Bilişsel aktivite neden yorar?

Özlem Kayım Yıldız Y
Bilişsel aktivite neden yorar?

Yoğun fiziksel aktivitenin yorucu olduğunu biliriz. Peki bilişsel aktivite neden yorar? Profesyonel satranç oyuncuları uzamış maçlarda dinlenmiş olduklarında yapmayacakları hatalar yaparlar; bu hatalar için açıklama, otomatik rutin davranışların ötesinde çaba gerektiren bilişsel aktivitenin, örneğin bir maçı kazanmak için gerekli olan, neredeyse sınırsız sayıda seçenek içerisinde birini seçmeye karar vermenin ve değişken çevresel koşullarda (rakibin hamlesi) bu kararları gözden geçirmenin ve gereğinde değiştirmenin yani yoğun bilişsel kontrolün yorgunluğa yol açtığıdır.

Fonksiyonel nörogörüntüleme çalışmaları, bilişsel kontrolün beyinde prefrontal ve parietal sistemlerin aktivasyonu ile ilişkili olduğunu göstermektedir (https://doi.org/10.1002/hbm.20131). Bilişsel yorgunluğun nedenine ilişkin görüşler içerisinde bilişsel kontrolün enerji yetersizliğine (kan şekerinde azalma) yol açması olarak özetlenebilecek ’’kaynak tükenme teorisi’’ yer alır.

Bununla birlikte, bu biyolojik görüşü destekleyen veri yoktur; beyin enerji tüketimi sabittir ve bilişsel işlevlerin enerji yetersizliğine yol açması olası değildir. Bilişsel yorgunluğun, beyni daha keyif verici aktivitelere yöneltmeye yönelik bir illüzyon olabileceği şeklinde bir fonksiyonel açıklama öne sürülmüşse de, bu açıklama da tatmin edici olmaktan uzaktır.


Nörokimyasal nedenleri

Wiehler ve arkadaşlarının (https://doi.org/10.1016/j.cub.2022.07.010) 22 Ağustos 2022’de Current Biology’de yayınlanan makaleleri, bilişsel yorgunluğun nörokimyasal nedenini ortaya koymaktadır. Çalışmanın bulgularına göre yoğun bilişsel aktivite, lateral prefrontal kortekste glutamat birikimine yol açmaktadır. Glutamat, beyindeki esas uyarıcı nörotransmitterdir, artmış nöron aktivitesi sonucu hücre dışında artabilir, düzenli beyin aktivitesi için belirli aralıklarda tutulmalıdır; hücre dışında fazla miktarda varlığı zarar verici olabilir.

Wiehler ve arkadaşlarının çalışmaları, bilişsel yorgunluğun subjektif bir fenomen olmadığına, karar verme süreçlerinde aktif rol alan beyin bölgelerinde hücre dışında glutamat denen potansiyel olarak zararlı olabilecek bir nörotransmitterin birikimi ile ilişkili olduğuna, yoğun bilişsel aktivite sonrasında beyindeki bilişsel kontrol merkezlerinde aktivitenin azaltılarak glutamat düzeylerinin düşürüldüğüne ve bu dönemde daha çok efor ve zaman gerektiren ancak uzun dönemde daha çok ödül getiren seçimler yerine kısa sürede ödüllendirici ve az efor gerektiren seçimlere yönelindiğine yani seçim dürtüselliğine neden olduğuna işaret etmektedir.

Uyku sırasında glutamat düzeylerinin azalması ve bilişsel kontrol merkezlerinin pasif hale gelmesi, uykunun bilişsel yorgunluğu ortadan kaldırmasını sağlayabilir.

Özlem Kayım Yıldız / [email protected]

*Bu yazı HBT'nin 335. sayısında yayınlanmıştır.

Özlem Kayım Yıldız