Betona fatura çıkarmak

Erhan Karaesmen Y
Betona fatura çıkarmak

Yarım yüzyıl ve biraz daha öncesinin Türkiye’sinde, futbol, günümüzdeki kadar fazla değilse bile belli toplum ilgisi çeken bir sportif etkinlik biçimiydi. Dönemin ayağı yere sağlam basan ve rakibe kuvvetli gelen milli takım savunma oyuncularından biri “Beton Mustafa” olarak bilinirdi. O zamanların inşaat teknolojisi gelişmeleriyle bağlantısı çok gelişmemiş ortalama yurttaşların gözünde beton’un bir inşaat öğesi olarak ne olduğu pek önemli değildi ancak, beton sözcüğü sağlamlığın ve güvenilirliğin bir simgesiydi.

Günümüzdeki doğayı tahrip edip beton kuleler dikme ya da sahillere beton duvarlar örme kavramlarıyla birlikte beton sözcüğü, kentsel ve toplumsal çeşitli aykırılıkların ve edilgenliklerin simgesi olarak kullanılır oldu. Yarım yüzyıl önceki algılanış ve kullanılış biçiminin tam karşıtı olarak.

Roma İmparatorluğu’nun teknolojinin gelişmesine olan tarihsel katkısı çerçevesinde bir yapı elemanı olarak beton ilk kez imparatorluğun başkenti Roma’nın yakınındaki Pozzuoli kasabasında kullanılır olmuştu. Pozzolana adını taşıyan kireç taşı ağırlıklı, suyla ve kum kırıntılarıyla bir araya geldiğinde belli bir sağlamlık sergileyen bu malzeme günümüzde çok kullanılan beton malzemesinin ilk örneği olarak bilinir. Yakın çağların bilim ve teknoloji tarihinde çok önemli ve temel bir değişim olarak kabul edilen “Sanayi Devrimi” oluşumu çerçevesinde kendini gösterişine tanıklık edilmiştir. İtalya yerine bu kez Fransa’da geliştirilen dayanma sağlamlığı yüksek bu malzeme, 20. yüzyıla kadar belli gelişme çizgisi göstererek ulaşmıştı. Sonraki dönemlerde ise sosyo-teknik ve ekonomik hareketlilik ile kentlerde nüfus yoğunlaşmasının birlikte yarattığı yeni ihtiyaçlar, bu malzemenin gittikçe daha yaygın kullanımına yol açmıştı. Kireç taşı ham malzemesine dayalı yeni endüstriyel geliştirmelerin ürünü olarak ortaya çıkan toz çimentonun, kum ve çakıl parçalarıyla sulu bir ortamda buluşması gibi fiziksel işlem olarak nispeten sade ve kolay uygulanabilir bir mekanizma sayesinde beton malzemesi 20. yüzyılın yüz akı bir teknolojik gelişme olarak kendini kanıtlar. Ahşap, plastik, metal kalıp formlarının içine kolay yerleştirilebilirliği ve bu sayede bina yapım işlerindeki mimarlık arayışçılığına da kolay yanıt verebilirliği dolayısıyla beton kullanımı yaygınlaşıp gitmiştir.


Bir yapıdaki döşeme, kiriş, kolon gibi taşıyıcı elemanlarda oluşan mekanik zorlamalar onların etki yaptığı beton kitlesi parçalarında, yapının geometrisine ve ona gelen yüklerin etkileyiş doğrultularına bağlı olarak, mühendislik dilinde adlarına çekme gerilmesi ya da basınç gerilmesi denen etkisel ürünlerin doğmasına yol açar. Beton, basınç gerilmelerine karşı dayanımı yüksek bir eleman olarak bu etkilere belli ölçüce dayanım gösterir. Çekme gerilmelerine karşı dayanım sağlamak üzerine ise bilindiği gibi çelik tellerin, çubukların ya da tel demetlerin beton kitlesinin içine uygun bir şekilde yerleştirilmesiyle çekme gerilmelerine karşı dayanım da sağlanmış olur. Bu yardımcı ve tamamlayıcı elemanların yerleştirilmiş ürüne bağlı olarak da betonarme ya da daha çağdaş, ileri bir teknoloji olarak ön gerilmeli beton türü yapı eleman ve yapım tekniği kümeleştirilmesine gidilmiştir. Günümüzde ayrıca çeşitli katkı malzemeleri kullanılarak beton malzemesini dayanıklılığının arttırılması yoluna gidilir.

Buna göre, beton, teknolojinin ilerlemesine belli ölçülerde katkıda bulunmuş ve aslında sade bir düzenektir. Kolay şekil verilebilme ve hem işlevselliğin gereği, hem de bir sağlam duruş göstergesi oluşu betonun lehine hatırlatılabilecek özelliklerdir. Koyu gri renkli, kitlesel yoğunluğu ağır basan ve göze hoş gözükmeyen yapı elemanları ortamı yaratıyor oluşu ise beton elemanına öteden beri yapılmış olan olumsuz itirazların kaynağını oluşturmuştur. Ancak, günümüz Türkiye’sinde beton kavramına atfedilen olumsuzluklar farklı bir nitelik taşımaktadır. Kentsel gelişme düzensizliği ve planlama yetersizliğinin sonucu olarak inşaat işlerini gittikçe daha paldır küldür yürütüyor olmanın çirkinliklerini örtmek üzere tüm olumsuzlukların tek sorumlusu olarak beton malzemesine fatura çıkarılıyor oluşu, içinde ciddi mantıksal yanlışlıklar barındırmaktadır.

Erhan Karaesmen / karaesmn@metu.edu.tr

Bu yazı HBT'nin 181. sayısında yayınlanmıştır.

Erhan Karaesmen