TCMB’nın 88. kuruluş yıl dönümü: Para basmak iktidardır

Öne Çıkanlar Toplum

Bilindiği gibi, kâğıt para ilk olarak 1666’da İsveç’te; Osmanlı’da ise 1840 yılında basılmıştı.

Padişahlar Abdülmecit, Abdülaziz, V. Murat, II. Abdülhamit, Reşat ve Vahdettin kendi adlarına para bastırdılar.


Osmanlı'nın son paraları Cumhuriyet'in ilk beş yılında sürümde bulunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti ise ilk kâğıt parasını 1927’de bastırabilmiştir. Henüz Harf Devrimi de yapılmamıştı. Bu nedenle bu paraların Arap harfleri ile basılması kaçınılmazdı. Buna birinci emisyon denmektedir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, Osmanlı parasının yeni Cumhuriyet parasıyla değiştirilmesi zorunluydu. Bunun için 30 Aralık 1925 günü 701 Sayılı “Mevcut Evrak-ı Nakdiye’nin yenileri ile istibdaline dair kanun” çıkarılmıştır. Evrak-ı nakdiye, kâğıt para demektir. Bir devletin egemenlik, daha doğrusu bağımsızlık simgesi olması nedeni ile yeni Cumhuriyet’in birinci görevi para basmak olmuştu. 701 sayılı yasa, Osmanlı parasından Cumhuriyet parasına geçişi düzenlemişti.

Osmanlı ilk kez 30 Mart 1915 gün ve 207 sayılı “Yüz elli milyon franklık altın mukabilinde altı milyon beş yüz seksen üç bin doksan dört Osmanlı liralık evrak-ı nakdiye ihracı ve tedavülünün mecburiyeti hakkında kanun-i muvakkat”ı Mehmet Reşat döneminde çıkardı. Bu yasa Osmanlı Devleti’nde yedi kez değişikliğe uğradı.

701 sayılı yasanın 1. maddesinde Osmanlı'da basılan paraların yerine konmak üzere “evrak-ı nakdiye” çıkarılmasına izin vermekteydi.

Yeni kâğıt paranın biçimini bir yarkurul (komisyon) belirleyecektir. Yarkurul ise Maliye Bakanlığı'nın görevlendireceği bir kişinin başkanlığında Ziraat ve Osmanlı ve İtibarı Milli, İş, Akhisar Tütüncüler ve Akşehir, Deutsche Bank, Kredi Liyone, Banca di Roma, Amerikan Ekspres, Felemenk Bahrisefit, İyonyan Limited ve Rus bankalarının birer temsilcisinden oluşacaktı (17 Ocak 1926 gün ve 3036 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'na göre çıkarılan yönetmeliğin 1. maddesi).

Yeni Türk lirasının ön ve arka yerinin görünümünü bu yar kurul bir yönetmelik (talimatname) sınırları içinde düşünecektir. Yönetmeliği Maliye Bakanlığı hazırlayacak ve hükümet de onaylayacaktır. İlgili yönetmelik 17 Ocak 1926 günü hükümetçe kabul olunmuştur.

16 Mart 1926 gün 3322 sayılı kararname ile evrak-ı nakdiyenin yüzünde “Reisicumhur hazretlerinin resmi olacağı” yazılıdır. Görüldüğü gibi Cumhurbaşkanı'nın resminin paralara konması bir hukuk buyruğudur. “Elli, yüz, beş yüz ve bin liralık paralar için” Cumhurbaşkanı resmi konacak, ancak “bir, beş ve on liralık paralar için” Cumhuriyet’in bir simgesi kullanılacaktı. Başbakan İnönü izinde olduğundan, bu kararnamenin Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk’ten sonra başvekalet bölümünde Dr. Refik (Saydam) imzası vardır. Yani paraların resimli olması kararları altında İnönü imzası yoktur. 1927 yılında gerçekleştirilen Birinci Para Basma olayında (I. Emisyon) bu kural tümüyle uygulanmıştır. Açıkçası elli, yüz, beş yüz ve bin liralık paralarda Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal’in resmine yer verilmiştir.

T.C.’de kâğıt para basmanın izlediği sürecin görüntüsü budur. Son çözümlemede T.C. Merkez Bankası kurulduğundan, artık kâğıt para basmanın tüm kurallarını belirleme yetkisi bu bankaya verilmişti. Gerçekte para basma yetkisi Anayasa'ya göre TBMM’nindir. Atatürk T.C. Merkez Bankası Yasasını 1715 sayılı olarak 11 Haziran 1930 günü çıkartıp soruna çağdaş yaklaşmıştır. Bu yasa ile parayı basma, basılan paranın biçimini belirleme yetkisi Merkez Bankası'na verilmiştir.

