Düşünün, inanılmaz bir sayı olarak, insan bedeninde 35 trilyon hücre var, 200 farklı tip hücre var. Her şey orada kayıtlı, tüm özelliklerimiz. Tüm deformasyonlarımız, yani zayıflıklarımız, güçlü yanlarımız, hastalığa meyilli yapımız, zekâmız, aptallıklarımız… Bir süredir hücre araştırmalarının “Hücre Bilimi” adıyla anılmaya başlandığını duyurmuştuk dergimizde. Şimdi ise devasa bir projenin başladı...
İstanbul Üniversitesi’nden bir akademisyen "valla akademisyenler arasındaki haberleşmelerde en çok dua paylaşılıyor..." demez mi! Ankara Üniversitesi’nden bir başka akademisyen dostumuzun, öğrencilerin bilgi kalitesi üzerine anlattıkları, ülkenin eğitimde daha diplere doğru yol alacağını gösteriyor. İki yıl sonraki PISA sonuçlarını izleyin. Diyor ki akademisyen dostumuz: 100 öğrenciden ancak 10’u...
Evet, uygarlık ve çağdaşlık konularını biraz daha derinleştiriyor ve fotoğrafı netleştiriyor Doğan Kuban. Çağdaşlığı ve uygarlığı nasıl tarif edeceğiz: "Dünya bir kapalı hayvanat bahçesi değil, açık bir insan müzesidir. Bu müzenin insanları, ehli hayvanlar gibi, çağdaş insanlarla birlikte yaşarlar. Çağdaş toplum denen, aslında bu akıl almaz çeşitliliğin yarattığı karmaşadır." Şimdi gelin bu müzede...