Homeopati

Mustafa Çetiner
Homeopati

Bir önceki yazımda söz ettim, Sağlık Bakanlığı Kamu Hizmetleri Satış tarifesinde Homeopati tedavisinin bedeli kamuda 90 TL olarak belirlenmiş.

Bu ve başka alternatif tedavi yöntemleri için Bakanlık ve Sosyal Güvenlik kurumu oldukça iyi paralar ödüyor. Bu paralar kimi yerde standart hasta muayenesinin 3 katını aşıyor.

Homeopati ne demek?


Kabaca şöyle tanımlanıyor, ben de yeni öğrendim;

“Bir hastalığın, hastalık belirtilerini sağlam bir insanda ortaya çıkarabilecek maddelerin çok düşük dozlarda hastaya verilmesiyle tedavi edilebileceği inancına dayanan bir alternatif tıp yöntemi”.

Anladığım bir çeşit aşılama gibi.

Şöyle diyorlar; Benzeri benzer ile tedavi ama seyrelterek. Suyunun suyunun suyu...

Devamını dinleyin;

“Hastalık belirtilerini baskılamaya yönelik tedavi biçimleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu tür tedaviler vücudun kendini iyileştirebilme özelliğine hasar verir. Sonuçta, organizma dışarıdan yardım almadan hastalığın üstesinden gelememeye başlar. Hastalıkla benzer belirtiler oluşturan Homeopatik ilaçlar ise vücudun kendini iyileştirme gücünü (yaşam gücünü) harekete geçirir. Organizmanın bu muazzam gücü, hastalık belirtilerinin ortadan kalkmasını ve iyileşmeyi doğal yolla sağlar.”

Nasıl, hangi mekanizma ile, neleri onararak?

Homeopatların hiç biri bu mekanizmalardan söz etmiyor. Hangi veriye ve bilgiye dayanarak bunu iddia ediyorlar belli değil.

Bakın Sağlık Bakanlığın hasta başına 90 TL fiyat belirlediği bu yönteme dünya nasıl bakıyor.

Independent web sayfasında yeni yer alan habere göre ABD yönetimi bilinen yöntemlerle etkinliği kanıtlanmadığı sürece bu yöntemin uygulanmasına izin verilmeyeceğini belirtiyor.

Söylenen şu; bir çok homeopatik ürünün etkisi modern tıbbın yöntemleri ile değerlendirildiğinde işe yaramadığı görünüyor.

Sağlık politikaları uzmanı Timothy Caulfield diyor ki; “Homeopatiye inanmak büyüye inanmak demektir...”

Tıp dünyasının en saygın dergilerinden biri olan Lancet dergisi 2005 yılında bir editoryal yayınladı. Yazının ismi içeriğini de anlatıyor. “Homeopatinin sonu.”

Makalede Homeopati’nin etkin olduğu ile ilişkili bilimsel verilerin olmadığı belirtiliyor ve İngiltere Parlamentosunun Bilim ve Teknoloji Komitesinin kanıtı olmayan alternatif Tıp uygulamaları konusunda uyarılarda bulunduğu yazıyor.

Aynı makalede İsviçre yönetiminin 5 yıllık çalışma sonrasında hiç bir iyileştirici etkisi gözlemlenmeyen Homeopati uygulamalarını sigorta kapsamından çıkardığı belirtiliyor.

Sevgili Tevfik Uyar’ın da hazırlayıcılarından biri olduğu “Yalansavar” isimli sitede 2012 yılına ait bir habere rastladım. Kısaca özetleyeyim.

Boiron Homeopati ilaçları üreten, 730 milyon dolar değeri ve 4000 çalışanı ile dünyanın en büyük Homeopatik ürün şirketi. Bu şirket bilinçli olarak tüketiciyi aldatıcı pazarlama yöntemleri izlediği iddiası ile mahkemeye veriliyor.

Bu davada Boiron firması şikayetçi olanlarla anlaşma yolunu seçiyor ve iddialara karşı $5 milyon ödemeyi kabul ediyor. Dahası şirket ilaç kutularını ve pazarlama yöntemlerini değiştirme yükümlülüğü altına giriyor. Davada Boiron şirketi mahkemeye hiç bir bilimsel kanıt sunamıyor. Tanık kürsüsüne Boiron firması adına çıkan homeopat, hiç bir bilimsel kanıt olmadığını fakat 200 yıllık söylenceye dayalı deneyimler olduğunu itiraf ediyor.

Bu kadar dar bir bütçe ile sağlık hizmeti vermeye çalışan sağlık bakanlığımızın Homeopati gibi etkinliği belirsiz uygulamalara kaynak ayırmasını anlamak mümkün değil...

Mustafa Çetiner / [email protected]


Bu yazı HBT'nin 65. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.