Taş devrinde katliam

Öne Çıkanlar Toplum
Taş devrinde katliam

Hamile bir kadın ve altı çocuğun elleri ve ayakları bağlandıktan sonra işkence edilmiş. 27 kişinin kalıntıları bulunmuş. Bunlardan 12 tanesi iyi korunagelirken, 10 tanesi ölümcül şiddetin izlerini taşıyor. Darbeyle kırılmış kafatasları ve elmacık kemikleri, kaburga kemikleri ve parçalanmış el ve diz eklemleri gibi.

Cambridge Üniversitesi’nden Marta Mirazon Lahr, yaralamaların sivri uçlu nesnelerle gerçekleştirildiğini söylüyor. Bir kafatasında ve bir üst gövde parçasında üç tane taş uç bulunmuş. Bunlardan iki tanesini obsidiyenden, diğeriyse çakmaktaşından üretilmiş. Bazı iskeletlerdeki kemiklerin pozisyonlarından ise kurbanların bağlanmış olduğu anlaşılıyor. Kurbanların hiçbiri gömülmemiş. Birçoğu günümüzde artık kurumuş olan gölün bir lagününe düşmüş veya itilmiş.

Tortul içinde aralarında 18 kadının ve 6 çocuğun bulunduğu iskeletler 2012 yılında bulunana dek korunagelmiş. İskeletler Turkana gölünün batısında yer alan Nataruk kazı alanında gün ışığına çıkarılmış.


Tahminlere göre bir avcı-toplayıcı grup (belki bir aile) lagünün kıyısında rakip bir kabile tarafından saldırıya uğramış. Bu saldırının rastlantısal mı olduğu yoksa yaşam alanı veya yiyecek için yapılan mücadelenin bir sonucu mu olduğu bilinmiyor. İçme suyu ve balıklar nedeniyle buluntu yeri iyi bir yaşam alanını teşkil ediyor. Ortaya çıkarılan çömlekler de yiyeceklerin depolanmış olduğunu göstermekte.

Avcı ve toplayıcı gruplar arasındaki şiddeti yansıtan buluntular çok enderdir. Bu yüzden de savaşlar ve eski insan toplulukları arasındaki ilişkiler hakkında değerli bilgiler veriyor. Mesela şiddetli çatışmaların ilk kez yerleşik yaşam süren çiftçi topluluklarında başlamadığı gibi. Ayrıca kadınların ve çocukların öldürülmüş olması da olağanüstü bir durum, çünkü normalde kadınlar ve çocuklara kazananlarca el konulur, sadece erkekler öldürülürdü. Bu bulgular arasında bir kemiğin içinde kalan ok ucunun önemi özellikle büyük zira bu şiddet veya savaşa benzer bir çatışmanın en sağlam kanıtı.