Robotlar 5 milyon kişiyi daha işsiz bırakacak!

Öne Çıkanlar Teknoyaşam Toplum
Robotlar 5 milyon kişiyi daha işsiz bırakacak!

Robotlar ekonomiler üzerinde yakın zamanda sarsıcı etkilere neden olabilecek. Uzmanlar yapay zekânın yükselişiyle işsizliğin ciddi boyutlara ulaşabileceği konusunda uyarıyor. Araştırmalara göre 2020’ye kadar robotlar 5 milyondan fazla kişiyi işinden edebilir.

Yapay zekânın gelişimi iş dünyasına sağladığı faydaların yanında bir takım zorlukları da beraberinde getiriyor. World Ekonomik Forum’un haberine göre günümüzdeki mevcut yapay zekâ sistemleri:

*Amerika’daki üniversite sınavlarında (SAT) ortalama bir lise öğrencisine göre daha yüksek skorlar elde edebiliyor.
*Hatta hastalıkları teşhis etme ve medikal araştırmalarda doktorlardan çok daha iyiler.
*Ayrıca bir takım finansal kararları vermekte akıllara durgunluk veren bir hıza sahipler.


Yapay zekâ uzmanı George John’a göre günümüzde iş dünyasında rekabet üstünlüğüne sahip olmak, makinaların hangi noktalarda insanlardan daha üstün olduğunu tanımaktan geçiyor. John’a göre Google bunu başarıyla yapan şirketler arasında. John ayrıca günümüze bir yöneticinin sadece çalışanlar arası organizasyonu değil, çalışanlar ile akıllı makinalar arasında organizasyonu da başarılı bir şekilde planlaması halinde başarılı olabileceğini söylüyor.

Hatta daha da ileri gidiyor ve yöneticilerin diğer şirketlerin teknolojileri ve kendi şirketlerinin teknolojileri arasındaki ilişkiyi de tasarlamaları gerektiğini ifade ediyor.

George John ayrıca yeni yapay zekâ anlayışının şirketlerde kullanılan geleneksel teknolojilerden farklı olduğuna dikkat çekiyor. Geleneksel teknolojilerde makinalar verilen görevi yerine getirirken, günümüzde yapay zekânın iş gelişim aşamasının ve karar oluşturma sürecinin bir parçası olduğu da belirtiliyor.

Yapay zekânın yükselişi ve ekonomiler üzerindeki olası etkisi

Yapay zekânın yükselişi kaçınılmaz. Texas'taki  Rice Üniversitesi'nden profesör Moshe Vardi’ye göre robotlar hemen hemen her işi yakın bir gelecekte yapabilecek duruma gelecekler, ancak robotların iş gücünü ele geçirmeleri ile doğabilecek ekonomik sıkıntılara da olacak.

Vardi’nin kaygılarının yersiz olmadığını Dünya Ekonomi Forumu’nun geçen ay yayınladığı rapor doğruluyor. Raporda robotların iş gücünü ele geçirmesi ile 2020’ye kadar 15 büyük gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomide 5 milyondan fazla iş kaybının oluşabileceği belirtiliyor.

Kimler işsiz

Citibank’ın hazırladığı ‘İş Hayatında Teknoloji’ adlı raporda Büyük Britanya’da işlerin %35’inin, Amerika’da %47’sinin yerine yapay zekânın geçebileceği öngörülüyor ancak en büyük riski %77 ile Çin taşıyor. İlk olarak risk altında olan işlerin birçoğunu çağrı merkezleri ve imalat endüstrileri gibi düşük vasıflı işler oluşturuyor, fakat görünen o ki robotlar için çalışma alanları bunlarla sınırlı değil. Örneğin yatırım tavsiyeleri yapan ‘robot danışmanlık’ üzerindeki çalışmalar finansal teknolojinin en önemli gelişmelerinden biri olarak kabul ediliyor.

Citibank yöneticilerinden Robert Garlick’e göre, yakın bir zamanda insan merkezli birçok iş robotlar tarafından yapılabilecek ve robotlar araba kullanma veya el yazısı çözümleme gibi günümüzde tamamıyla insan odaklı işlerde bile kullanılabilecek.

Citibank raporunun en çok vurgulamaya çalıştığı nokta ise ekonomilerin kendilerini bu değişime hazırlaması gerekliliği. Bir kaygı ise, tüm bu gelişmelerin toplumsal eşitsizlikleri daha da arttırma ihtimali. Rapora göre dünya nüfusunun %1’i ve %99’u arasındaki gelirsel farklılıklar tüm bu değişimler doğrultusunda daha da artabilir. Düşük vasıflı işlerde çalışan ve düşük eğitim düzeyine sahip işçilerin tüm bu değişimlerden etkilenme riski çok daha yüksek.

Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de dijital ekonomi üzerine çalışmalar yapan Andrew McAfee de teknolojik gelişmelerin iş gücü üzerinde her geçen yıl daha fazla etkisi olduğunu belirtiyor ve gelecekte üretimin daha efektif, ancak çok daha az iş gücüne bağımlı olacağını öngörüyor.

Citibank’ın bulgularına karşıt McAfee, tüm bu gelişmelerin bizi distopik değil ütopik bir geleceğe yönlendirdiğini ve toplumun alt kesimlerindeki bireylerin de tüm bu gelişmelerden pozitif yönde etkileneceklerini öngördüğünü, balıkçılıkla uğraşan köylülerin ilk defa cep telefonu kullanmaları ve böylelikle üretim sistemlerini geliştirmeleri ile örneklendirerek açıklıyor.

