Dünyada her 15 saatte bir yeni bir güneş santrali kuruluyor. 2022’ye kadar kurulan toplam 1 Terawatt’lık güneş gücü sadece iki yılda ikiye katlandı. 2023’te eklenen yeni elektriğin yüzde 96’sı yenilenebilir kaynaklardan geldi. Kaliforniya’da Mart 2024’te elektriğin yüzde 82’si güneşten üretildi. Çin, yalnızca Mayıs 2024’te 93 GW kurulumla rekor kırdı. Güneş enerjisi, sessiz sedasız, dünyamızın enerji sistemini temelden dönüştürüyor.
Çevre uzmanı akademisyen-yazar Bill McKibben’in yakında çıkacak kitabı “İşte güneş geliyor: İklim için son, uygarlığımız için ise yeni bir şans” da bu dönüşümü anlatıyor. Bu yüzden kapağımıza taşıdık. Erdal Musoğlu yazdı.
Temiz Enerji İçin Yeni Maden Şart Değil: ABD’de yapılan analizlere göre, mevcut madenlerin atıklarında güneş panelleri, rüzgâr türbinleri ve bataryalar için gerekli kritik mineraller zaten mevcut. Yeni madenler açmadan, enerji dönüşümü için gereken kaynaklara erişmek mümkün.
Sessizlik: Zihinsel ve Bedensel Sağlık İçin Şifa: Trafik, inşaat, makineler, telefonlar, televizyonlar, bitmeyen bildirimler… Dünya Sağlık Örgütü, gürültüyü “halk sağlığı için küçümsenen bir tehdit” olarak tanımlıyor. Peki bu hengâmede sessizlik bize ne kazandırabilir? Bu sayımızda sessizliğin iyileştirici gücünü inceliyoruz.
Yazarlarımız bu sayıda neler anlatıyor?
- Tanol Türkoğlu: Algoritma mı, İnsan Doğası mı? Yeni akademik araştırmalara göre, sosyal medya siteleri algoritmaları bir kenara bıraksa bile kutuplaşma yine de ortaya çıkıyor. Asıl defo, insanın doğasında.
– Doğan Kuban: 21. Yüzyıl Cehaleti ve Çağdaş Cro-Magnon Kuşağı – 2. Çağımızın en büyük sorunu bilimsel okumamışlık. UNESCO’nun “Science and Power” kitabından yola çıkarak, İslam ülkelerinin bilimsel geri kalmışlığının yeni bir sömürgecilik çağının zeminini hazırlayabileceğini tartışıyor.
– Müfit Akyos: Derin Deniz Madenciliği – 2. Enerji ve teknoloji için kritik madenler ve nadir elementler konusunda derin deniz madenciliğinin risklerini ve potansiyelini sorguluyor.
– Prof. Dr. Aydın Özbek (İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi): Kuantum Fiziği Açısından Özgür İrade Problemi – 2. Bilincin fiziksel evrenin yasalarına tabi olup olmadığını, zihinlerin entegrasyonu ve kaotik sistemler bağlamında tartışıyor.
– Orhan Bursalı: Amatör Bilimcilikten Profesyonel Evrim Teorisyenliği’ne. Deniz Gezmişlerin arkadaşı Oktay Kaynak’ın hapishanede bilime yönelişini, ilk deneylerini ve ortaya attığı sıra dışı teorileri aktarıyor.
– Prof. Dr. Okan Ormanlı (İstanbul Kültür Üniversitesi): Sosyal Medya ve Berlin Film Festivali. Festivalin dijital çağda Instagram ve çevrim içi platformlarla küresel izleyiciye ulaşarak dönüşümünü ele alıyor.
Bilim ve Kültürün Diğer Renkleri
– Grafik Bilgi: Dünyanın gelir haritası değişiyor: yoksulluk azalıyor, orta gelir artıyor.
– Bilgi Küpü: Sarman kedilerin yaklaşık %80’i erkek.
– Meraklı Çocuk: “Dünyada herkes aynı anda ışıkları yaksaydı ne olurdu?” Mercan Bursalı hazırladı.
– Araştırma Gündemi: Nilgün Özbaşaran Dede hazırladı. İnsan dilinin evrensel ritmi, annenin genlerinin çocuğun ağırlığı üzerindeki etkisi ve bebek beyninin gelişiminde mikropların rolü gibi yeni bulgulara odaklanıyor.
– Dizi: Gerçekliği Anlamanın Gizli Anahtarı: Metafizik. Kuantum fiziğinde metafizik varsayımlar olmadan ilerlemenin imkânsızlığını tartışıyor.
– Bilim ve Beslenme: İncir: Mitlerden Soframıza Şifa ve Lezzet. Antik Roma’dan günümüze şifalı bir hazine.
– Hayvanlar Dünyası: Dünyanın en yavaş hayvanı hangisi? Tembel hayvanın şaşırtıcı özellikleri.
Ayrıca karikatürist Tayfun Akgül ve Ergun Akleman’in düşündürücü çizimleri, teknovitrin sayfalarımız, bulmaca ve sudoku da sizleri bekliyor.
Bilim, Umut ve Dayanışma
Güneşin enerjisinden sessizliğin iyileştirici gücüne, insan doğasının zayıflıklarından evrensel ritimlere uzanan bu sayıda bilimin hayatımızın her alanına nasıl dokunduğunu bir kez daha görüyoruz. Çünkü bilim sadece laboratuvarda değil; yaşamın tam merkezinde. HBT’yi yaşatmak için desteğinizi bekliyoruz.
Bilimle, umutla, dayanışmayla.
Gelecek sayımıza kadar hoşçakalın.
Özlem Yüzak
***
Okur mektubu:
Değerli HBT yöneticileri,
Böyle bir ülkede bilim dergiciliği ve bilgi kirliliği arasında güçlü seslere yer verdiğiniz için tüm ekibe minnettarım. 6 yaşındaki kızım ve 10 yaşındaki oğlumla bazen bölüm bölüm okumalar yapıyoruz. Her hafta cuma günlerini iple çekiyorum. Kadıköy-Beşiktaş vapur hattında basılı dergiyi okuyorum. Haftası geçince arada bir masada unutuyorum (!) Bazen birilerinin açıp okuması keyif veriyor. Gözlemliyorum. Nice sayılara ve yaşlara! İlginiz için tekrar teşekkür eder, derginin ve ekibin devamlılığını dilerim.
Saygılarımla,
Nail Özer