Bu yasanın, 17. maddesinde “Banka, tedavülde bulunan banknotları muvafık gördüğü zaman yeni bir emisyon ile tebdil edebilecektir" ve 68.maddesinde ise “Bankanın idare meclisi banka üzerinde tam salahiyet ve murakabe hakkını haizdir. Bankayı alakadar eden bütün işlerle iştigal eder” kuralına yer vermekteydi.

Bakanlar Kurulu'nun 1 Eylül 1931 günlü toplantısında kabul edilerek 20 Eylül 1931 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan banka tüzüğünün 67/ç maddesinde ise, “İhraç olunacak banknotların şekil, muhteviyat, kıymetlerini ve bunların mevki tedavülden kaldırılması ve iptali ve fersudelerin tebdili şeraitini tesbit eyler” yazmaktaydı.

Demek ki T.C. Merkez Bankası kurulduktan sonra bastırılan banknotların biçim ve içeriğini belirlemede bu banka yetkili kılınmıştır.1715 sayılı yasa ile bu yetki 30 yıllığına Merkez Bankası’na verilmişti. 1955’te ise T.C. Merkez Bankası’nın bu yetkisi 6544 sayılı yasa ile 1999 yılına dek uzatılmıştır. 1994’te çıkartılan 3985 sayılı yasa ile yetkiyi süreyle sınırlama yaklaşımı tümüyle kaldırılarak T.C. Merkez Bankası süresiz yetkilendirilmiştir.

Şimdi gerçekler böyle iken, İsmet İnönü’yü, M. Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra Türk lirası kâğıt paralara kendi resmini koydurarak Atatürk’ü unutturmaya kalkışmakla suçlamak doğru olamaz. Bu yöndeki yasal düzlemi irdeleyerek bunun olamayacağını saptadık.

Sorunu, önce yasal düzlemde irdeledik 

Gerçekten bu konuda yasal kuralların neler olduğunu araştırdık.

30 Aralık 1925 günü çıkarılan 701 sayılı “Mevcut evrak-ı nakdiyenin yenileriyle istibdaline dair kanun”, Türkiye Cumhuriyeti’nin para basma yönünde çıkardığı ilk yasadır. (İstibdal, değiştirme demektir.)

11 Eylül 1957 günü TBMM Genel Kurulu’nda Hikmet Bayur’un CHP’yi ve İnönü’yü suçlaması üzerine, İsmet Paşa söz alarak şunları söyledi: 

"Bir de pulda ve parada resim meselesi vardır. Her partici bunu benim Atatürk’le münasebetim için kullanmak ister. Bu bir nazariye meselesidir. Nazariye şudur: Bir devlette sikke ve pul devlet reisinin adına basılır. Böyle devletler vardır. Bu usulü takip etmeyen devletler de vardır. Biz bu usulü takip eden devletler arasında idik. İmparatorlukta para, pul padişah namına basılırdır. (Soldan, sen padişah mıydın paşa! sesleri)

Cumhuriyet'i kurduğumuz zaman halk tarafından Cumhurbaşkanı padişahtan daha az kudretli bir adam zannedilirdi. Atatürk’le bu mevzuda hassastık. Milletin reyi ile başa geçmiş olan cumhur reisinin, eski hükümdarın devlet başı olarak haiz olduğu bütün haklara malik olduğunu hukukta ve şekilde göstermek lazımdı. Atatürk bu fikirde idi. Onun içindir ki, kendisi hayatta olduğu halde paraya da pula da onun resmini bastık. Eğer sağ olan adamın paraya, pula resmini basmamak, adını yazmamak Cumhuriyet'te âdet olsaydı Atatürk zamanında da ölülerden, pullarımıza, paralarımıza resmini basacak, ismini yazacak hesapsız ad bulunurdu. Bugün de kanaatimiz budur. (Soldan gürültüler)".

1937’de Atatürk yaşarken 2. kâğıt para çıkarılmıştır (ikinci emisyon). Bu para basma olayı içinde olmak üzere 18.11.1940 günü II. Tertipten İnönü resimli 500 ve 1000 liralıklar sürüme sokulmuştur. 3 ve 4. kâğıt para basmada, çıkarılan tüm paralar İnönü resimlidir.