Ancak bir yandan yeni işler de doğuyor

Son 10 yılda ortaya çıkan çalışma alanları arasında Uber sürücülüğü, sosyal medya yöneticiliği, uygulama geliştiriciliği, sürdürülebilirlik yöneticiliği, insansız uçak operatörlüğü gibi işler var.

Her ne kadar yakın zamanda birçok mesleğin yerine yapay zekâ geçecek gibi dursa da, teknoloji odaklı yeni işler de ortaya çıkmaya devam edecek. Sadece 10 yıl önce Facebook çocukluk dönemini yaşarken, Twitter yeni yeni ortaya çıkmaktaydı ve hiç kimse iPhone sahibi değildi. Son 10 yılda ortaya çıkan çalışma alanları arasında Uber sürücülüğü, sosyal medya yöneticiliği, uygulama geliştiriciliği, sürdürülebilirlik yöneticiliği, insansız uçak operatörlüğü gibi işler ön planda. Örneğin sürücüsüz arabalar taksi şoförlerini işlerinden edecek olsa da, bu arabaları tasarlayacak mühendisler ve yazılımcılar oldukça revaçta olacak gibi duruyorlar.

Araştırmalar şuanda ilkokul çağında olan öğrencilerin %65’inin, gelecekte, bugün var olmayan işlerde çalışacaklarını öngörüyor. Dünya Ekonomik Forum’unun yıllık İnsani Sermaye Endeksi’ne göre ise iş dünyasındaki bu değişimin hızı, gelişmiş yapay zekâ ve robotlar doğrultusunda her geçen yıl daha da artacak.

Uygulama geliştiriciliği mesleği

Tüm bu işler arasında en çok öne çıkan meslek ise uygulama geliştiriciliği. Başarılı uygulamalar milyonlarca dolarlara satılırken; Google 1,6 milyon, Apple ise 1,5 milyon uygulamayı bünyesinde bulunduruyor.

Citibank’ın hazırladığı rapor da teknolojik gelişmelerin doğuracağı işsizlik riskine rağmen, teknolojiye bağlı yeni iş olanaklarının ortaya çıkacağını ekliyor, ancak bu oran 1980’lerde bilgisayar devriminin yaşanmasıyla Amerika’da %8,2 iken, 1990’larda bu oran %4,4’e, 2000’lerde ise online alışveriş, video ve müzik paylaşımı gibi yeni oluşan endüstrilere rağmen %0,5’e kadar geriliyor.

Bu çalışmaya göre, yeni teknolojilerin yarattığı işler gün geçtikçe azalıyor. Raporda 2013’ten 2025’e kadar teknoloji odaklı yalnızca 9,5 milyon yeni iş olanağının ortaya çıkacağı ifade ediliyor.

Perakende sektörüne darbe

Project Syndicate de haberinde robotların iş dünyasında yükselmelerinin birçok mesleği gereksiz kılacağından bahsediyor. Dijital platformlar hâlihazırda ekonominin birçok dalını derinden etkiledi. Örneğin Amazon ve Alibaba gibi online alışveriş siteleri perakende sektörünü adeta yeniden biçimlendirdi.

Online profesyonel ağ platformları da benzer bir etkiye sahip. Bölgesel, ulusal ve global iş piyasası oluşturarak iş verenlere çok daha geniş bir yelpaze sunan bu siteler geleneksel işe alım yöntemlerini tamamıyla değiştiriyor.

LinkedIn, monster.com, indeed.com gibi bir çok site işverenleri ve çalışanları online bir platform üzerinde birleştiriyor. Dijital platformlar aynı zamanda birçok serbest çalışan bireye, internet sitesi geliştirmekten şoförlüğe kadar uzanan birçok iş imkânı sağlayabiliyor ve böylelikle iş gücü ve kapital ihtiyacını ciddi oranlarda azaltabiliyor.

Günümüzde birçok ülkede çalışma çağındaki nüfusun %30-45’i işsiz veya part-time işlerde çalışıyor. Buna rağmen birçok şirket ise açık pozisyonlarının doldurulamadığından şikayetçi. Çalışan kesim ise yeteneklerini kullanamadıkları ve kendi potansiyellerinin altındaki işlerde çalışabiliyorlar.

Bu durum karşı karşıya olduğumuz iş gücü ve ekonomik potansiyel problemini yansıtıyor, ancak Project Syndicate’in haberine göre online profesyonel ağ platformları iş başvurularını geniş coğrafyalara yayarak bu sorunlara bir çözüm yaratabilecek ve iş gücü piyasasını ciddi oranlarda canlandırabilecek gibi duruyor.

Cep telefonlu 8 milyar insan

Söz konusu durum, özellikle ülkeler arası işsizlik oranındaki büyük farklılıklardan ötürü Avrupa Birliği için büyük önem taşımakta. 2025’e kadar 8 milyar insanın cep telefonuna sahip olacağı düşünüldüğünde, online profesyonel ağ platformları ekonomiler üzerinde ciddi etkiler bırakacağa benziyor. Ancak bu durum düşük vasıflı çalışanlar için yerlerinin daha kolay doldurulabileceği ihtimalinden dolayı risk oluşturabilir ve dolayısıyla gelir eşitsizliklerini daha da arttırabilir.

Teknolojik gelişmeler yüksek gelir ve eğitim düzeyine sahip bireylere çok daha fazla yarar sağlarken toplumun büyük bir çoğunluğuna özellikle de orta sınıf mensubu bireyleri olumlu yönde olduğu kadar olumsuz yönde de etkileyebilecek gibi duruyor. Birçok işi yakın gelecekte yapay zekânın devralacağı düşünüldüğünde gerekli ekonomik tedbirleri almak elzem gözüküyor.