Pandemi kuşağı… Pandexit ve gelecek…

Özlem Yüzak Y
Pandemi kuşağı… Pandexit ve gelecek…

“Siyasetin gündemi ile halkın gerçekleri bir türlü örtüşmüyor” demiştik geçen haftaki yazımızda... Devam edelim:

Önümde ilginç bir araştırma var. Pandeminin gençlerin gelecekleri açısından ne anlam ifade ettiği konusunda. New Scientist dergisinde yayımlandı. Yazarı Bobby Duffy. İngiltere’de King College’de kamu politikaları profesörü, aynı zamanda Kuşaklar adlı kitabın yazarı.

Pandemi dönemi gençliğini ve onları bekleyen geleceği birkaç farklı açıdan inceliyor. Özetleyelim:


İŞLER VE GELİR 

Zaten kuşaklar arası ekonomik refah araştırmaları uzun bir süredir gençlerin elde ettikleri gelirin ana babalarının döneminden daha az olduğunu ortaya koyuyordu. Beklenti anketleri de günümüz gençlerinin ebeveynlerinden daha kötü hayata sahip olacaklarını düşündüklerini gösteriyor. Uzun süren pandeminin tetiklediği ekonomik kriz en çok 30 yaş altını vurdu. OECD’nin 38 ülkede yaptığı araştırma sonuçlarına göre her 6 gençten biri işini kaybetti; çalışma hayatını sürdürenlerin de saat başı ücretleri yüzde 23 azaldı. Ekonomistler uzun sürecek durgunluk dönemlerine işaret ediyorlar. Ödenmesi gereken borçlar, taksitler... Faturaların çoğu gençlerin üzerine yüklenecek. Pandemi gibi şokların bırakacağı yaralar geçse de izleri uzun süre devam edecek.

KONUT SAHİBİ OLMA

Artık tam bir hayal gençler için. Bırakın ev sahibi olmayı, artık fahiş kiralar karşısında bile acizler. En gelişmiş ülkelerden İngiltere’de bile baby boomer diye tanımlanan 2. Dünya Savaşı sonrası kuşağı, 20’li yaşlarının sonuna yaklaştıklarında üçte ikisi (yüzde 66) kendi evlerinin sahibi olabiliyorlardı. 2016 yılına gelindiğinde ise 20’li yaşlarının sonlarını süren milenyum kuşağının sadece yüzde 37’si ev sahibi olabildi.

Hükümetlerin bu duruma desteği ve müdahalesi olmadan eşitsizlik daha da kötüleşecek, Covid nesli bunun getirdiği zincirleme etkilerle karşı karşıya kalacak: daha düşük servet, daha az güvenlik ve gelirlerinin çok daha büyük bir kısmını alan kiralık konut maliyetleri...

EĞİTİM 

Aslında konut edinebilmedeki göstergeler nesiller arasındaki giderek büyüyen eşitsizliklerinin nasıl bir kast sistemine dönüşmekte olduğunu da gözler önüne seriyor. İngiltere’deki araştırmaya göre pandeminin ilk döneminde İngiltere’deki özel okullardaki çocukların yüzde 74’ü uzaktan eğitim derslerini aksatmadan takip ederken devlet okullarında bu oran yüzde 38 olmuş. Türkiye’ye bakıyoruz:

Özeldeki öğrencilerin yüzde 83’ü dersleri düzenli takip ederken devlette bu oran yüzde 38’de kalmış. Araştırmalar her eğitim yılı bireylerin kazançlarını yüzde 8 artırdığını gösteriyor. Zengin ve iyi eğitimli isen çocuğunun eğitimini destekliyorsun. Yoksa geçmiş olsun. Dezavantajlı geçmişten gelen insanların bu durumda belli bir sıçrama yapma olasılıkları da giderek güçleşiyor.

RUHSAL SORUNLAR 

2000-2019 yılları arasında 18-24 yaş arası gençlerin anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sorunlarında ciddi artışlar olduğu saptanmıştı. Covid-19 pandemisi bunu daha da artırdı. Araştırmalara göre Ocak 2021 itibarıyla 45 yaş altı her üç kişiden biri ruhsal sağlık sorunları yaşadığını bildirdi. Bunların arasında 18-21 yaş arasında olanlar yüzde 40 ile birinci sırada. Yine araştırmalara göre 2008 krizinde ruhsal sorunlar yaşayan gençlerin beş yıl sonra işsiz kalma olasılıkları sorun yaşamayan gençlere oranla yüzde 75 daha fazla.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ 

Gençler çevreye ve küresel ısınmaya karşı hep çok daha duyarlı oldular. Ancak büyük stres altında öncelikler de değişiyor. Barınma, iş bulma, geçim derdi gibi sorunlar öne geçtikçe uzun vadeli düşünebilme de doğal olarak azalıyor.

Anlayacağınız devasa sorunlar yumağı ile karşı karşıya gençlik. Peki bu durum hükümetlerin ne kadar umurunda? Bizimkinin olmadığı kesin. Pandemi geleceği nasıl gördüğümüzle ve şimdi yaptığımız seçimlerin yıllar içinde nasıl yankılanacağıyla ilgili önemli bir dönemeç oldu. Pandemi gençliğini kendi kaderleri ile baş başa bırakmanın bedeli tüm dünya için ağır olacak.

İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda, bunu başaran programların kalbinde “başka insanların çocuklarına yatırım yapma taahhüdü” vardı. Daha da ötesinde “o çocukların da bizim çocuklarımız olduğu” duygusu yatıyordu. Pandemi kuşağını kurtarmak için  benzer bir taahhüde ihtiyacımız var.

Özlem Yüzak

Bu yazı 17.09.2021 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.

Özlem Yüzak

Bilgi işçisi olarak tanımlıyor kendini... 15 yılı aşkın süredir Cumhuriyet Gazetesi’nde ‘Bilgi Toplumuna Doğru’ adlı köşesinde çağdaş dünyanın anahtarı olan bilgi, bilim ve eğitimin önemi üzerine yazıp duruyor. İnsanın doğa ve insan üzerinde kurduğu iktidardan dehşetli rahatsız; bu yüzden sürdürülebilir kalkınma, toplumsal cinsiyet, iklim değişikliği yine ilgi duyduğu alanlar arasında. “Kıskaçtaki İnsan ve İsyan” adlı bir kitabı bulunuyor.