etkilerini azaltarak kişinin gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olan iyileştirici koşulları içermektedir.

Koruyucu faktörler kendini toparlama becerisini arttırırken stresi de azaltmakta, zorluğun etkisini yumuşatmakta, ortadan kaldırmakta, sağlıklı uyumu ve bireyin yeterliliklerini geliştirmektedir.

Koruyucu faktörler kişisel, ailesel ve dışsal faktörler olarak üç kategoride tanımlanmaktadır. Kişisel özellikler olumlu sosyal becerileri, içsel kontrol odaklılığı ve olumlu kendilik algısını içermektedir. Ailesel faktörler, anne, baba veya kardeşle olan yakın bağlılığı, koruyucu bir çevreye sahip olmayı; dışsal faktörler de arkadaşları veya alternatif ilişkileri, sağlıklı iletişimi ve etkileşimi içermektedir.

Kendini toparlama gücü yüksek kişiler sakin bir karaktere sahiptirler; daha esnek ve kaygısızdırlar. İletişim becerileri iyidir, başkalarına karşı empatik ve sevecendirler. Bütün kötü koşullara rağmen parlak bir gelecekleri olabileceğine inanmaktadırlar, sıkıntıların üstesinden gelmelerine yardımcı olacak olanaklara ve koruyucu faktörlere ulaşmak için gerekli baş etme becerilerine ve yeterliliklerine sahiptirler. İnsanların çoğu bu özelliklere belli düzeylerde sahiptir fakat önemli olan bu özelliklerin bireyin sıkıntılarının üstesinden gelebileceği düzeyde olmasıdır. İhtiyaçların karşılanması, iletişim becerilerinin geliştirilmesi koruyucu faktörlerin geliştirilmesini de sağlayacaktır.

Yrd. Doç. Dr. Melis Seray Özden-Yıldırım / İKU, Psikoloji

Kaynaklar:

Block, J., Kremen, A.M. (1996). IQ and ego-resiliency: Conceptual and empirical connections and separateness. Journal of Personality and Social Psychology, 70(2), 349-361.

Rutter, M. (1990). Psychosocial resilience and protective mechanisms. J.Rolf, A. Masten, D. Cicchetti, K. Neuchterlein, S. Weintraub (Ed.). Risk and protective factors in the development of psychopathology. New York: Cambridge University Press, 181-214.

Connor, K.M. (2006). Assessment of resilience in the aftermath of trauma. The Journal of Clinical Psychiatry, 67(2), 46-49.

Fraser, M.W., Richman, J.M., Galinsky, M.J. (1999). Risk, protection and resilience: Toward a conceptual framework for social work practice. Social Work Research, 23, 129-208.

Karaırmak, Ö. (2006). Psikolojik sağlamlık, risk faktörleri ve koruyucu faktörler. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(26), 129-142.

Masten, A.S., Best, K.M., Garmezy, N. (1990). Resilience and development: contributions from the study of children who overcome adversity. Development and Psychopathology, 2, 425-444.

Özden-Yıldırım, M.S. (2013). Önceden edinilmiş ve sonradan kazanılmış gelişim özelliklerinin evlilikte çift uyumu ile ilişkisi. Doktora Tezi. İstanbul: Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Seligman, M., Csikszentmihalyi, M. (2000). Positive psychology: An introduction. American Psychologist, 55, 5-14.

Stewart, M., Reid, G., & Mangham, C. (1997). Fostering children’s resilience. Journal of Pediatric Nursing, 12, 21-31.