Eş seçiminde paranın etkisi ne kadar?

Öne Çıkanlar Toplum
Eş seçiminde paranın etkisi ne kadar?

Hoşunuza gider ya da gitmez, insanların duygusal ilişkilere girmeleri ve bu ilişkileri sürdürmelerinde paranın sözü geçiyor. Şimdi yeni bir araştırmaya göre, çok paraya sahip olmak, dahası öyle olduğunu sanmak bile, duygusal yaşamınızı derinden etkileyebiliyor.

İlginç araştırmanın sonuçları Frontiers in Psychology dergisinde yayımlandı.

Bu araştırma kapsamında, kendilerini daha paralıymış gibi duyumsamaları yönünde eğitilen deneklerin (kadın ve erkek), eş bulma taktiklerinde değişikliklere gidip gitmeyecekleri araştırıldı.


Örneğin, daha paralıymış duygusuna kapılan deneklerin, halihazırdaki eşlerine karşı duyguları araştırıldı. Eskisi denli eşlerinden hoşnut muydular ve bir yabancıya duydukları cinsel, duygusal çekimi daha açıklıkla ortaya serip sermeye mi başlıyorlardı?

Araştırma yöntemi

Araştırmaya, karşı cinse ilgi duyan ve tek eşli ilişkiler içinde olan yaklaşık 180 Çinli üniversite öğrencisi katıldı.

Araştırmacılar uyguladıkları iki deneyde, katılımcıların bir bölümünü gerçekte olduğundan daha çok paraya sahip olduklarına inandırmaya çalıştı. Bir bölümüne de tam tersi bir duyguyu aşılamaya çalıştılar. Bu süreçte katılımcılardan, yaşamlarında daha varsıl ya da daha yoksul oldukları yönünde bir portre çizen yazılardaki boşlukları doldurmaları, ya da kendilerinde görece daha varsıl ya da yoksul oldukları duygusunu uyandıran birtakım soruları yanıtlamaları istendi.

Deneklerin parasal durumlarıyla ilgili farklı duygulara kapılmalarını sağlayacak bu yöntemlerin öncesi ve sonrasında, onlardan, halihazırdaki eşlerinin çekicilikleri ve cinsel albenileri gibi unsurlar açısından bir değerlendirme yapmaları da istendi.

Erkek: Paralıyım, daha iyisine layığım!

Frontiers in Psychology dergisinin Mart sayısında yayımlanan araştırmada, daha paralı oldukları yönünde koşullandırılan erkek deneklerin, daha yoksul olduklarına inandırılan deneklere kıyasla, var olan eşlerini fiziksel açıdan eskisi denli çekici bulmadıklarına tanık olundu.

Bir başka deyişle, daha paralı oldukları yönündeki öznel duygu, erkeklerin, uzun erimli eşlerinin fiziksel görüntüleriyle ilgili beklentilerini yükselttikleri görüldü.

Araştırmacıların tanık oldukları şaşırtıcı bir durum da, kadın denekler için aynı sonucun geçerli olmamasıydı.

Kadın deneklerin daha paralı oldukları duygusuna kapılmaları, var olan eşlerinin fiziksel görüntüleriyle ilgili görüşlerinde belirgin bir farklılığa yol açmamıştı.

İkinci deneyde, katılımcıların parasal durumlarıyla ilgili koşullandırmanın ardından, karşılaştıkları çekici bir yabancıya nasıl davrandıkları sınandı. Bu kez daha paralı olduklarına inandırılan hem erkek hem kadın deneklerin, daha çekici buldukları bir eşle daha yakından ilgilendikleri görüldü.

Sonuçlar, evrimsel ruh bilimiyle uyumlu    

Uzmanlar araştırmadan elde edilen bulguların evrimsel ruhbilime dayalı savlarla uyumlu olduğuna dikkat çektiler.

Evrimsel ruhbilim, aralarında bir eşte aranan özelliklerin de yer aldığı, insanların birtakım ruhsal özelliklerinin evrim süreciyle biçimlendirildiğini ve bu özelliklerin genelde üreme ve yaşamda kalabilme olanaklarını en üst düzeye ulaştırmaya yaradığını savunuyor.

Konuya bu açıdan bakıldığında, insanların üreme olanaklarını en üst düzeye çıkartmak amacıyla eş bulma taktiklerini ve seçimlerini çevrelerindeki koşullara göre değiştirmelerini beklemek de son derece doğal bir tepki olsa gerek.

Bir başka deyişle, sahip olduğunuz kaynaklar (burada daha paralı olmak söz konusu) sizlere daha iyi olanaklar sunuyorsa (burada söz konusu olan daha çekici bir eş), bu hedefin peşinden gidilmesi de son derece doğal.

Ama kesin kanıt değil

Ne var ki, yeni bulgular evrime dayalı görüşü desteklemekle birlikte, kesin bir kanıt niteliğini taşımıyor.

Araştırmaya katılmayan Atlantalı ruhbilimci Mary Gresham, “Çiftleşme ve eş bulma ile ilgili evrimsel ruhbilim kuramları oldukça tartışmalı kuramlar. Bu süreçte çok daha başka unsurların da hesaba katılması gerekir” diyor.

Gresham, insanların neden parasal konumlarına göre eş bulma taktiklerini değiştirdiklerini, para pul sahibi olmanın yüceltildiği toplumlardaki durumla da ilişkilendirilebileceğini söylüyor. Böyle davranmalar, evrimsel bir içgüdü olmaktan çok, bağlı oldukları toplumun inancından kaynaklıyor olabilir.

Dahası, insanların çocukluklarında yaşadıkları deneyimler, ana babalarıyla ilişkileri ve enine boyuna düşünerek belirledikleri hedefler de eş seçiminde etkili olabilir.

Gresham’a göre çiftleşme davranışı çok farklı unsurlarla belirleniyor ve olgunlaştıkça değişime uğruyor. Bu araştırmadan elde edilen bulgular geçerli olabilir, ama açıklaması salt evrimsel eğilimlere bağlanıp geçilecek denli basit değil. Tartışılması son derece ilginç, ancak henüz kanıtlanmamış bir konu.

Rita Urgan

Kaynak: Live Science (Nisan 2016)