Büyük pandemiler (6): Savaş kazandıran sarıhumma

Mustafa Çetiner
Büyük pandemiler (6): Savaş kazandıran sarıhumma

Sarıhumma sivrisineklerin ısırması sonucu bulaşan, klinik belirtilerin ani ortaya çıktığı, kanamalı bir viral hastalıktır. Hastalık, özellikle medeniyetin girmediği ormanlık alanlarda ve doğal yaşamın hüküm sürdüğü bölgelerde sıktır. Genellikle ani ateş, titreme, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, genel vücut ağrıları, bulantı, kusma, yorgunluk ve halsizlik ile ortaya çıkar. Hastalık çoğu kez iki dönemli bir seyir izler. Bu ikinci dönemde yeniden ateş yükselmesi, sarılık, karın ağrısı, kusma ve kanama belirtileri ortaya çıkar. Hastaların önemli bir bölümü çoklu organ yetmezliği ile kaybedilir.

Sarıhumma hastalığının tarihsel bir önemi de vardır. Bu isyancı virüs, Haitili köleler ile beraber ülkenin bağımsızlığının kazanılmasına büyük katkı sağlamıştır. Bu virüs sayesinde ABD’den sonra kıtanın ikinci bağımsızlık savaşı Haiti’de kazanılmıştır. Karayiplerin Küba’dan sonra ikinci büyük adası olan Haiti, bir Fransız sömürgesiydi. 1789 yılındaki Fransız devrimi sonrası adayı yönetenler, insan hakları gibi konuların kendi iktidarlarını ve çıkarlarını sarsacaklarını düşündükleri için Fransa’dan bağımsızlaşmak ve şeker kamışı ve kahve tarlalarında çalıştırdıkları köleler ile var olan ağır kölelik düzenini sürdürmek istediler. O dönemde Jamaika ve Haiti dünyanın şeker kamışı gereksiniminin çok önemli bir bölümünü üretiyordu. Sadece Haiti dünya şeker gereksiniminin %40’ını karşılıyordu ve kıtanın en değerli kolonisiydi.

Birbirine düşen iktidar sahipleri, giderek artan kölelerin bağımsızlık ve özgürlük isteklerini ve öfkelerini fark edemediler.


Haitili köleler, özgürlüğe giden yolda, 1791 yılında büyük bir isyan başlattı. İsyan süreci çok çalkantılıydı ve karmaşadan yararlanmak isteyen İngiliz ve İspanyolların ülkeyi işgal etmelerine neden oldu. Haitili yerliler, bu sefer Fransız askerleri ile beraber İngiliz ve İspanyollara karşı savaşmaya başladılar. Fransızlar, Haitili yerlilere savaşı kazanmaları sonucunda bağımsızlık vaat etmişlerdi. Ancak işler Haitili kölelerin istediği gibi gitmedi ve Fransa’da iktidara gelen Napolyon, Haitililere verilen sözleri unuttu, Haiti’yi yeniden bir Fransız kolonisi haline getirmek için adaya 30.000 Fransız askeri yolladı. Bağımsız olmak kararlılığındaki yerli halk, bu durumu kabullenmek niyetinde değildi. Ekim 1801’de yeniden ayaklandılar.

İşte Sarıhumma virüsü, bu süreçte tarihi değiştirmek üzere ortaya çıktı ve Haitili devrimcilerin yanında yer aldı. Yerliler hastalığa karşı bağışıktı ancak Fransız, İspanyol ve İngiliz askerlerinin bağışıklık sistemleri bu virüsü tanımıyordu.

1793-1798 yılları arasında ve özellikle Batı Hint Adalarındaki İngiliz birliklerinde hastalığın görülme sıklığı %70’lere ulaştı, birlikler telef oldu. Benzer akıbet, Haiti’ye 1802 yılında gönderilen 30.000 Fransız askeri için de söz konusuydu. Fransız birliklerinin başında bulunan komutan Leclerc, sarı hummadan yaşamını yitirdi, orduda disiplin bozuldu. Fransız ordusunun %60’ının sarıhumma nedeniyle öldüğü söylenir. Kayıtlar, Fransa’ya gelen askerlerin ancak 3000’inin yeniden Fransa’ya geri dönebildiğini göstermektedir.

Haitili yerliler, sarıhummanın desteği ile Fransız ordusunu yendiler. Napolyon’un Amerika’da koloniler oluşturma hevesinin sona ermesinde sarıhummanın büyük önemi oldu. Sonuçta Haiti, 1804 yılının ilk günü bağımsızlığını ilan etti. Bu Spartaküs’ten beri başarıya ulaşan ilk büyük köle isyanıydı. Haiti aynı zamanda ABD’den sonra bağımsızlığını kazanan ikinci ülke oldu.

Yenilgi sonrası Napolyon, iki milyon metrekareyi bulan Louisiana’yı ABD’ye sattı ve Amerika kıtasından tamamen çekildi. Dönemin ABD başkanı Thomas Jefferson, ABD’nin neredeyse üçte biri kadar olan bu bölgeyi Napolyon Bonapart’dan sadece 15 milyon dolar ödeyerek aldı. Bu olay, tarihin de seyrini önemli ölçüde değiştirdi. Çünkü ABD Başkanı Jefferson, Napolyon ile bu anlaşmayı yaparak onun Amerika kıtasından tamamen çekilmesini de sağladı. Fransızların Amerika kıtası ısrarı sürmüş olsa günümüz ABD’si ve dünya siyaseti nasıl olurdu öngörmek zordur. Ancak Napolyon’un Amerika sevdasının Haiti’de yaşananlar ile kaybolduğu ve dikkatinin Avrupa’ya kaydığı kesindir.

Günümüzde ABD’nin Louisiana eyaletinde ağırlıklı olarak Fransızca konuşulmasının sebeplerinden biri bu eyaletin Fransız olan tarihidir. Eyaletin en bilinen ve güzel kenti New Orleans, Haiti isyanın ilk günleriyle başlayan süreçte bu adadan kaçan beyaz ve aslen Fransız olan eski arazi sahipleri nedeniyle çok “Fransız” bir kenttir. Bu kent aynı zamanda ABD’nin de en güzel şehirlerinden biridir.

Mustafa Çetiner / [email protected]


Bu yazı HBT'nin 217. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.