Geçici afet konut tasarımının önemi

Öne Çıkanlar Toplum
Geçici afet konut tasarımının önemi

İnsanlar yaşamlarını ve varlıklarını sürdürebilmek için doğal bir güdü olan korunma ihtiyacına çözüm aramışlardır. Bu anlamda, mimarlık insanoğlunun varlığı ile birlikte başlamıştır. İnsanın korunma ihtiyacını karşılayan, sınırlandırılmış boşluğun oluşturulmasından bu yana gelişen mimarlık, mekân içinde yaşamın sürdürülmesi özelliği ile diğer yapı eylemlerinden farklıdır. Mimarlık sadece yapıların kendisini değil, içinde sürecek yaşamı da tasarlar. Bu, hem kalıcı konutlar hem de bir mobil konut örneği olan geçici afet konutları için de geçerlidir.

Mobil konutlar genel tanım olarak bir araç yardımı ile taşınabilen, çekilebilen ya da kendisi hareketli olabilen yapılardır. Bu tanımın içine karavanlar, konteynerler, yatlar, sirkler, gezici hastaneler, geçici afet konutları girebilir.

Deprem sonrası barınma


Türkiye jeolojik konumu sebebi ile deprem gibi büyük doğal felaketlerle sık karşılaşmaktadır. Son 60 yıl dikkate alındığında, doğal afetler sebebi ile meydana gelen hasarların %62’si deprem kaynaklıdır. 1966-2003 yılları arasında ülkemizde 18 adet aletsel büyüklüğü 6’dan büyük deprem olmuş ve bu depremlerde yaklaşık 250.000 konut hasar görmüştür (Limoncu ve Bayülgen, 2005). 2011’de meydana gelen Van-Erciş ve  Van-Edremit merkezli depremler, bölgedeki yapıların depremlere karşı zayıf olmaları nedeniyle yıkıcı hasara ve çok sayıda can kaybına yol açmıştır. Bu iki depremde toplam 644 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 1.966 vatandaşımız yaralanmıştır (http://www.afad.gov.tr). Afetlere karşı direnci düşük olan yapılaşma nedeni ile hasar gören konutlar acil ve hızlı barınma gereksinimini doğurmaktadır. Dolayısıyla ülkemiz deprem coğrafyasında yer aldığı için, afet sonrası barınma ihtiyacı çözülmesi ve hazırlık yapılması gereken bir problemdir. Depremzedelerin kalıcı konutlara geçene kadar yaşamlarını sürdürdükleri geçici afet konutlarının iyileştirilmesi, yaşam kalitelerinin artmasına neden olacaktır. Özellikle afetlerin insanlar üzerinde derin psikolojik travmalara neden olduğu gerçeği düşünüldüğünde, yaşadıkları acı ve üzüntü ile oluşan stres bozukluklarını en azından yaşam kalitelerini artırarak bastırmak daha da önem kazanmaktadır.

Bir mobil yapı örneği olan konteynerler, geçici kullanıma ait ihtiyaç sonunda ortaya çıkmış ve mimarlık literatürüne girmiştir. Daha çok barınak, şantiye birimi, wc, depo gibi kullanımların yanı sıra, ülkemizde sık sık karşılaşılan doğal afetler sonucu oluşan acil barınma birimi olarak da kullanılmaktadır. Konteyner birimlerinin standart boyutlarda üretilmiş olmaları, dikey ve yatay bir araya gelebilme özellikleri, tekil olarak mimari ürün olarak algılanmalarını ve farklı mimari mekânlar oluşturabilmelerini sağlamıştır.

Dünya ve Türkiye’de bulunan uygulamalar göz önüne alındığında, konteyner yapıları ile sağlanan acil yardım barınaklarından kalıcı konutlara doğrudan ve hızlı bir geçişin olmaması sebebi ile, mobil afet konutlarına olan ihtiyacın ortadan kalkması mümkün görünmemektedir. Ülkemizde yeniden yapım aşamasının (rehabilitasyon aşamasından sonra, afetzedelerin en kısa zamanda nitelikli konutlara geçmesini kapsayan aşama) uzaması sebebi ile rehabilitasyon aşamasının (genellikle afetin meydana gelmesinden birkaç hafta sonra başlayan ve kalıcı konutlara taşınılması ile biten aşama) 30 yıl sürdüğü durumlarla karşılaşılmaktadır. 2011’de Van merkez (31 adet) ve Erciş’te (4 adet) toplam 35 konteyner kent kurulmuş, toplam 29.486 konteynerde 175.070 kişiye barınma imkânı sunulmuştur. Van merkezde kurulan Anadolu Konteyner Kent’te rehabilitasyon süresi yaklaşık 1 yıldır. Bu sürenin gecikmeye yatkın olması nedeni ile geçici afet konutları, kullanım biçimi ve süresi ile geçicilikten uzaklaşmaktadır. Anadolu Konteyner Kent’te yapılan anket çalışması bulgularına göre (Ünal, 2013), burada toplam 892 geçici afet konutunda 5216 kişi yaşamını sürdürmüştür. Bu sayı konut başına yaklaşık 6 kişiye işaret etmektedir. Ankete katılanların %89’u, 18-24 saat konteyner içinde zaman geçirmektedirler. Bu sebeple afetzedeler için geçici afet konutlarının iç mekân tasarımları incelenmesi gereken bir konudur (Ünal, 2013).

