Evrim Kuramı ve Mekanizmaları – Çağrı Mert Bakırcı

Kitaplar

Charles Robert Darwin; ilk olarak 24 Kasım 1859 tarihinde basılan kitabı Türlerin Kökeni’nde, bilim tarihinin günümüzdeki en güçlü kuramlarından biri olan Evrim Kuramı’nı ve mekanizmalarını detaylıca işleyip açıkladıktan sonra, sözlerini şu kelimelerle bitiriyordu: “ Bir ya da birkaç biçimde başlayan yaşamı böyle anlayan ve bu gezegen, çekimin değişmez yasasına göre dönüp dururken, böylesine basit bir başlangıçtan en güzel, en olağanüstü biçimlerin evrimleşmiş ve evrimleşmekte olduğunu kavrayan bir yaşam görüşünde gerçekten ihtişam vardır.” Darwin, doğanın ve buna bağlı olarak canlıların değiştiğini fark eden ne ilk bilim insanıydı ne de son olacak. Darwin’in gerçeğe ulaşma merakı onu bilimin içerisine çekmiş ve sonunda binlerce yıllık soru olan “Biz nereden geldik?” sorusuna ilk defa bilimsel cevap verebilmemizi sağladı.

Her bilimin insana kattıkları birbirinden farklı olmakla birlikte, yazar bu kitabında uzun yıllarını gerek popüler gerek akademik olarak adadığı evrimsel biyoloji bilim dalını inceliyor. Kitabın her bölümü, o bölüm ile ilgili bir hikâye ile başlıyor ve bu hikaye üzerinden gelişiyor. Böylece sadece teorik olarak bilgilerin aktarılması değil pratik olarak da bu bilgilerin doğadaki ve dolayısıyla gerçekteki uygulamalarını ve örneklerini görmemiz sağlanıyor.

Yazar, kitabın ilk bölümünde, bugüne kadar hakkında milyonlarca tartışma yapılmış olmasına rağmen hâlâ tam olarak anlaşılamamış hipotez- teori- kanun üçlemesini açıklığa kavuşturmaya çalışıyor. İkinci bölümde, bizleri canlılığın tanımına götürüyor ve modern bilimin canlı – cansız ayrımını (eğer öyle bir ayrım varsa) nasıl yaptığını izah etmeye çalışıyor. Böylelikle Bakırcı, hayat görüşümüzde bazı önemli değişimler yaratabileceğine inanıyor ve aynı zamanda bilimsel gerçekleri görmemizi kolaylaştırıyor.


Üçüncü bölümde, ilk olarak gezegenimizde gördüğümüz muazzam canlı çeşitliliğini yaratan ve mümkün kılan genetik mekanizmaların birçoğu ele alınarak evrim mekanizmalarına giriş yapılıyor. Bu kısımda evrimi sadece mutasyonlara indirgeyerek çarpık evrim senaryoları yazıp çizen iddialara da son nokta konuluyor.

Dördüncü bölümde, evrimsel değişimi asıl mümkün kılan mekanizmalara, beşinci bölümde yapay seçilimi nasıl doğaya uyarlayabileceğimizi, altıncı bölümde canlıların olmazsa olmaz özelliği ile üreme ile doğrudan ilgili olan evrim mekanizmasına yani cinsel seçilime değinerek birçok özelliğinden bahsediyor. Yedinci ve son bölümde genelde göz ardı edilen ve tam olarak anlaşılamayan son evrim mekanizmasına yani Akraba Seçilimi’ne değiniyor ve kitap bir sonsözle bitiyor.