Eğitime hızlı vites: STEM’e oyunlaştırma

Edip Emil Öymen
Eğitime hızlı vites: STEM’e oyunlaştırma

Japonya'nın en ünlü volkanı Fuji için yürüyüş parkuru gidiş 9, dönüş 9 olmak üzere 18 kilometre. Toshi, buraya saatte 1.5 kilometre hızla, aşağıya da iki kat hızla yürüyerek turu tamamlamak istiyor. Başladığı yere saat 20.00'de dönebilmesi için yürüyüşüne saat kaçta başlamalı?

OECD’nin dünya çapında 15 yaş gençlerin matematik-fen bilgisini “nasıl” kullandıklarını araştırdığı PISA’daki bu soruyu Türk öğrencilerin %94'ü yanıtlayamıyor.

Helen'in evden nehire bisikletle gidişi 4 kilometre ve 9 dakika sürüyor. Dönüş için 6 dakika süren 3 kilometrelik kestirme yolu kullanıyor. Helen'in nehire gidip dönüşteki ortalama hızı kaç kilometre oldu?


PISA’daki bu soruyu bilemeyen Türk öğrencilerin oranı %99.

PISA = STEM

Yıllarını eğitim konusuna adamış gazeteci Pervin Kaplan diyor ki: “Okuduklarını anlama, ilişki kurabilme, varsayımlarda bulunabilme üzerine kurulu bu sorularda ne zaman 6’ıncı düzeydeki %1'lik başarı oranı artar, en temel bilgi ve becerileri ölçen, çocukların %42'sinin başarısız olduğu 2’inci düzeydeki başarısızlık oranımız düşerse, işte o zaman eğitimde kaliteden söz etmeye başlayabiliriz.”

2003’ten beri Türkiye’nin PISA performansı, hele Aralık 2016’da yayınlanan 2015 verisi hakkında çok yazıldı çizildi: Mühendisliğe, temel bilimlere yönelik fen-matematik-teknoloji konuları (kısaca STEM) eğitiminde gerideyiz.

Eğitim sistemi zihne zarar

Bu yetersizliğin çoklu nedenleri var: Eğitim sisteminin kural temelli değil anlam temelli, zihin açıcı, geliştirici olması gerek ki 21’inci yüzyıl becerilerini öğrenmek mümkün olsun. Çünkü artık, geçen yüzyılın kavramlarıyla ilerlemek hayal: Sanayi 4.0 için Büyük Veri analizi yapabilecek beceriler gerekiyor.

Gartner Araştırma Başkanı Peter Sondergaard, hatta “algoritma ekonomisi” diye yeni bir kavram önerdi: “Büyük veri, petrol gibi. İşe yaraması için işlenmesi gerek. Petrol de yeraltından çıktığında balçık gibidir. Yakıta dönüşmesi için işlenmesi gerekir. Biz de, büyük veriyi uygun algoritmalarla işleyerek bunu işe yarar eyleme dönüştürmek zorundayız. Veriyle ne yapacağımız önemli ama, esas önemli olan, bunu nasıl yapacağımız? Bu da algoritma ekonomisidir.”

STEM’i nasıl sevdirmek?

İstatistik, matematik, teknoloji, hatta işletmeden anlayan algoritma ekonomisi becerileri nasıl kazandırılacak? Veriyi tanımlayarak değil, veriden tahmin yaparak, sonra da insanda davranış değişikliğini öngören, yöneltici hesaplama yapmayı sağlayan beceriler bunlar: İlkokuldan itibaren üniversiteyi de geçerek yaşamboyu sürecek bir eğitim-öğrenimle mümkün. Bunu ise, “ben anlatayım-sen anla” düzeniyle sürdürmek iflas etti. İleri teknolojiyi kullanarak, konuları “oyunlaştırmak” bir çare. Özel eğitim ortamlarında örnekleri görülen bu yenilikçi öğretim anlayışının, devletin örgün eğitimine de katılmasını sağlamak temel amaç olmalı.

Tek tük Amerikalı bilimciler, en soyut kavramların bile “oyun” kıvamında öğretilebileceğini göstermeye başladıktan sonra bu konuda kapılar açılmıştı. 2015’te 90 yaşında ölen pedagog Brian Sutton-Smith, yabancı dillerin oyunla öğretileceğini gösteren John Rassias, matematiği bulmacalarla öğretmesiyle ünlü Raymond Smullyan öncü oldular. Onlarla oyunlaştırılmış eğitim, STEM için de başladı.

Ve, ülkemizde bir ilk

Bizde STEM öğretimini oyunlaştırarak sevdirecek yazılımları (algoritmaları) teşvik amacıyla Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı’nın tasarladığı yenilikçi bir yarışma, geçen hafta açıklandı. K12 Oyun Destekli Eğitim Ödül Programı (kısaca KOD Ödülleri) bu konuda başarılı projeleri ödüllendirecek. Eczacıbaşı Topluluğu ana sponsor. Netmarble Türkiye, Yapı Kredi, Medinova destek sponsorları. Zaten Eczacıbaşı Topluluğu, 2003 PISA sonuçları ardından STEM eğitimini iyileştirme amacıyla Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ve eğitim bilimcilerle 2004-07 arasında ortak bir proje yapmıştı. Amaç, analitik ve yaratıcı düşünmeyi özendirecek bir eğitim müfredatı planlamaktı. Öneriler MEB’e sunuldu. 13 yıl aradan sonra bu sefer TBV, yeni bir kapı açıyor.

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 16.06.2017 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.


Edip Emil Öymen