Demanstan korunmada: Koku

Özlem Kayım Yıldız
Demanstan korunmada: Koku

Burundan beyne, kokudan belleğe...

Yaşlanan nüfusla birlikte demans (bunama) yani edinilmiş bilişsel yetilerin sonradan kaybı gittikçe büyüyen bir halk sağlığı sorunu haline gelmekte. Demanstan korunmak için Akdeniz tipi diyet, hipertansiyon, diyabet ve kolesterol yüksekliğinin uygun tedavisi, zihinsel ve sosyal olarak aktif olmak ve hareketsizlikten ve tütün kullanımından kaçınmak uzun süredir öneriliyor.

Bunlara ek olarak kolay ve yaygın olarak uygulanabilir, etkili ve ekonomik diğer yöntemlere ilişkin arayışlar da devam ediyor. Etkili olması olası yöntemlerden biri maruz kalınan çevresel uyaranların artırılması anlamına gelen “çevresel zenginleştirme”.


İnsan ve diğer türlerde beyin dokusu plastisiteye sahip yani yaşam deneyimleri beyinde yapısal ve fonksiyonel değişikliklere neden olur. Maruz kalınan duysal uyaranların artırılmasının, örneğin kafes içerisine çok sayıda görsel uyaran konmasının veya seslerin deney hayvanlarının bilişsel yetilerini iyileştirdiğine ve demanstan korunmalarına yardımcı olduğuna dair çok sayıda araştırma mevcut.

Koku ise uyaranlar içerisinde en kolay uygulanabilenlerden biri. Üstelik beyinde koku merkezlerinin bellek ve duygudurum için en önemli merkez olan limbik sistemle yakın anatomik ilişkisi kokuyu cazip bir uyaran haline getiriyor. Gerçekte, limbik sistemle doğrudan bağlantı kurabilen tek duysal uyaran koku. Üstelik yaşlanma ile birlikte koku yetisinin azalması bilişsel azalma ile paralellik gösteriyor.

Günlük 80 kez koklamak

Çevresel zenginleştirmenin bir parçası olarak günlük koku uygulamaları fare beynindeki koku yolaklarında ve hipokampusta (bellek yetilerini üstlenen ve Alzheimer hastalığından ilk olarak etkilenen beyin bölgesi) yeni nöron oluşumu ve bellek yetilerinde iyileşme sağlamaktadır. İnsanda da koku uygulamalarının beyinde koku yolakları ve limbik sistem yapılarında büyümeye neden olduğu gösterilmiştir. Ayrıca sağlıklı yaşlılarda ve Alzheimer hastalığı olan bireylerde koku uygulamaları bilişsel yetileri iyileştirmekte ve demans belirtilerini hafifletmektedir.

Koku uyarımının etkili olabilmesi için gün içerisinde değişken kokulara belirli sürelerle maruz kalmak (80 kez koklamak) ve uygulamaya aylarca devam etmek gerekli. Demansı olmayan yaşlılarda bile bunun uygulanabilirliği düşük. California Üniversitesi Nörobilim ve Davranış Bölümü’nden Woo ve arkadaşları, sağlıklı yaşlılarda geceleri koku uygulamasının bilişsel yetiler ve limbik sistem üzerine etkisini araştırdılar.

Altmış yaş üstü kırk üç bireyin dâhil edildiği çalışmada katılımcıların bir kısmına altı ay süreyle her gece 2 saat süreyle bir koku difüzörü aracılığıyla esensiyal uçucu yağlar (her gece farklı bir yağ olmak üzere; gül, portakal, okaliptüs, limon, nane, lavanta, biberiye), kontrol grubuna ise koku difüzörü aracılığıyla minimal koku içeren su uygulandı. Altı ayın sonunda koku uygulanan gruptaki bireylerde bellek ve öğrenme yetilerinde %226 düzeyinde iyileşme olduğu belirlendi. Ayrıca manyetik rezonans görüntüleme ile bellek ve lisan fonksiyonlarıyla ilişkili beyin bölgelerinde de olumlu birtakım değişiklikler saptandı.

Koku duyusunun bellek ve duygudurumla ilgili beyin merkezleri ile doğrudan bağlantı kurabilmesi, kokuyu bu bölgelere açılabilen eşsiz bir kapı haline getiriyor. Bu açık kapı ile birlikte beynin yaşam deneyimleri ile değişme (nöroplastisite) potansiyeli, koku uygulamalarının iyileştirici etkisinin altında yatan mekanizma olabilir.

Özlem Kayım Yıldız

*Bu yazı, HBT Dergi 387. sayıda yayınlanmıştır.

Özlem Kayım Yıldız