Mustafa Kemal ve Sivas Kongresi

Ahmet Yavuz
Mustafa Kemal ve Sivas Kongresi

Bir önceki yazımızda, Erzurum Kongresi’nde seçilen Heyeti Temsiliye’nin başkanı M. Kemal ve heyet üyelerinin kısmen maceralı Erzincan-Sivas yolculuğundan sonra 2 Eylül’de Sivas’a geldiklerini ve coşkulu olarak karşılandıklarını yazmıştık.

Kongre için yola çıkan delegelerin tamamı Sivas’a gelememişti. Ancak gecikmeye mahal vermeden 4 Eylül’de Kongre toplandı.

Kongrenin toplanması için acele edildi. Çünkü toplanmasını engellemeye yönelik adımlar atılmaktaydı. M. Kemal de bu adımların farkındaydı. Durumsal farkındalığı olağanüstü yüksekti. Bunu da bir anlamda telgrafhaneleri kontrol ederek sağlıyordu.


Hatırlanırsa, Amasya’dan Erzurum’a giderken Sivas’a uğramış ve burada uykusuz bir gece geçirmişti. İşte o gece, kendisini tutuklamak için Sivas’ta bulunan, Vali Reşit Paşa’yla bunun yollarını arayan eski Albay Ali Galip’i, tabiri caizse haşlamıştı. Erzurum’da iken de, Diyarbakır’daki 13. Kolordu Komutanı ve Kurmay Başkanı Halit Bey’i bu konuda uyarmıştı.

Elazığ Valisi Ali Galip Osmanlı Dahiliye Nazırı’nın emirleri doğrultusunda tertibe devam etti. Çünkü hem paşalığa terfi ettirilmiş hem de Sivas Valiliği ve Kolordu komutanlığına görevlendirilmişti. Vazifesi belliydi: Kongreyi engellemek ve M. Kemal’i tutuklatmak…

Tertibin içinde sadece Dahiliye Nazırı da yoktu. İngilizler de vardı. Binbaşı Noel’in görevi, Kürtleri ayaklandırmak ve Milli Mücadelenin dışında tutmaktı. Binbaşı Noel, geçmişte Arapları ayaklandıran Lawrence’ın rolüne soyunmuştu. Bir farkla, İngiliz çıkarları için Kürt aşiretleri kullanılacaktı.

İlk gün kongre başkanlığı tartışmaları yaşandı. Bunların benzeri Erzurum’da da yaşanmıştı. Rauf Bey’in M. Kemal’in başkanlığına karşı olduğu açığa çıkmıştı. Ancak yapılan gizli oylamada, üç kişi hariç diğerlerinin oyunu alan M. Kemal reisliğe seçildi.

Kongrenin başlamasından birkaç gün sonra Erzurum Kongresi Nizamnamesi birkaç değişiklikle kabul edildi.

Buna göre ( Nutuk, s. 88 ):

  1. Cemiyetin unvanı “Şarki Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti” idi. “Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti” oldu.
  2. Heyeti Temsiliye yerel olmaktan çıktı, bütün vatanın temsilcisi oldu. Heyete altı yeni üye eklendi.
  3. “Her türlü işgal ve müdahaleyi, Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine yönelik kabul edeceğimizden, birlikte müdafaa ve mukavemet esası kabul edilmiştir” ifadesi yerine; “Her türlü işgal ve müdahalenin ve bilhassa Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine yönelik hareketlerin reddi hususlarında birlikte müdafaa ve mukavemet esası kabul edilmiştir” denildi.
  4. Doğu Anadolu’ya yönelik bir işgale Osmanlı Devleti karşı koyamadığı takdirde gerekli tedbirleri alma konusunda “geçici idare kurma” ifadesi kısmi değişikliğe uğratılarak “Doğu Anadolu” yerine “memleketimizin herhangi bir parçasını terk ve ihmal etmek …” suretiyle kapsamlı ve genel ifade kondu.

Ancak bu dördüncü madde geniş tartışmalara yol açmıştır.

M. Kemal’in Ali Galip meselesiyle yoğun olarak meşgul olduğunu biliyoruz. Olası tehlikeyi önlemek maksadıyla daha Erzurum’dayken Diyarbakır’da bulunan 13. Kolordu Komutanı ve Kurmay Başkanı Binbaşı Halit’e bazı talimatlar vermişti.

Kongre toplantı halindeyken Elazığ Valisi Ali Galip’in Binbaşı Noel ve bazı Bedirhan Aşireti mensuplarıyla birlikte Malatya’da buluştukları ve Sivas’ta kongreyi basacakları bilgisine ulaşmıştı.

Diyarbakır’dan Kolordu Kurmay Başkanı Halit Bey’i doğrudan devreye sokarak gerekli tedbirleri aldırdı. Binbaşı Halit Bey, Elazığ’daki Alay Komutanı İlyas Beye gereken emirleri verdi. Alınan önlemler sonucu Ali Galip ve beraberindekiler kaçmak zorunda kaldılar.

M. Kemal, İngilizlerin Afyon’daki kuvvetini ikiye çıkardığı bilgisini edinmişti.

Trabzon’da Tümen Komutanı Halit Bey, burada milli teşkilatın başına memur edildi.

Öte yandan Kastamonu, Konya ve Ankara valileri de muhalefet halindeydi.

20. Kolordu Komutan Ali Fuat Paşa ile yaptığı temaslar ve onun aldığı tedbirler sayesinde Sivas’ın çevresi adeta bir kuşak gibi emniyetli hale getirilmiş oldu.

Kongrece Ali Fuat Paşa’ya, Batı Anadolu Kuvayı Milliye Kumandanı unvanı verildi.

Bütün bunlara ait bilgilerin bir kısmını, Kongre üyelerini ürkütmemek adına, onlardan sakladı. Gerekenleri bilgilendirdi.

Bu arada, General Harbord başkanlığındaki bir Amerikan heyeti, ülkemizde ve Kafkasya’da incelemeler yapmaktaydı. Konu, esasen Ermeni devletinin kurulup kurulamayacağını tetkik etmekti.

Onunla görüştü. Görüşme esnasında General Harbord, M. Kemal’e, muvaffak olamadığı takdirde ne olacağını sormuştur. O da, “Millet hayatta oldukça ve fedakârca teşebbüslerine devam ettikçe başarısızlığın söz konusu olamayacağını” ifade etmiştir.

Kongrede tartışılan “manda” konusuna ve kongrenin sonuçlarına gelecek yazıda temas edeceğiz.

Ahmet Yavuz


Ahmet Yavuz