Demokrat Parti zamanı

Demokrat Parti ilk kez 5. para basma olayında 1 Aralık 1951 günü İnönü resimli 50 liraları sürümden çekmiştir. Atatürk resimli ilk parayı 50 TL olarak çıkarmıştır aynı gün. İnönü resimli paraları en son 15.4.1953 günü sürümden kaldırdığına göre on yıllık iktidarının üç yılını İnönü resimli paralarla geçirmiş demektir.

İsmet İnönü’nün, M. Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra Türk lirası kâğıt paralarına kendi resmini koydurması, CHP dışındaki tüm partilerce haksız yere sömürme konusu yapılmıştır. Denmek istenmiştir ki İnönü, Atatürk’ü silmek için bu yolu seçmiştir.

Demek ki, İsmet İnönü’nün ilk kez 500 ve 1000 TL’lik kağıt paralarda 18 Kasım 1940 yılında Cumhurbaşkanı olarak resminin konması, İnönü’nün Atatürk’ü unutturmak istemesi suçlamasını ortaya çıkarmıştır. Oysa İnönü’nün Atatürk’ü unutturmak gibi bir özlemi de yoktur. Olamazdı da. Çünkü İsmet İnönü, Mustafa Kemal’e Atatürk soyadını veren yasa önerisinin sahibidir. (İsmet Paşa'ya İnönü soyadının verilmesinin sahibi de Mustafa Kemal’dir.) İnönü, Atatürk için Anıtkabir’i düşünüp uygulamaya geçirendir. İnönü, Atatürk öldükten sonra toplanan CHP’nin ilk Olağanüstü Kurultayı’nda ona o zamanki havanın etkisiyle ebedi şef diyen adamdır. Atatürk öldüğünde İnönü onun için “Vatan sana minnettardır” diyerek onu göklere çıkartandır.

Eğer İnönü Atatürk’ü unutturmak isteseydi 25 Nisan 1939 da 2. para basma olayında (emisyon) 2,5 (sürümü 25 Nisan 1939) TL de; 500 ve 1000 (sürümü 15 Haziran 1939)TL de, Atatürk resimlerini bastırmamış olması gerekirdi. Demek ki Atatürk resimli paralar sürümden kaldırılmamıştı. 1940’da 500 TL ve 1000 TL de ilk kez İnönü resimleri bulundurulmuştur. Atatürk öldükten sonra Atatürk ve İnönü’nün resimlerinin bulunduğu paralar sürümde birlikte bulunmuşlardır.

Batırılan gemideki paralar

İnönü’nün İngiltere’de bastırdığı paraları Türkiye’ye taşımak durumunda iken Yunanistan’ın Pire limanında bulunduğu sırada Adolf Hitler’in uçaklarınca bombalanıp batırılan gemideki paralarda bulunulan resim İnönü resmiydi. Batan geminin denizde dolaşan paraları vurgunculuğa yol açmasın diye o sırada basılan paralar (Atatürk ve İnönü resimli paralar) sürümden çekilmiştir. (16 Nisan 1941)

Şimdi ise İnönü’nün paralara resminin konma gerekçesini açıklama zamanı geldi. O zamanlar Avrupa’nın birçok devletinde olduğu gibi, Türkiye’de de paralarda “devlet başkanının resminin kullanılması kuralı” vardı. İnönü Cumhurbaşkanı olduktan sonra bu kural T.C. Merkez Bankası’nca kendiliğinden uygulandı. Daha doğrusu T.C. Merkez Bankası kurulunca para basma ve paranın biçimini belirleme yetkisi bu bankaya verildi. Doğaldır ki bu kurallaşma bir süreç içinde gerçekleşmiştir. 

T.C. Merkez Bankası’nın kuruluşunun 88. yıl dönümünde İnönü’ye yüklenmek istenen paralardaki Atatürk resimlerini kaldırıp kendi resimlerini koyması olayının bana göre sorumluları, o dönemdeki Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak. Atatürk’ün Selanik’ten çocukluk arkadaşı Nuri Conker, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Kılıç Ali gibilerin İnönü’yü siyaset kulislerinde zayıf gösterme çalışmalarıyla “ben iktidarım” deme gereğini İnönü’ye duyurtmalarıdır.

88. kuruluş yıl dönümünde T.C. Merkez Bankası’nın özerkliği zedelidir. Bankanın T.C. ile nice 88 yılları yaşaması sürekli özlemimizdir.

Av. Rahmi Kumaş