Avrupa Birliği Yeşil Sözleşmesini açıkladı, ya Türkiye?

Erdal Musoğlu Y
Avrupa Birliği Yeşil Sözleşmesini açıkladı, ya Türkiye?

HBT’nin 29 Kasım tarihli 192’inci sayısında yayınlanan ‘Yeşil Seferberlik Başlıyor’ yazımızın hemen ardından, Avrupa Komisyonu’nun yeni başkanı Dr. Ursula Von Der Leyden, 11Aralık’ta, göreve gelmesinden on gün sonra, Avrupa’nın Yeşil Sözleşmesi’nin (The Europeen Green Deal) bildirisini yayınladı.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yıkım ve tehditleri karşısında AB ‘Yeşil Sözleşme’ adını verdiği yeni bir büyüme stratejisi tanımlıyor. Bu strateji, Avrupa Birliği’ni modern, rekabetçi, kaynakları verimli kullanan, 2050 yılında net sera gazı salımını sıfırlayan, ekonomik büyümenin kaynak kullanımından bağımsız olacağı, adil ve gönençli (müreffeh) bir topluma dönüştürmeyi hedefliyor.

AB’nin yeşil sözleşmesi kıtanın doğal sermayesini geliştirmeyi ve yurttaşların esenliklerini çevresel risklere karşı korumayı hedefliyor. Yeşil dönüşüm adil ve kapsayıcı olacak. Öncelik bireylerde. Ayrıca en büyük güçlüklerle karşı karşıya olan bölgelere ve endüstri dallarına da özel önem verilecek. Sözleşme köklü değişiklikler getireceğinden, sözleşmenin politikalarının geniş kabul görmeleri ve işlevsel olabilmeleri için halkın güveni ve katılımının sağlanması şart.


AB Komisyon’unun bu Aralık'ta yayınladığı yeşil sözleşme bildirisi başlangıç için bir yol haritası ile temel politikaları ve önlemleri içeriyor. Gereksinimlerin gelişimi ışığında güncellenecek ve ayrıntılandırılacak. Sözleşme, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir gelişim hedeflerinin ve 2030 ajandasının da ayrılmaz bir parçası.

Avrupa Birliğinin Yeşil Sözleşmesi’nin ana noktaları özetle şöyle:

Yeşil sözleşme ana noktaları:

1. İklime etkisiz (Climate Neutral), ‘sıfır karbon’ bir Avrupa! Yeşil Sözleşmenin ana hedefi bu. AB, 2050 yılında ‘net sıfır’ sera gazları salınımı yapacak. Net sıfır, salınan sera gazları kadarının atmosferden geri alınması anlamına geliyor. Tabii, öncelik, salınımları olabildiğince azaltmakta ve kalan salınımları ise hem artırılan ormanlar hem de karbon emme ve ayrıştırma teknolojileri ile geri alma. Bu amaçla AB 2020 de bir ‘İklim Yasası’ yapacak. 2030 için halen öngörülen salınımları %40 azaltma hedefi, %50-55 e çıkarılacak. Temiz enerji ve enerji verimliliği direktifleri de yeni hedeflerle uyumlu kılınacak.

2. Döngüsel (circular) ekonomi. AB’nin endüstri stratejisi çerçevesinde, 2020 de, bu amaçla bir eylem planı hazırlanacak. Plan, daha az ham madde kullanımı ile daha çok yeniden kullanım ve geri dönüştürmeyi içeren bir ‘Sürdürülebilir Ürün Politikası’ da içerecek. Çelik, çimento ve tekstil gibi yoğun karbon salınımlı endüstriler de döngüsel ekonomi eylem planı kapsamında yapılandırılacak, 2030 yılında hidrojen kullanan temiz çelik üretimi hedeflenip planlanacak ve yine gelecek yıl tüm bataryaların (akümülatörlerin) yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir olmaları için yasa hazırlanacak.

3. Binaların yenilenmesi (renovasyonu). AB’deki binaların enerji gereksinimlerini azaltmayı hedefleyen bu program yeşil sözleşmede öncelikli olarak yer alıyor. Ana hedef, halen %1 civarında olan bina yenileme oranını iki hatta üç katına çıkarmak. Gerçekten de binaların ısıtma ve sıcak su sağlama sistemleri AB’nin toplam enerji tüketiminin %40’ını oluşturuyor ve büyük miktarda karbon gazı salınımına yol açıyor. Binaların enerji gereksinimi azaltıldıkça kullanıcıların enerji faturaları da küçülecek doğal olarak. Ayrıca bina ısıtma sistemlerinin de sıfır karbon salınımlı olanlar ile değiştirilmesi hedefleniyor.

