Günün Yorumu
Yaşlılığın bir yük değil, değer olması için…
İnsan ömrü tarihin hiçbir döneminde bugünkü kadar uzun olmamıştı. 1900’lerin başında bir bebeğin yaşam beklentisi 40-45 yılken, bugün 80-90 yıla ulaşmış durumda. Ancak esas soru şu: Bu yılları nasıl geçiriyoruz? Daha uzun yaşasak da, bağımsız, üretken ve güçlü mü kalıyoruz, yoksa ömrün sonuna hastalıklarla mı sürükleniyoruz? Harvard destekli 30 yıllık araştırma gösteriyor ki orta yaşta benimsenen ...[Devamını gör...]
Yeni süper güç: Güneş mi?
Dünyada her 15 saatte bir yeni bir güneş santrali kuruluyor. 2022’ye kadar kurulan toplam 1 Terawatt’lık güneş gücü sadece iki yılda ikiye katlandı. 2023’te eklenen yeni elektriğin yüzde 96’sı yenilenebilir kaynaklardan geldi. Kaliforniya’da Mart 2024’te elektriğin yüzde 82’si güneşten üretildi. Çin, yalnızca Mayıs 2024’te 93 GW kurulumla rekor kırdı. Güneş enerjisi, sessiz sedasız, dünyamızın ene...[Devamını gör...]
Sandık var, demokrasi yok: Sessiz çöküşün anatomisi
Demokrasiler artık tanklarla değil, sandıklarla çöküyor. Darbelerin yerini, seçilmiş liderlerin sessiz ama derin müdahaleleri aldı. Medya üzerindeki baskı, yargının kontrol altına alınması, kurumların birer birer zayıflatılması… Ve üstelik toplumun bir bölümü buna gönüllü destek veriyor. Parti sadakati, demokratik değerlerin önüne geçtiğinde ve çok yüksek maaş alabildiklerinde seçmenler bile demok...[Devamını gör...]
Emeğin payının azalmasında rekora doğru…
Emeğin payı daralırken… Gelir ve servet uçurumu derinleşiyor; verimlilik artarken ücretlerin payı geriliyor. Bu sayımızın kapağında, Türkiye’nin emek gelirlerinin millî gelir içindeki payı bakımından dünya ve AB ortalamasının belirgin biçimde gerisinde kaldığını verilerle gösteren dosyayı öne çıkarıyoruz. Bayram Ali Eşiyok’un kaleme aldığı çalışma, 2009–2025 dönemi boyunca emek payındaki aşınmayı,...[Devamını gör...]
Bilim de yanılır: Hataların aydınlattığı yol…
Hatalar bilimin zayıflığı değil, gücüdür. Çünkü bilim, kendi hatalarıyla yüzleşme, onları düzeltme cesaretine sahiptir. Bilim dediğimiz şey, bazen görkemli bir zafer yürüyüşü gibi görünür. Büyük buluşlar, hayat kurtaran tedaviler, evrenin en uzak köşelerine uzanan teleskoplar… Ama yakından bakınca, bu yürüyüşün yol kenarlarında bırakılmış sayısız yanılgı, çıkmaz sokak, tersine dönmüş varsayım görü...[Devamını gör...]
Dünya’da karalar kuruyor, Türkiye için tehlike büyüyor…
Küresel iklim değişimi, yağmur rejimindeki düzensizlikler ve yeraltı sularının hoyratça kullanılması, susuzluğun kapımızda olduğunu gösteriyor. Yanı başımızdaki İran, beş yıldır süren kuraklıkla ve 65 dereceyi bulan sıcaklıklarla, gerçek bir felaketin eşiğinde. Tahran’da bile yeraltı sularının çekilmesiyle 30 santimetrelik çökmeler yaşanıyor. Peki Türkiye? Bazı şehirlerimizde baraj suları %1’e kad...[Devamını gör...]
Dünyayı kurtarabilecek 5 iklim mega projesi
Sıcaklar bunaltıcı… Rekor üzerine rekor kırılıyor… Ve yapılan araştırmalar küresel iklim değişikliğine bağlı bu sıcaklıkların her yıl daha artacağını gösteriyor. Peki ne yapılabilir? İklim değişikliğiyle mücadelede kullanılan stratejilerin çoğu, çok sayıda insanın görece küçük adımlar atmasını gerektiriyor: Mesela milyonlarca kişinin ısı pompaları kurması, elektrikli araçlara geçmesi, et tüketimin...[Devamını gör...]
Genç zeka, büyük merak: Başarının kodları
Dünyaca ünlü bir üniversitede çığır açıcı bilimsel makalenin başyazarı olmak… Hem de kariyerinizin başında… Harvard Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Dr. Furkan Öztürk, yaşamın başlangıcına dair temel sorulardan birine katkı sağlayan araştırmasıyla uluslararası bilim çevrelerinin dikkatini çekti. Nobel ödüllü Jack Szostak’ın “Bu gerçekten çığır açıcı bir keşif” dediği çalışmanın ardında, sad...[Devamını gör...]
Yaş, sadece bir sayı mı? Yoksa biyolojik bir sıçrama mı?
Yaşlanmanın yeni haritası Bazen bir sabah uyanır ve “bir anda yaşlandığımızı” hissederiz. Bilim bu hissi destekliyor. Yeni araştırmalar, yaşlanmanın yavaş ve istikrarlı bir iniş değil, belirli dönemlerde gerçekleşen ani biyolojik sıçramalarla ilerlediğini gösteriyor. Yaklaşık 40, 60 ve 80 yaşlarında vücudumuzda büyük değişimler yaşanıyor: Bağışıklık sistemimiz zayıflıyor, kaslarımız azalıyor, kalp...[Devamını gör...]
Hayvanlar ölümü anlayabilir mi?
Ölümü anlayan tek varlık biz miyiz? Uzun süre, ölümün farkında olmanın yalnızca insana özgü olduğu düşünüldü. Ama bilim ilerledikçe bu kabuller sarsılıyor. Artık bazı hayvan türlerinin de ölümün geri dönülmezliğini kavrayabildiğine, yas benzeri davranışlar gösterdiğine dair güçlü gözlemler ve veriler var. Bir köpeğin, arkadaşının öldüğü caddeyi her geçişinde huzursuz olması… Bir anne maymunun, ölü...[Devamını gör...]