Cem Say ve 50 soruda Yapay Zeka

Özlem Yüzak
Cem Say ve 50 soruda Yapay Zeka

Herkese Bilim Teknoloji olarak sürdürdüğümüz popüler bilim konferanslarının 7.sini geçen Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi'nde gerçekleştirdik. Bu kez konu, Prof. Dr. Cem Say’ın Bilim ve Gelecek Kitaplığı’ndan çıkan kitabı 50 soruda Yapay Zeka hakkında idi. Tanol Türkoğlu sordu, Cem Say yanıtladı. Biliyorsunuz Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Say Türkiye’de Yapay Zeka deyince ilk akla gelen isimlerin başında geliyor. Bu kitabın özelliği de yapay zeka kavramını her yönüyle ve her yaştan her kesimin ilgisini geçebilecek şekilde anlatıyor olması. Hem toplantıya katılanların, hem de Facebook üzerinden canlı yayını izleyenlerin soruları ve katkıları ile zengin ve interaktif bir sohbete dönüşmesi de bunu kanıtlıyor.

Yapay zeka adını kimin koyduğu, Turing'in kim ve Turing testinin ne olduğu, doğanın programlama dili, insanların yapabildiği ama makinelerin yapamayacağı şeylerin olup olmadığı ve yapay zekanın geleceği ile ilgili sorular soruldu. Konferansın sonunda Cem Say kitabını imzaladı.

Konu önemli çünkü yaşamları doğrudan etkiliyor. Sohbeti kısaca özetleyelim:


Örneğin yapay zekanın bir ürünü olan robotlar. Bir dönem kol gücü gerektiren alanlarla sınırlı kalacağına inanılıyordu ama kafa gücü gerektiren işleri de yapabildiği anlaşıldı. “Benim röntgenime bilgisayar doktor baksın”, “Benim çocuğumu bilgisayar servis okula götürsün” noktasına kadar gelindi. Konunun sağlık noktasında doktorların itirazları da devreye girdi. Bir robot mu yoksa sahici bir doktor mu? Anlaşıldı ki bu konuda özel bir oturuma ihtiyaç olacak.

Fakat, yapay zekanın insanları işinden edeceği kesin gibi. "Evrensel temel gelir istihdam sorununa çözüm olabilir mi?" sorusuna Say’ın yanıtı “Öyle çok uzak değil; gelecek 10-20 yıl içinde bizi bambaşka bir dünya bekliyor. Ve siyasetçilerin bir  karar vermesi gerek. Ya kitlesel işsizlik olmasın diye yeni politikalar üretecekler ya da Uber örneğinde olduğu gibi veya Osmanlı’nın matbaayı geciktirmesi gibi yasaklar koyacaklar...” oldu.

Say’a göre “Teknolojinin sunacağı olanaklarla, temel değerlerimizi ve hayatımızı dengede tutabilmek, önümüzdeki yılların konusu olacak”.

Peki buradan yola çıkarak bir soru daha... “İnsan üretmenin maliyeti ne? Bir yapay zeka üretmenin maliyeti ne?” Bir insanın ekonomik sisteme girmesi en az 20 yıl. Eğitim, uzmanlık, vb. Oysa örneğin bir cerrah robot üretebilir ve bundan 1000 kopya çıkarabiliriz. Ürkütücü değil mi?

Bir katılımcı “Eğitimi hap haline getirsek ve belli bir yaştan itibaren çocuklara  versek?" önerisini bile dile getirdi.

Ya şu soruya ne demeli: İnsanların programlama dili nedir? Makineyi programlayabiliyorsak insanı neden programlamayalım? Say “Kötümser bir bilim kurgu okuru olarak, iş oraya gelirse, orada durmaz diyebilirim" deyince herkesi bir düşünce aldı...

Bir sonraki konferansımız 1 Aralık Cumartesi günü. Bu kez konu Siyah Ayna (Black Mirror) dizisi kapsamında yapay zekanın geleceği. Bilim kurgu tadında olacağını şimdiden söyleyelim. Bekliyoruz...

Özlem Yüzak


Özlem Yüzak

Bilgi işçisi olarak tanımlıyor kendini... 15 yılı aşkın süredir Cumhuriyet Gazetesi’nde ‘Bilgi Toplumuna Doğru’ adlı köşesinde çağdaş dünyanın anahtarı olan bilgi, bilim ve eğitimin önemi üzerine yazıp duruyor. İnsanın doğa ve insan üzerinde kurduğu iktidardan dehşetli rahatsız; bu yüzden sürdürülebilir kalkınma, toplumsal cinsiyet, iklim değişikliği yine ilgi duyduğu alanlar arasında. “Kıskaçtaki İnsan ve İsyan” adlı bir kitabı bulunuyor.