4. Sıfır kirletme. Hedef, 2050’de hava, toprak ve suda kirlenmeden arınmış bir ortam yaratmak. Yeni inisiyatifler arasında zehirli maddelerden arınmış bir ortamı sağlama amaçlı bir kimya stratejisi de var. Ayrıca büyük endüstriyel komplekslerin çevreyi kirletmelerinin engellenmesi için yeni önlemler de belirlenip uygulanacak.

5. Ekosistemler ve biyoçeşitlilik. Yiyeceklerimizi, suyumuzu, temiz havamızı ve barınaklarımızı bize ekosistemler sağlar. Ayrıca, yine ekosistemler, doğal afetlerin, zararlı böcek ve hayvanlar ile çeşitli hastalıkların etkilerini azaltır ve iklimi dengelemeye yardım ederler. Ekosistemleri yaşatan ise biyoçeşitliliktir. AB, bu nedenle, 2020 de her iki alandaki hedeflerini yükseltecek ve stratejisini yenileyecek. Küçülen ve yok olan ekosistemlerin korunması, geliştirilmesi, karada ve denizlerde koruma altında bulunan zengin ekosistemlerin büyütülmesi ve sayılarının artırılması, bozulan ekosistemlerin onarılması, kırlarda ve şehirlerde yeşillenme ve ormanlaştırmanın hızlandırılması, toprak ve suyun kirlenmesinin önlenmesi, bu yeni stratejinin ve onu izleyecek eylem planının kapsamı içinde olacak.

6. Çiftlikten Tabağa (Farm to Fork) stratejisi. 2020’de ayrıntılandırılacak bu strateji, adil, sağlıklı ve çevre dostu ve bir tarımı hedefliyor. AB’de üretilen gıdalar genelde güvenli, besleyici ve yüksek kaliteli, yeni stratejide bu niteliklere sürdürülebilirlik de eklenecek. Hazırlanacak planlar, kimyasal gübrelerin, tarım ilaçlarının ve antibiyotiklerin önemli ölçüde azaltılmasını da içerecek. Çiftlikten Tabağa stratejisi AB’nin döngüsel ekonomiye geçişine de katkıda bulunacak. Strateji, bu amaçla gıdanın işlenmesinin ve dağıtılmasının çevreye etkisini en aza indirmek için nakliye, depolama, paketleme ve atıkların yönetimi süreçlerini yeniden ele alacak.

7. Ulaşım ve Taşımacılık. AB’nin yeni CO2 salınım stardartların belirlenmesinden henüz bir yıl sonra otomotiv sektörü yeniden hedef tahtasında. 2021’de araçların karbon salımını 95 g/km olarak sınırlama hedefi, 2030’larda sıfır emisyon olarak güncelleneceğe benziyor. Elektrikli araçların yaygınlaşması için ise 2025’e kadar AB ülkelerine 1 milyon şarj noktası yerleştirilmesi hedefleniyor. Elektrifikasyonun henüz mümkün olmadığı hava, deniz ve ağır vasıtalarla kara taşımacılığı için ise biyoyakıtlar ve hidrojen gibi sürdürülebilir alternatif yakıtlar desteklenecek.

8. Araştırma Geliştirme ve İnovasyon. Önümüzdeki yedi yıl için öngörülen 100 milyar dolarlık bütçesi ile AB’nin ‘Horizon Europe’ araştırma ve inovasyon programı da Yeşil Sözleşmeye katkıda bulunacak. AB’nin araştırma fonlarının %35’inin iklim dostu teknolojilere ayrılması bu yıl zaten kararlaştırılmış bulunuyor. Ayrıca AB’nin ön planda gelen araştırma projeleri de çevresel hedefleri destekleyecekler.

Evet, Avrupa Birliği, küresel ısınma ve iklim değişikliğini sınırlama, çevreyi koruma ve döngüsel ekonomiye geçme amaçlı dev bir yeşil seferberlik başlatıyor. Kendisine daha uzun bir geçiş süresi tanınan Polonya dahil tüm üye ülkelerin onayı ile. Çin’in liderlik ettiği, ABD’nin ise ayak sürüdüğü küresel yeşil sözleşme yönünde çok önemli bir adıma tanıklık ediyoruz.

Güzel ülkemizin içler acısı gündemine bakınca, tek umudumuz bir an önce aklın ve bilimin önderlik ettiği bir düzen ve yönetime geçilmesi. Günümüzün ortam ve koşullarında, değil AB’nin yeşil seferberliğine katılmak, ondan esinlenmek, dersler çıkarmak, ülkemize uyarlamak gibi hedefler bile gerçekçilikten öyle uzak görünüyor ki..

Erdal Musoğlu / [email protected]

Kaynaklar
https://www.euractiv.com/section/energy-environment/news/eu-commission-unveils-european-green-deal-the-key-points/ 

https://ec.europa.eu/info/sites/info/files/european-green-deal-communication_en.pdf

Bu yazı HBT'nin 196. sayısında yayınlanmıştır.

Erdal Musoğlu