Biz İnsan mıyız?

Öne Çıkanlar Toplum
Biz İnsan mıyız?

Emin Çapa

Benim hayatımda İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın özel bir yeri vardır. İzmit’te bir lise öğrencisiyken, daha Sinema Günleri bile olmamış, Müzik Festivali içerisinde film gösterimiyle başlayan Film Festivali’ne trenle gelir, Haydarpaşa’dan vapurla Avrupa yakasına geçip, sinema salonlarında “dünya ne konuşuyor? Neler düşünüyor? Neler yapıyor?” anlamaya çalışırdım. Meraklı bir taşralı olarak üniversite yıllarımda da, sonrasında da Sinema Günleri’nin bana büyük ama çok büyük katkısı olmuştur. İnternetin olmadığı günleri yaşamayanların bunu anlaması zor ama, o yıllarda benim gibi yurt dışına çıkmayanların dünyayı anlaması ancak kitaplarla mümkündü. Düşünün filmler bile 1 yıl sonra vizyona girerdi. Filmler bizim için o kadar büyük önem taşırdı ki, sevgilimle hala tarihleri filmler üzerinde konuşuruz; “Tılsımım Koru Beni’nin ödül aldığı sene” veya “Kurosowa senesi” gibi. İşte bu bakışla son iki yıldır zihnimde olan bir projeyi bu sene hayata geçirdim ve Film Festivali sırasında büyük kentler dışındaki  bir grup öğrenciyi İstanbul’da bir hafta konaklatıp, günde 2 film görmelerini sağladım. (Benim hala bazen günde 4 film gördüğüm düşünülürse insaflıyım)

Ardından İKSV’den sevgili Ayşe  Bulutgil aradı ve Tasarım Bienali’ni bana anlatmak için tasarım ekibiyle bir yemek teklifinde bulundu. Onları dinlerken birden zihnimde Adapazarı ve İzmit’te geçen çocukluk ve ilk gençliğimde dünyaya ulaşma, anlama çabalarım geldi. Kafamda bir proje oluştu.


Ardından Mayıs ayının 19’unda bu internet sitesinde bir çağrım yayınlandı: http://www.herkesebilimteknoloji.com/haberler/toplum/tasarim-mimarlik-ogrencileri-yaziya-dikkat Zenginliğin önemli kaynaklarından biri olan tasarım (ve bağlantılı tüm alanlar) öğrencilerini İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın @iksv_istanbul düzenlediği Tasarım Bienali’nde benim konuğum olmaya http://bizinsanmiyiz.iksv.org/ çağırdım.

İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki illerden öğrencilere açık olan çağrıma o kadar çok başvuru geldi ki açıkçası şaşırdım. Şahsi imkânlarım 10 öğrenciye yeteceği için büyük bir vicdan azabı duydum; “diğer öğrencilere ne diyeceğim?”

Bu sırada güvendiğim insanlardan oluşan amatör bir jüri öğrencilerin başvurularını değerlendirdi.

Amaç kesinlikle öğrenciler arasında bir yarışma açmak, dehalar bulmak falan değildi. Tek hedefim, küçük illerde kısıtlı imkânlarla tasarım ve bağlı alanlarda okuyan öğrencilere bir pencere açabilmek, bir nefes almalarını sağlamak. Bu yüzden başvurularda 1. Okulda yaptıkları çalışmaları göndermelerini, 2. Neden Tasarım Bienali’ne gelmek istediklerini yazmalarını istedim. İlkinin amacı bazıları yetenekli olabilir, ama kısıtlı imkânlar nedeniyle kendilerini geliştiremiyor olabilirler, bunları görebilmek. İkincisinin amacı ise, yeteneklerini ortaya koyacak çalışmaları olmayabilir ama geleceğe dair istekleri, tahayyülleri etkileyici olabilir. Ben ikisinin de değerli olduğunu düşündüğüm için, iki ayrı değerlendirme yapılmasını sağladım. Şahsen bu sürece neredeyse hiç katılmadım. (Ben biraz bol kese hocayım galiba)

