MSGSÜ’de Prof. Dr. Mehmet Özdoğan konferansı

Duyuru ve Etkinlikler

Mimar Yunus Aran’ın anısını yaşatmak, mimarlık fakültesi öğrencilerinin birikimlerine katkıda bulunmak için 2001 yılından bu yana her yıl düzenli olarak Yunus Aran Birlikteliği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) işbirliğiyle gerçekleştirilen 61. Yunus Aran Konferansı’na Prof. Dr. Mehmet Özdoğan konuk olacak.

Emeritus Prof. Dr Mehmet Özdoğan’ın, “Barınağın Yapıya, Yapının Konuta Dönüşümü” temalı konuşması MSGSÜ Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda 4 Aralık Salı günü saat 14.30’da izlenebilecek. Katılım herkese açıktır ve ücretsizdir. http://yunusaran.org/konferanslar

Konuşma özeti: 


Afrika'nın tropik ortamından çıkan insan göreli olarak çok kısa bir süre içinde dünyaya yayılmış, buzul ön kuşağından, çöllere, dağlardan akarsu boylarına kadar hemen her ortama biyolojik uyum sağlayamadan ulaşmıştır. Bu nedenle "barınak" zorunlu bir gereksinme olarak Afrika'yı terk eden ilk insanlar ile birlikte ortaya çıkmıştır; en eski örneklerini Fransa'dan yaklaşık bir milyon yıl öncesinden bilmekteyiz. İnsanın becerileri geliştikçe barınak da gelişmiş, çeşitlenmiş, ancak yaklaşık on iki bin yıl öncelerine, Neolitik olarak tanımladığımız ilk köy yaşantısının ortaya çıkığı döneme kadar kavramsal olarak "barınak" olarak kalmıştır. Neolitik Dönem her şeyden önce yeni bir yaşam biçimidir, çiftçiliğin başlaması ile toplumsal ilişkiler farklılaşmış, gerçek anlamı ile "köy" yaşantısı ortaya çıkmıştır. Yapı kalıcı olmuş, tarım ile mülkiyet kavramının ortaya çıkışı, önceleri geçici olan barınağın bir sonraki kuşaklara aktarılacak kalıcılığını getirmiştir. Göçebe olmayan yaşam, mekânı sığınılan, uyunan bir yer olmanın ötesine taşımış, yeni işlevler, anlamlar yüklemiştir. Bütün bunlar yaşanan mekânın sağlam, farklı işlevlere göre bölümlenmiş, sahibinin sosyal statüsünü yansıtacak gelişmeleri tetiklemiş, Neolitik Dönemin ilk iki bin yılı içinde artık barınak yapıya, yapı da konuta dönüşmüştür. Günümüzden on bin yıl öncelerine geldiğimizde temel, blok kerpiç, köşe bağlantısı, lento, taşıyıcı duvar sistemleri, dam, merdiven ve iki katlı yapıları görmekteyiz. Yapının içi, fırın, ölü gömme yeri, besin hazırlama yeri, depo gibi işlevlere göre bölümlenmiş, başka bir deyişle geleneksel köy mimarisinin temelleri daha o tarihte atılmıştır. Konuşma, arkeolojik kazılardan örnekler ile barınaktan ilk konuta kadar olan süreci özetleyecektir.

Emeritus Prof. Dr Mehmet Özdoğan 

İstanbul 1943 doğumlu; akademik yaşamını İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı’nda Halet Çambel’in öğrencisi olarak sürdürmüştür. Esas uzmanlık alanı, “Neolitik” olarak adlandırılan, tarım ve hayvancılığa dayalı köy yaşantısının nerede, neden ve nasıl başladığı ve zaman içinde başka coğrafyalara yayılarak nasıl küresel bir model olduğu sorularına arkeolojik veriler ile yanıt aramaktır.

1964 yılından bu yana aralarında Çayönü, Yarımburgaz ve Aşağı Pınar’ın olduğu Türkiye’nin çeşitli yerlerinde 25 kazı çalışması ve yüzey araştırması yürütmüştür; halen Kırklareli’nde Trakya’daki İlk Tarım topluluklarını yansıtan Aşağı Pınar kazısının yanı sıra Açık Hava Müzeleri ve Kültürel Miras projelerini de sürdürmektedir. Diğer ilgi alanları arasında arkeoloji tarihi, arkeoloji politikaları ve çevresel arkeoloji bulunmaktadır. Üyesi olduğu önemli uluslararası bilim kurulları arasında Amerika Birleşik Devletleri Bilimler Akademisi (NAS), Amerika Arkeoloji Enstitüsü (AIA), Alman Arkeoloji Enstitüsü (DAI), Academia Europa, Şanghay Arkeoloji Forumu ve aldığı ödüller arasında ise TÜBA Hizmet ödülü (2001), Vehbi Koç Vakfı (2008) ve İtalya Devlet “Cavaliere” Nişanı bulunmaktadır. Arkeoloji ve kültürel miras üzerine 22 kitap ile 316 bilimsel makalesi vardır.