Güler’in fotoğrafları güzellik duygusu, estetik bir haz yayıyor etrafına..
Ara Güler’in iki gündür en çok dolaşan sözü şu oldu: "Yaşam size verilmiş boş bir filmdir. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın."
Bir fotoğraf ustasının söyleyebileceği en güzel söz olsa gerek. Evde imzalı kitaplarını açıp fotoğraflarına tek tek yeniden bakıyorum. İnsanlar, balıkçılar, martılar, dağlar, ağlar, çocuklar, İstanbul, Anadolu... Hepsinde bir Ara Güler var. Her kareden bir Ara Güler size bakıyor, aslında Ara Güler, kendi hayatını mükemmel bir şekilde karelerine sığdırmış.
Fotoğrafların arka planında, karelerin içinde Ara Güler’in duygusu, düşüncesi, bakışı, mesajı var. Fotoğraf karelerine sadece gördüklerimiz değil, kendisini de sığdırmış. Karelerden bize bakan Ara’nın da kendisi. Fotoğraflardaki ruh, Ara Güler’in ruhu...
Neye nasıl bakacağını bilmek şüphesiz ki bir yetenek ve ustalık aynı zamanda. Toplumsal tarihimizi izliyoruz kitaplarında. Fotoğraflarını bir metin olarak okuyabilirsiniz. Üzerlerine herkes bir makale yazabilir, toplumsal bir analizin dayanağı olarak kullanabilir... Veya bir estetik üzerine yazının ayrıntılarını gözlemleyebilirsiniz.
***
Geçen hafta ülkemizde 15 gün kalan, yaşayan en büyük matematikçilerden Robert Langlands ile matematik üzerine konuşurken, kendisine büyük Abel Ödülü’nü kazandıran çalışmasıyla ilgili, pratikte neye yarayacak, diye sormuştum. Bunun halka bir yararı yok, demişti, ama matematik için güzel ve önemlidir. Harmoninin bir parçasıdır... "Mesela Mozart’a faydacı diyebilir miyiz, bence hayır, yararlı bir müzik falan diyemeyiz. Ama Mozart müziği bizi mutlu ediyor."
Ara Güler’in fotoğraflarına da bu gözle baktım. Mutlu ediyor, bir güzellik duygusu, estetik bir haz yayıyor, durup bir daha bakıyorsunuz. Çok sert olayları da bazen yumuşatarak, üzerlerine güzellikler, duygular, düşünceler serpiştirerek bize sunuyor. Ara Güler’e yeniden sevgiler; güzel yaşadı, güzellikler bıraktı ve merhaba diyerek ayrıldı aramızdan.
Ara Güler hata mı yaptı?
Not: Ara Güler’in Cumhurbaşkanı RTE’nin fotoğraflarını çekmesi üzerine eleştiriler gırla. Öyle ki bazıları silip atacak Güler’i. Yahu durun, Güler mesleğini yapıyor, ünlüleri fotoğraflayan bir insan. Ayrıca istiyoruz ki “Güler benim gibi düşünsün, benim gibi davransın”... Hayatta öyle bir şey yok. İnsanları yaptığı önemli işlerle anmak ve kabul etmek zorundayız. Hayat siyah ve beyaz uçlarda yaşanmıyor. İkisi arasındaki binlerce ton grilik de geçiyor. Aynı şekilde İlber Ortaylı’nın da binlerce kitabını Cumhurbaşkanı’nın kurduğu büyük kitaplığa hediye etmesi benzer eleştirilere uğradı. Gayet sağlam gerekçeleri var İlber Ortaylı’nın. Nihayetinde bir büyük kütüphane kurulmuş, iyi bir şey Türkiye’ye kalacak.
Aziz Sancar’a da benzer eleştiriler oluyor, niye Cumhurbaşkanı ile görüşüyor vb. Sancar’ı belirleyen, onun temel niteliği bu mu?.. Neyle anacağız insanları? Biraz sakin olalım...
Orhan Bursalı
*Bu yazı, 22 Ekim 2018 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, Bilim ve Siyaset köşesinde yayınlanmıştır.