Tasarımın önemi

Geçici afet konutlarının iç mekân tasarımlarının renk, biçim, doku, malzeme ve ışık gibi görsel algıyı etkileyen tasarım unsurları açısından incelenmesi ve üzerinde öneriler geliştirilmesi, belirtilen sebeplerden dolayı önem teşkil etmektedir. Bu tasarım elemanları ile yapılacak doğru uygulamalarla, geçici afet konutlarının mekân algılamasında iyileştirmeler yapılabileceği öngörülmektedir. Örneğin, biçimlerin doğru kullanım şekilleri ile iç mekânlarda, kullanıcılarda yaratması istenilen şekillerde etkiler yaratabilir (Dinçer, 2011; Çırak, 2008). Bu etkiler görsel anlamda çok güçlü olabilmekte ve ortaya memnuniyet duygusu veya özgün anlamda bir tatmin olma duygusu, dikkat çekme, merak uyandırma, heyecan, coşku veya nefret duyguları çıkabilmektedir (Çırak, 2008). Diğer taraftan mekanda kullanılan aydınlatmanın (Sirel, 1984) ve renklerin istenen psikolojik ve fizyolojik etkiyi yaratmada etkisi büyüktür (Martinson ve Bukoski, 2005). Işığın gölge etkisi ile, üç boyutlu formlarda, boyut farklılıkları, ifade değişiklikleri gibi görsel etkilere ulaşılabilir.

Mevcut halleri ile konteyner konutlar, kapısı, duvarları, penceresi, yeri ve tavanı olan bir “oda” algısından öteye geçememektedir (Ünal, 2013). Öte yandan özellikle evlerini kaybetmiş olan ve derin psikolojik travmalar yaşayan afetzedeler için “ev” algısı, ait hissetmek adına önemli bir değerdir. Bu değeri oluşturabilmek adına, fiziksel şartların, mevcut durumlar göz önüne alındığında geliştirilmesi daha çok zaman gerektirse de, algı yönetimi ile konteyner konutu içerisinde geçirilen zaman boyunca afetzedeleri dar, sıkıcı ve “oda” hissi yaratan bir alanda yaşama hissinden kurtarabilmek gibi olumlu etkiler kazandırabilmek, tasarımcılar aracılığı ile mümkündür.

Bülent Ünal / Atılım Üniversitesi, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi


Kaynakça

Çırak, M. (2008). Mimaride Biçimin Görsel Etkisi: Tasarımcı Hedefi ve Kullanıcı Üzerinden Bir Araştırma. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. Fen Bilimleri Enstitüsü.

Dinçer, A. (2011). Konutlarda mekân Tasarımı Kriterlerinin Görsel Algılama Açısından İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Haliç Üniversitesi. Fen Bilimleri Enstitüsü. 

Limoncu, S. ve Bayülgen, C. (2005). Türkiye’de Afet Sonrası Yaşanan Barınma Sorunları. Megaron, YTÜ Mimarlık Fakültesi e-Dergisi, 2005 / 1.

Martinson, B. ve Bukoski, K. (2005). Implication: Seeing Color. Informe Design, 3 (5), 1-5. 17 Eylül 2006 tarihinde http://www.informedesign.umn.edu/_news/may_v03r-p.pdf adresinden erişildi.

Sirel, Ş. (1984). İç Mekânda Aydınlatma ve Renk. İç Mekân Düzenleme Bilim Dalı Konferansı, Mimar Sinan Üniversitesi Yayınları, No:4, İstanbul.

Ünal, B. (2013). Mobil Konutların İç Mekân Tasarımlarının Görsel Algı Açısından İrdelenmesi: Geçisi Afet Konutları Örneği. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Atılım Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü.

T.C. Başbakanlık Afet Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Van Depremi Hakkında.

06 Temmuz 2012 tarihinde http://www.afad.gov.tr adresinden erişildi.