M. Kemal’in Suriye tasavvuru üzerine (5)

Ahmet Yavuz
M. Kemal’in Suriye tasavvuru üzerine (5)

Bu serinin önceki yazılarında M. Kemal’in İstanbul’a döndüğünü; tekrar aynı komutanlığa yeniden atandığını ve kısa bir süre sonra başlayan İngiliz taarruzları sonucu geri çekilmeyi gerçekleştirdiğini yazmıştık. Bu beşinci yazıda kısaca Suriye’nin kaybına yol açan zorlu çekilmeye, M. Kemal’in Adana’daki faaliyetlerine yer vereceğiz.

Tarihi çekilme

İngiliz taarruzları 19 Eylül’de başladığında cephede dengesiz bir kuvvet durumu vardı. Bizim üç ordumuza karşı İtilaf güçlerinin üç kolordusu ve bir süvari kolordusu mevcuttu. Ancak asker, silah ve topçu açısından mukayese yapıldığında dengesizlik kendini gösteriyordu: Allenby’nin ordusu cephe boyunca üç kat üstün durumdaydı.


Buna bir de, taarruzun ağırlık merkezindeki kuvvetler açısından bakıldığında bire beş üstünlük sağlamışlardı.

Ayrıca sahip oldukları hava gücü ve deniz desteği ilave üstünlük sağlıyordu. (1) Sonuç olarak İngilizler, 19 Eylül 1918 sabahı bütün cephede taarruza başladılar. Akdeniz’e bitişik olarak sağ cenahta bulunan 8. Ordumuzun 22. Kolordu cephesine 12’ye 1 asker ve 4’e 1 top üstünlüğüyle saldırdılar. İki saat sonra 8. Ordu cephesi yarılmıştı. (2)

M. Kemal’in Nablus’taki 7. Ordu karargâhı hava taarruzlarına maruz kaldı ve telefon hatları kesildi. Sağ cenahından gelen ve kuşatılmasına sebep olacak kuvvetlere karşı ordusunu 23/24 Eylül’de Şeria Nehrinin doğusuna çekmeyi başardı. Kuvvetlerini Deraa’ya çektiğinde 27 Eylül’dü. İngilizlerin süvari baskısı yoğundu. Sahil kesiminden hızlı hareket ederek birliklerimizin gerisine düşüyorlardı. Kuşatılmayı önlemek için Şam’a çekilme gerçekleştiğinde Albay İsmet Bey’in komutanı olduğu 3. Kolordu şehrin güneyinde Kisve’de, 30 Eylül’de zorlukla savunma mevzi oluşturabilmişti. Ancak Şam, batıdan gelen kuvvetlerin süratli hareketi sonucu 1 Ekim’de düşmanın eline geçti.

M. Kemal Paşa, diğer taraftan Ali Fuat Paşa’nın komuta ettiği 20. Kolorduyu Arap asileri kontrol altına almaya görevlendirmişti. Bu esnada 8. Ordunun artıkları emre alınmıştı. En doğudaki 4. Ordu’nun artıkları da Şam’dan geçerek daha kuzeye gitti. 2/3 Ekim’de Humus’ta savunma hattı tesis etti.

7. Ordu Şam’da bir kısım kuvvetini kaybetti. Bunlar imha/esir oldular. Onların savunması geri kalanların çekilmesini mümkün kılmıştı. Rayak üzerinden Baalbek’e, ardından Hama’ya çekilme gerçekleştirildi. 13 Ekim’de Hama’daki birlikler savunmadayken İngilizler bu hatta 18/19 Ekim’de ulaşabildiler. 20 Ekim’de Halep güneyinde birlikler yeniden tertiplendi ve yeni savunma hattı oluşturuldu. Düşman ve onlarla birlikte hareket eden Arap aşiret güçlerinin 25/26 Ekim’de Halep’teki birliklerimizi kuşatma tehlikesine karşı M. Kemal, birlikleri Katma’ya çekti. Katma, geçen yıl Zeytin Dalı Harekâtının icra edildiği Afrin bölgesindedir.

Halep’te asilere karşı kırbacıyla karşı koymuş ve onları dağıtmayı başarmıştır.

Düşman bu hatta durduruldu. Zaten 30 Ekim 1918’de de Osmanlı açısından Birinci Dünya Harbi noktalandı. Mütareke imzalandı.

Zorluklar içinde başarılı bir sevk ve idare

Değerli bir askeri tarih uzmanı olan Erickson, bu geri çekilme harekâtını çok başarılı olarak nitelemektedir. O’na göre, ümitsiz bir ortamda, ordusundaki emir-komutayı nefes kesici bir şekilde tesis edebilmiş olması ve her şey sona erdiğinde bile elinde hâlâ muharebeye elverişli kuvvetler bulundurmayı başarması özellikle altı çizilmesi gereken hususlardandır. (3)

M. Kemal Paşa, Yıldırım Ordular Grubunun komutası almak üzere Adana’ya gider. Burada bölgenin ileri gelenlerinden milli mücadelenin başlatılmasına ilişkin tavsiyelerde bulunur, silahı kendisi sağlayacaktır. (4)

Antep’te, Maraş’ta direnmenin başlaması, 19 Aralık 1918’de ilk kurşunun Dörtyol’da atılması tesadüf değildir. Damar Arıkoğlu anılarında, ilk mukavemet fikrini M. Kemal’in verdiğini açıklar ve Fransız işgalinin acılarını yaşadıktan sonra, direniş fikrine daha erken sarılmanın ne kadar önemli olduğuna vurgu yapar. O’nun tavsiyelerine yeterli özeni göstermedikleri için de pişmanlığını belirtir. (5)

M. Kemal, İskenderun’a çıkan İngiliz kuvvetlerine müdahaleye ilişkin Harbiye Nazırlığıyla yaşadıkları üzerine İstanbul’a çağrılır. Kurulacak yeni kabinede görev alma umudu taşımaktadır…

Haftaya İstanbul’daki altı ayın özeti…

Ahmet Yavuz

 

Kaynaklar

Genelkurmay Başkanlığı, Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, Sina-Filistin Cephesi, IV. Cilt 2. Kısım, 1986, s. 618 vd.

Edward J. Erikson, Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015, s. 33.

Age, s. 38.

Mango, Atatürk, Remzi Kitabevi, s. 234,235.

Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, 1961, s. 94.


Ahmet Yavuz