Protein tozları – I

Mustafa Çetiner
Protein tozları – I

İnsanlığın baş belası bağnazlık ve cahilliktir.

Bu saptamanın doğruluğundan hiç şüphe etmemeli. İnsanoğlu hoşlanmadığı ve ezberini bozan şeyler duyduğunda anlamsız biçimde söyleneni yok sayıyor, kendi konfor alanında, yalanlarıyla yaşantısına devam etmeyi seçiyor. Dahası bir zır cahili bir yalana inandırdığınızda onu doğruya ikna etmek neredeyse imkansız hale geliyor.

Geçtiğimiz günlerde YouTube kanalımda protein tozları ile ilgili bir video yaptım. Gelen yorumlara şöyle bir göz attığımda insanoğlunun “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma” hastalığının ne kadar tedavisi zor bir hastalık olduğunu anladım.


Öte yandan protein tozları hakkında bir de “Güncel Tıp” yazısı yazmak şart oldu. Protein tozu kullanımı her geçen gün daha popüler hale geliyor. Spor yapan kişiler kas ve vücut gelişimi için kullanıyor ve faydalı olduğunu söylüyor, bazı uzmanlar ise zararlı olduğunda ısrar ediyor.

YouTube kanalımda sorduğum ve yanıt aradığım sorular basit bir sorulardı.

Protein tozları zararlı mı, ya da yararlı mı, bu tozları kullanmalı mıyız?

Protein tozları ilk defa 1950’li yıllarda vücut geliştirici Irvin Johnson tarafından kullanılmaya başlandı. Google arama motorundan bakarsanız hala bir web sitesi olduğunu ve sitede protein tozları ile ilişkili menülerin yer aldığını görürsünüz.

Johnson’ın 1950 ve 1960’lı yıllarda önerdiği protein tozları, yıllar içinde hızla popüler hale geldi. 1990’lı yıllara gelindiğinde ABD’de sporculara takviye besinler ve protein tozları satan dev mağaza zincirleri kurulmaya başladı.

Yapılan araştırmalar, bu ülkede kas geliştirmek amaçlı spor yapanların yüzde 73’ünün protein tozu kullandığını gösteriyor.

Dahası bu grubun büyük çoğunluğunu 23-34 yaş arası erkekler oluşturuyor.

Protein tozu kullanımı tam bir salgına dönüşmüş durumda. Hiç bir kontrol olmadan, sadece daha adaleli görünmek sevdasından bir çok genç bu ürünleri tüketmeye başladı.

Protein tozlarının ABD’de 2019 yılında pazar değeri 6.6 milyar dolar iken, 2020 yılında bu pazarın 9 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Protein tozları Türkiye’de de oldukça yaygın bir hale geldi. Artık protein tozlarını her yerde rahatlıkla bulmak mümkün.

Proteinler hem hücrelerimizin, hem de hücrede gerçekleşen metabolik olayların yapıtaşıdır. Sadece kas gelişiminde değil, deri ve kemik gibi dokuların ve temel enzim ve hormonların üretiminde de büyük bir öneme sahiptir.

Protein tozları ,özellikle peynir altı suyu gibi besinlerden proteinlerin kurutulup toz haline getirilmesi ile üretiliyor.

Genellikle içine şeker, aroma maddeleri, kıvam artırıcılar, vitaminler ve mineraller ekleniyor ve bu haliyle satılıyor. Tüketimi arttırmak için bir çok farklı aroma kullanılıyor. Piyasadaki protein tozlarına bakın, ne ararsanız var, çikolatalısı, çileklisi, vanilyalısı.

Hatta bu tozlar sütün içine karıştırılıyor, “smoothie” veya bar olarak tüketiliyor.

Peki fazladan protein tozu kullanmamızın gereği var mı?

Besinlerle günlük olarak almamız gereken protein miktarı, sağlıklı bir kadın için 46 gram, sağlıklı bir erkek için ise 56 gram. Bu miktarı tabii ki et, süt, süt ürünleri, baklagiller gibi besinlerle doğal yoldan karşılamak mümkün. Bırakın protein tozlarını, zaten alıştığımız diyet ile aldığımız protein miktarı çoğu zaman bu limitleri aşıyor. Yapılan çalışmalar, ortalama bir Amerikalının günde besinler ile 100 gr protein aldığını gösterdi.

Vücudumuz günlük kullandığı protein miktarı 20-30 gr civarında. Bu miktarın yaklaşık 2 gramı kasların onarılması için kullanılıyor. Geri kalan protein ise enerji üretiminde harcanıyor. Artan miktar yağ olarak depolanıyor veya idrarla atılıyor.

Profesyonel sporcu değilseniz, ağır spor yapmıyorsanız; protein tozları ile günlük önerilen miktarın çok üzerinde protein alıyorsunuz demektir. Yeterince ağır ve uzun spor yapmadığınız için de bu tozlar tam aksine kilo alımına, karaciğer yağlanmasına da yol açabiliyor.

Sonraki hafta devam edelim.

Mustafa Çetiner / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 193. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.