Bu arada birçok insan projeme destek vermek istedi. Açıkçası bundan çekindim. Parayla ilişkisi hep sorunlu olmuş biriyim. Birilerinden herhangi bir nedenle para alma fikri beni her zaman rahatsız eder. Ayrıca bunun hesabını kuruş kuruş vermek lazım. Versen bile laf olur gelir seni bulur. Ve fakat gene de bazı insanlar çok içten ve çok açık yüreklilikle bana ulaştılar. Benimle parasal bağ kurulmamasını sağlayacak bir kaç desteği kabul ettim. Böylece benim 10 öğrencilik hayalim 25 öğrenciye fırladı. Bu yüzden hem kurumsal olarak Hedef Filo ve Pegasus’a hem de oradaki harika dostlara şahsen teşekkür ediyorum. Bunun dışında samimiyetiyle beni etkileyen iki kişisel başvuruyu da kabul ettim. Şahsen tanışmadığım Çağrı Balban, ortak bir dostumuz üzerinden bana ulaştı ve öylesine dürüst ve içten bir destek öne sürdü ki, bu proje ilk aklıma geldiğinde hissettiklerimi onun da paylaştığını, ta içimde hissettim. Sağ olsun sevgili Tanyer Sönmezer ise, ısrarla bu projenin bir şekilde parçası olma isteğini “öyle dümdük” kafama kaktı sürekli.

Öğrenci sayısını 10’dan 25’e çıkaran destekçilerim:

  • Pegasus, 10 öğrenciyi İstanbul’a hiçbir karşılık almadan getirecek.
  • Hedef Filo, 10 öğrencinin İstanbul’daki konaklamasını karşılayacak.
  • Çağrı Balban, 5 öğrencinin uçak, konaklama ve günlük cep harçlığı dâhil tüm masraflarını şahsen karşılayacak.
  • Tanyer Sönmezer, 5 öğrencinin cep harçlığını verecek.

Bu arada İstanbul’daki otellerde yer ayarlamama destek veren ama adının yazılmasını istemeyen dostlarıma minnetimi yazmasam olmaz.

Öğrenciler

Seçilen öğrencilerin isimleri aşağıda. Kayseri, Konya, Mardin, Adana, Erzurum, Eskişehir, Tekirdağ, Balıkesir, Gaziantep ve Karabük’ten öğrenciler var. Özellikle Mardin’den gelen yoğun başvurular beni çok şaşırttı ve mutlu etti. Mimarlık, grafik tasarım, endüstriyel tasarım, moda, şehir ve bölge tasarımı, peyzaj gibi alanlardan öğrenciler var. Öğrencilerin kalabalık gruplar halinde olmasını özellikle istemediğim için, gruplara böldüm. Umarım tüm öğrenciler için ufuk açıcı olur. Daha da önemlisi umarım tüm gençler için keyifli bir kaç gün olur. Zira ben keyif alınmayan işin iyi bir iş olmadığına inanırım. Seçilen arkadaşlara otel ve uçak bilgileri için editörüm Ece Eliboloğlu ulaşacak. Son not: Başvurup seçilemeyen gençlerden bir kez daha özür diliyorum. Lütfen imkânların sınırlı olduğunu, elimden bu kadar geldiğini unutmayın.

28 Ekim-30 Ekim
Bengisu Almıla Kantarcı
Ömer Berk Yüksel
Afaf Sema Samo
Selda Sağlamtaş
Saadet Kavuncuo
Alperen Coşkuner
Feyza Nur İnce
Furkan Yılmaz
Arzu Yaman
Merve Mehan

12 -14 Kasım
Murat Can Akbaş
Zeynep Eylül Kızılgün
Özlem Ebru Yıldız
Serhat Yeşilyurt
Mukaddes Uyandıran
Samet Dalgıç
Ruken Aydoğdu
Emin Dersim Tanlı
Berk Kılıçoğlu
Fulya Kırbıyık

18-20 Kasım
Alihan Bak
Ahmet İbrahim Polat
Merve Rozerin Öztüzün
Müberra Kalender
Nurettin Ersin Çiçek