Saçlarımız..!

Mustafa Çetiner
Saçlarımız..!

Saç ekimi son yıllarda çok yaygınlaştı. Sokaklarda kafalarının üzerine başka kırmızı noktaları olan bir doku yapıştırılmış gibi dolaşan erkekler görüyoruz. Saç ekimi konusunda ülkemiz referansı iyi olan bir ülke ve dünyanın bir çok köşesinden insanlar yakın zamana kadar ülkemize saç ekimi için geliyordu.

Son zamanlarda ise sadece Arapların saç ektirmeye ülkemize geldiğini görüyoruz. Saçlarımız çok önemli ancak sıkça kullandığımız ilaçların saçlarımızın yapı ve renginde önemli değişiklikler yaratabileceğini yeterince bilmiyoruz.

Oysaki Sedef hastalığı gibi cilt hastalıklarında kullanılan kimi ilaçların, doğum kontrol haplarının, antidepresan ilaçların ve hatta ibuprofen gibi ağrı kesicilerin saç yapısında değişiklikler yarattığı biliniyor.


Saçlarımıza etki eden ilcaların arasında “minoksidil” isimli ilacın ayrı bir yeri var.

Minoksidil yıllar önce damar genişletici ve kan basıncını düşürücü etkisi nedeniyle sistemik hipertansiyon tedavisinde kullanılan bir ilaçtı. İlacın kan basıncını düşürücü etkisi yanında yan etki olarak kıllanmayı artırdığı görüldü. Bu yan etki nedeniyle kimi yüksek tansiyon hastaları tedavilerini bırakmak zorunda kaldı.

Daha sonraları minoksidil isimli ilacın yan etkisi tedavi amacıyla kullanılmaya başlandı. Etken madde lokal olarak kullanıldığında saçların dökülmesini hatırı sayılır biçimde önleyebiliyordu. Bu durumda işler tersine döndü ve kan basıncı düşüklüğü ilacın tedavi değil yan etkileri arasında sayılmaya başlandı.

Dedim ya, saçlarımız önemli.

Kemoterapi planlanan hastaların bir çoğu için saçların dökülmesi bir çok başka ve daha ciddi yan etkilerden bile fazla umursanıyor.

Kemoterapi adayı hastaların ilk sorduğu soru saçlarım dökülecek mi” sorusudur.

Gerçekten de saçları dökmeyen klasik kemoterapi ilacı pek azdır. Kemoterapi alan hastaların önemli bir bölümünde saçlar dökülür.

Kemoterapi alan hastalarda saçların dökülmesinin temel nedeni bu ilaçların kanser hücresi gibi hızlı bölünen hücreleri esas olarak etkiliyor olmasıdır. Saç hücreleri de kanser hücreleri gibi hızlı çoğalan hücreler olduğundan tedavi sırasında dökülürler. Kemoterapiden çok etkilenen bu hücreler kanser hücreleri gibi tedavi sırasında yok olur.

Kemik iliği nakli yapılan veya ağır kemoterapi alan hastaların saçlarının yapısal değişikliklere uğradığı, tedavi bittikten sonra düz saçların bazen dalgalı ve hatta kıvırcık çıktığı bizlerin çok gördüğü bir durumdur.

İspanya’da yapılan çok yeni bir çalışma, klasik kanser tedavisi (kemoterapi) yerine kullanılmaya başlanan hedefe yönelik akıllı ilaçların saçlara da farklı etki yaptığını gösterdi.

Yeni ilaçların saç dökülmesi yapmadığını biliyorduk ama saçların rengini değiştirebildiğini tam olarak bilmiyorduk doğrusu.

JAMA Dermatology isimli bilimsel dergide bu yıl yayımlanan makale, Akciğer kanseri nedeniyle hedefe yönelik yeni tedavi alan gri saçlı 14 hastanın söz konusu tedaviler sonunda saç renklerinin siyaha döndüğünü gösterdi.

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri nedeniyle hedefe yönelik yeni tedavilerden olan anti PD ve antiPDL-1 tedavisi alan 13 erkek ve 1 kadın hastanın biri hariç gri olan saçlarının siyaha döndüğü, sonuncusunun ise gri saçlarının arasında siyah renkte saçlar çıktığı rapor edildi.

İlginç olan tedavi sırasında saç renkleri koyulaşan bu hastaların kanser tedavisine verdiği yanıt saç rengi değişmeyenlere göre çok daha iyi bulundu.

Çalışmayı yürüten araştırmacılar, bu bulgudan hareketle saç rengi değişikliğinin tedavi yanıtının oluşmasında kullanılabilecek bir indikatör olabileceğine dikkat çektiler.

Burada sözü edilen ilaçların çok ciddi yan etkileri var ve doğal olarak saç renklendirici olarak düşünülemezler. Ancak bu çok ilginç deneyim belki tıpkı minoksidil etken maddeli ilaçta olduğu gibi kozmetik dünyasında yeni bir dönemi başlatacaktır, kim bilir?

Mustafa Çetiner / [email protected]


Bu yazı HBT'nin 73. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.