Bir ülkede tüm halk yolsuzluğa alıştırılabilir mi?

Editör ne diyor?

Ülkemizi adeta bir kobay, bilimsel bir denek haline getirebilecek, ama en azından ciddi sorular sordurabilecek bir araştırmayı gündeme getiriyor HBT: Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, bir ülkede siyaset ve devlet, yolsuzluğun ipini gevşetip bırakıyorsa ve bu uzun dönemli bir süreyi kapsıyorsa, ahlaki çöküntü, tepeden aşağıda doğru topluma yayılıyor. Ahlaki değerleri göz ardı ettiğinizde vatandaşlar da dürüstlükten taviz vermeye ve bu durumdan rahatsızlık da duymamaya başlıyorlar…

Yapısal ahlaksızlık, toplumda zaten var olan karşılığını bulduğu gibi, bu ahlaksızlığı resmileştiriyor, azdırıyor... Ve çembere giderek artan yeni ahlaksızları ekliyor. Yani giderek çoğalan ve büyüyen bir deniz dalgası!

Kapak konumuzla ilgili bu araştırma ve sonuçlarını okurken, şüphesiz ki aklımıza çok sık duyduğumuz, şunlar geliyor:


“Kim çalmıyor ki...”
“Çalıyorlar ama çalışıyorlar da...”
“Çalıyorlar ama çaldıklarından dağıtıyorlar da...”

Siyasal oy tercihlerinde bu gerekçeyi kullanan veya bu gerekçelerle üst yapıca teşvik edilmiş yolsuzlukları hoş gören seçmenlerin tümünün “yolsuzluk sarmalının içinde” olduğunu iddia etmek şüphesiz ki çok doğru olmaz, ama dikkate alınacak bir veridir. Şüphesiz ki, herkesin bir iktidara bu gerekçelerle oy verdiğini de söylemiyoruz.

Ama yukarıda sıraladığımız gerekçelerin dile gelmesi, yolsuzluğun tabana yaygınlığı konusunda ciddi bir fikir verir.

Yolsuzluğu sorgulayan dosyamızda çok yön var: Nasıl engellenir ve nasıl azaltılır; Türkiye’nin yıllar boyunca yolsuzluk göstergesindeki yeri, yolsuzlukların 6 temel nedeni...

Eşitsizlik, çağlar boyu

Geçen haftaki dergimizde size sunduğumuz eşitlik ve adalet üzerine dosya konumuzu, bu haftaki sayımızda sürdürüyoruz. Bu kez dünyada eşitlik- eşitsizlik konusu, yüzyılı aşkın süre içinde ele alınıyor... Bu konudaki fikri takibi sürdüreceğiz, çünkü kapitalizmin ve yeni liberalizmin tam çuvalladığı, dünyayı da çıkmaza soktuğu konunun odağındayız…

Kuban ve Güvenç: İki Bilgemiz geçen Cumartesi günkü konferansları “gelişmenin dinamikleri” üzerineydi. Konuşmalarının bir özetini okuyacaksınız. Bozkurt Güvenç, yazısında bu konuyu ele alıyor. Kuban ise bu sayımızdaki yazısında değerlerin nasıl ticarileştirildiği, yüzeyselleştirildiği, kültürsüzlüğün yaygınlaştırıldığı konusunu, Konya’daki Mevlana üzerinden anlatıyor.

Bir ek de biz yapalım: Geçen yıl İstanbul’da alt geçit üstlerine asılan pankartlarda, Mevlana törenlerinin İstanbul’da da gerçekleştirileceği belirtiliyordu…  Tam bir Mevlana ticareti demiştik. Millet, semazenlerin dönüşü ile ilgili ve seyir için buna para veriyor!

Müfit Akyos “in vitro – in vivo – in silico” başlıklı yazısında “Teknolojik olarak gelişmiş bir toplumda eğitimli her kişinin matematik bilimlerinin değişik yönleriyle yakınlığı olması” konusunu çalışıyor. Tanol Türkoğlu Dijital Kültür köşesinde, Wikipedia ansiklopedisine getirilen akıl almaz yasaklama üzerine yazdı tabii ki…

Üniversitelerimizin sayfalarında neler okuyacağız, bir bakalım: Atılım sayfasında, THE uluslararası üniversiteler endeksindeki hem Atılım’ın hem üniversitelerimizin başarısı konusu; Kültür Üniversitesi sayfasında insanları dinlemenin önemi üzerine düşünceler var. Bahçeşehirli tıp fakülteliler, bu kez bizlere hepimizin anlayacağı dilde kan ve önemini, içindekileri anlatırken, Amerikan Hastanesi’nden bilim insanlarının sayfasında da “çocuklarda ekran tehlikesi” konusu gündeme getiriliyor. Sağ olsunlar, hepsi HBT’ye ve okurlarımıza, bilim kültürümüze çok değerli katkılar sunuyorlar.

Dergimizde “Türkiye’de araştırma ve ARGE sayfası”nda ilginç gelişmeleri okuyacaksınız. İki tek sütunluk ilginç köşelerimizde “Ya gerçekliğin büyük bir kısmı gizlenmişse” ve “Hayatta kalma içgüdümüz artı demode” başlıkları altındaki güzel yazıları okuyacaksınız.

Her şeyi anlatmamız zor; en son araştırmalardan seçmeleri tutun, haftanın teknolojik haberlerini ve daha bir sürü ilginç konuyu gündeminize getiriyoruz.

HBT geleceği kurmaya azimli. Her Cuma beyin besleme günü ilan ettik. Bizi izleyin, çağdaşlığı yaymamızda etkin olun ve...

Sevgiyle kalın, gelecek Cuma yine beraberiz olacağız...

***

HBT 1. YIL CİLTLERİ

 

HBT’nin bir yıllık sayılarını iki cilt halinde hazırladık... İsteyen okurlarımız da bu ciltlere sahip olabilecekler. Fotoğrafını gördüğünüz cildi kendi arşivimiz için yaptırdık. Önce bir talebi ölçmek istiyoruz, edinmek isteyen okurlarımızın sayısını öğrenmek istiyoruz. Bazı sayılarımızın baskısını yeniden yaptıracağımız için, fiyatını tam belirleyemedik, ama 200 TL’nin altında bir fiyat olabilecek. Bilgi için 0216 449 99 42.