Lüks nedir, aydın kimdir?

Hande Özdinler
Lüks nedir, aydın kimdir?

Karanlığı ölçemeyiz. Karanlık aydınlığın olmadığı yerdir. Biz ancak aydınlığı ölçebiliriz. Bir yerde aydınlık azaldığı zaman orası karanlık olur. Dolayısıyla karanlık etken değil, edilgendir. Esas etken olan aydınlıktır.

Aydınlığın ölçüm birimi LÜKS’tür. LUX olarak yazılır, Türkçe’de lüks olarak okunur ve tanım olarak da birim yüzeye değen ışık miktarıdır. Toplumda ¨AYDIN¨ olarak bilinen insanlardan beklenen etraflarına ışık yaymaları, aydınlatmaları ve karanlığın azalmasını sağlamalarıdır, yani lüks değerlerinin yüksek olmasıdır.

Ne ilginçtir ki lüks içinde yaşamanın aydınlıkla bir ilgisi yoktur. Bu aydınlık biriminin LUX olması son derece büyük karışıklıklara sebep vermektedir. Toplumlarda ¨AYDIN¨ olarak bilinen insanlar genelde lüks ve sefa içinde yaşamayı bir aydın olma ön şartı olarak görmekte ve son derece yanılmaktadırlar. Bireyin şatafatlı, süslü püslü ve gösterişli lüks bir hayatı olması onu aydın yapmaz... Lüks ve sefa içinde yaşamakla aydın olunmaz. Kimi aydınlar AYDIN olduklarını ispat etmek istercesine lüks bir hayatın içinde kendilerini kaybederler ve böyle bir hayat yaşarken etraflarına en ufak ışık yayamadıkları gibi bir de etrafındakilere kızmaya başlarlar. Nasıl olur da bu kadar lüks içinde oldukları halde onlardan bir ışık alamamaktadırlar, etraftakiler kesin cahildir, aptaldır. Yoksa bu içlerinde oldukları lüks hayattan etkilenip aydınlanmaları gerekirdi, öyle değil mi ?


Öyle değil işte.. Bir insanın aydın olabilmesi için ışık yayması gerekmektedir, halkı ve etrafındakileri lüks biriminden aydınlatması gerekmektedir ve bunu yaparken kendisi de lüks ve sefa içinde yaşamak zorunda değildir. Kendisinin nasıl bir hayat yaşadığının aydınlık katsayısı ile bir oran ve ilişkisi yoktur.

AYDIN olmak kolay değildir. Aydın topluma karşı sorumluluk duyar, halkını, insanını sever, ülkesini, doğasını sever, ve doğruya doğru yanlışa yanlış deme dirayetini koşullar ne olursa olsun gösterebilir. Herkes susuyorken o hatayı fark etmişse tek başına da olsa BU YANLIŞ diyebilir, herkes ona saldırsa da onu halk düşmanı, devlet haini ve birçok başka suçlamalarla isimlendirseler de, o yine yanlışa yanlış deme olgunluğunu gösterir ve bunun kendisine zarar vereceğini, tek başına kalacağını bilse de gözünü kırpmadan YANLIŞ der. Aynı şekilde kimsenin savunmadığı ama haklı olduğuna inandıkları için de ¨ileride ne olur benim başıma ne gelir¨ diye düşünmeden HAKLI der ve onu gücünün yettiği kadar korur.

Bu büyük ağbilerin tecavüzüne uğramış bir çocuk olabilir veya bir geceyarısı alelacele kesilen bir ağaç olabilir. AYDIN hiç tanımadığı ve hatta tanışsalar kendisini bir kaşık suda boğacak insanların haklarını, yaşam alanlarını ve geleceklerini korumak için kendini gözünü kırpmadan feda edebilir.

Her toplumun aydınlara ihtiyacı vardır ama etraf özgül ağırlıkları olmayan, kendilerini şatafat içinde lüks içinde kaybeden ama etraflarına herhangi bir ışık yaymayan yapmacık aydınlarla dolduğu zaman karanlıklar artar. Karanlıklar toplum gerçek aydınına sahip çıkmadığı, ondan gelen ışığa sırtını döndüğü ve onun gerçek aydın olduğunu anlamadığı için artar ve gitgide herkesin üstüne ağır bir yük gibi çöker.

Karanlık sevenler insanlara şatafat ve lüks içinde yaşayanı AYDIN olarak lanse ederler, halkı bunların esas AYDIN olduğuna inandırmak isterler ve dolayısıyla problem katlanarak artar. Hem halk gerçek aydınlardan mahrum kalır, hem de bu değersiz ama kendilerini pek bir değerli sanan sözüm ona aydınların ışıksız ortamında karanlıklar artmaya başlar. Günümüzde yaşadığımız en önemli problemlerden biri budur. Karanlıklar biz aydınlar sessiz kaldığımız, biz aydınlar korkak davrandığımız, ve biz aydınlar ürkek olduğumuz için artmaktadır.

Toplumları aydınlığa taşımak için öncelikle bu karanlık büyüten ve aydın olmayan kişilerden ziyade gerçek aydınlara yönelmeli, onların seslerine kulak vermeli ve onların seslerini çoğaltmalıyız. Bu arada gerçek aydınlar da saklandıkları yerlerden çıkmalı, küskünlüklerini, kırılmışlıklarını bir kenara bırakıp daha da cesaretlenmeli ve yılmadan çabalama yetisi geliştirmelidirler.

Unutmayalım ki karanlık aydınlığın olmadığı yerdir.

[email protected]


Hande Özdinler