Epigenetik…!

Mustafa Çetiner
Epigenetik…!

Her yüz meme kanserinden sadece 7 tanesinde genetik anormallik gösterilirken, diğer 93 tanesinde neler oluyor da kanser gelişiyor?

Nasıl oluyor da aynı genlere sahip ikiz kardeşlerden birinde kanser gelişirken diğerinde gelişmiyor? Neden bazı hastalıklar bilinen genetik bir anormallik olmadan bazı ailelerde daha sık görülüyor?

Bu soruları çok arttırabiliriz ama bu soruların yanıtlarından biri artık net...


Epigenetik...!

Epigenetik sözcüğünü anlatmadan önce bazı tanımlamalara gereksinim var.

Genotip sözcüğü genetik yapımızı tanımlar, bu yapı DNA dizilimimiz, genlerimizdir. Genotipimizi oluşturan genler bir takım enzim ve proteinlerin sentezlenmesini yöneterek “fenotip” yani dış yapımızın, organizmamızın ortaya çıkmasında belirleyici rol oynar.

Epigenetik; genotipik değişikliklerle açıklanamayan, ancak genlerimizin ifadelerindeki (ekspresyonlarındaki) değişiklikleri, yani genlerimizin fenotipimizi oluşturma farklılıklarını inceleyen bilim dalıdır.

Yani epigenetik dendiğinde, genetik yapımızdaki (genotip) değişikliklerden kaynaklanmayan, ancak kalıtsal olan gen ekspresyonlarındaki ya da ifadelerindeki değişiklikler akla gelmelidir. Epigenetik, gen dizilişleriyle değil, genlerin dokulardaki ifadeleriyle ilgilenir. Yani genlerimizin ne zaman ve nasıl çalışacağını belirleyen, bazı genleri susturan, aktivitelerine engel olan, epigenetiktir.

Genetik bozukluklarda hastalık şöyle ortaya çıkar.

Bir gende bir mutasyon çıkar ve biz bu mutasyonu genetik olarak gösterebilir ve deriz ki “A” geninde “B” mutasyonu olmuştur, görülen “C” hastalığı bu nedenledir.

Epigenetik bozukluklarda ise hastalık şöyle ortaya çıkar.

“A” epigenetik mekanizmasının bozulması, bu mekanizmalar ile susturulmuş (silencing) “B” geninin aktive olmasına ve sonuçta “C” hastalığına neden olur. Siz bu epigenetik bozukluğu klasik kromozom analizi, genotipik inceleme ile önceki örnekte olduğu gibi gösteremezsiniz.

Yani epigenetik kontrol yollarında ortaya çıkacak anormallikler kanser gibi birçok hastalığın oluşumuna neden olabilir.

Epigenetik bozukluklar, genetik bozukluklar gibi kuşaktan kuşağa aktarılmaz ancak bu bozuklukların aynı aile bireyleri arasında oluşma şansı daha yüksek olabilir.

Bazı genler susturuluyor

Eskiden biliyorduk ki, birçok hastalığa genetik yatkınlığımız olduğu için yakalanıyoruz. Artık biliyoruz ki, birçok başka hastalığa ise genetik yatkınlığımız olsa bile yakalanmıyoruz, çünkü epigenetik mekanizmalar sayesinde o genler aktif hale geçemiyor ve susturuluyor.

İki ikiz kardeşten birinin kanser olup diğerinin olmaması, kanser olmayan kardeşteki genlerin epigenetik mekanizmalar ile susturulması ile ilişkili olabiliyor.

Çalışmalar epigenetik değişikliklerin oluşmasında çevresel faktörlerin önemini göstermektedir. Çocukluk çağında yaşadıklarımızın, yaptığımız işin, alışkanlıklarımızın ve daha birçok faktörün genlerimizin ifadelerini etkileyebildiğini unutmayın.

Epigenetik son yılların en popüler bilim konularından biridir.

Epigenetik alanındaki gelişmeler kanser ve nörolojik hastalıklar gibi tedavisi çok güç hastalıklar için de büyük bir umut oluşturmaktadır.

Kızım neden huysuz!

 İlk kez 1942 yılında Conrad Waddington’un kullandığı “epigenetik” sözcüğünü en iyi anlatan belki de şu bilindik fıkradır:

Darwin ile Freud’u birlikte gören dertli bir anne kızından yakınmış, “Ey yeryüzünün en büyük dâhileri, kızımın bir derdi var, bu derdin nedenini ancak siz bilebilirsiniz.”

Darwin ve Freud merakla sormuşlar “Kızınızın neyi var ?”

“Kızım çok mutsuz, kötümser, kavgacı, beni deli ediyor”.

Darwin hiç düşünmeden yanıtlamış, “kızınızın sorunu “genetik”.

Freud ise “hayır” demiş, “sorun anneden kaynaklanıyor.”

Anne şaşırmış, çaresizce sormuş, “hanginiz doğru söylüyor?”

Tam o sırada yoldan geçen Conrad Waddington soruyu yanıtlamış, “ikisi de doğru söylüyor hanımefendi, sorun epigenetik”.

Mustafa Çetiner / mailto:[email protected]


Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.