‘Mekanik Türk’ ve internetin hayalet işçileri

Erdal Musoğlu Y
‘Mekanik Türk’ ve internetin hayalet işçileri

1770 yılında Macar asıllı Wolfgang Von Kempelen tarafından yapılan söz konusu ‘Robot’ (ya da otomat) 84 yıllık ‘ömrü’ boyunca satrançta rakip tanımadı, Napoleon Bonaparte’dan Benjamin Franklin’e kadar ünlüleri bile mat etti.

Mekanik Türk’ün masasının önündeki kapaklar açıldığında karmaşık bir mekanik düzenek meydana çıkıyordu. Gerçekte ise onun satrançtaki başarısı masasının altındaki düzenekten değil, onun arkasında gizli bir bölmede oturan bir satranç ustasından kaynaklanıyordu. Yani, yapılan düpedüz sahtekârlıktı ve satranç tahtasını alttan görerek mankenin eline kumanda eden satranç üstadı da daracık bölmesinde epey sıkıntı çekiyordu...

Amazon’un mekanik Türk’ü


2000’li yılların başında e-ticaret şirketi Amazon internette kitap satışının başarısı sonucu büyüyüp ürün yelpazesini genişletince bir sorunla karşılaştı. Şirketin ürün kataloğunda aynı türden pek çok kalem eşya, malzeme vs vardı. Bu da kullanıcıların ekranları önünde türlü çeşit karışıklıklar ve sorunlarla karşılaşmasına yol açıyordu. Bu nedenle, kataloğun sürekli elden geçirilerek bu tür benzer metin ve görüntülerin düzeltilmesi (silinmesi, birleştirilmesi vs..) gerekiyordu.

O zamanlar yapay zekâ uygulamaları da gelişmemiş olduğundan şirketin yazılımcıları bu sorunu algoritmalarla çözemediler. Sonunda, şirket bu işi, ürün kataloğunu birçok küçük parçaya bölerek, bir internet uygulaması aracılığı ile insanlara yaptırmaya karar verdi.

MTurk’ün oluşumu ve gelişimi

Bu dağıtık yapıdaki (distributed) sistemin çok önemli bir getirisi vardı, uygulama üzerinden çalışacak bilgi işçileri tek bir yerde bulunmak zorunda değillerdi, sorumlu oldukları işleri bilgisayarları üzerinden istedikleri yerde ve istedikleri zamanda yapabiliyorlardı. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, kendilerine ‘Turker’ (Mekanik Türk İşçileri) adını veren bu kişiler, otomasyonu zor olan ama görevi insanlar yaptığında yüksek bir nitelik istemeyen işleri paralel biçimde (hep birlikte, aynı zamanda) yapan bir insan ağı oluşturdular.

Amazon’un MTurk uygulaması şirketin kendi gereksinimleri için kısa sürede başarılı olunca şirketin sahibi ve yöneticisi Jeff Bezos uygulamayı 2005 yılında ticari bir ürün haline getirerek genel kullanıma açmaya karar verdi. Bezos, içine insan saklanmış otomattan esinlenerek, ürünlerini, ‘Biz yapay yapay zekâ ürettik!’ diye tanıttı ve adını da Mechanical Turc (kısaltılmış adını da MTurk) koydu.

Kısa sürede dünyanın her yerinden şirketler ve araştırıcılar MTurk platformuna, ses kayıtlarını yazıya çevirme ya da görüntüleri etiketleme (içeriğini belirleme) türünden binlerce ‘insan zekâsı işi’ yüklediler. Bu işler de, birçok değişik ülkeden, kimliği iş sağlayıcıya iletilmeyen ve çok küçük bir ücret karşılığı çalışan bir işgücü tarafından yapılmaya başlandı.

Yüzbinlerce kişi çalışıyor

Günümüzde MTurk platformunda tüm dünya ülkelerinden yüz binlerce kişi çalışmakta. Bu da, özellikle iş bulamayan bireylere bir gelir kaynağı sağlasa da çalışma koşulları ve getirisi epey sorunlu.

Amazon MTurk çalışanlarını ‘görünmez’ (kimliksiz) ve birbiri ile ilişkisiz kılarak onların sömürülmelerine yol açmakla suçlanıyor. Söz konusu ‘Mikro İşçiler’ (MTurk emekçilerinin bir diğer adı) saatte ortalama 2 dolar kazanıyorlar...

İlginç bir gelişme de MTurk’ün makina öğrenimi (yapay zekâ) uygulamalarının geliştirilmesi için çok önemli bir konuma gelmiş olması. MTurk çalışanları çokça bu sistemlerin eğitimi için kullanılan veri setlerinin oluşturulması için çalıştırılmakta ama rolleri hiç de önemsenmemekte. Bir anlamda Mekanik Türk’ün içindeki satranççı gibiler, zor işi onlar yapıyorlar ama kimse varlıklarının farkında değil...

Yeni bir küresel alt sınıf mı doğuyor?

Antropolog Mary Gray ve Bilişimci Siddharth Suri, ‘Hayalet İş: Silikon Vadi’nin yeni bir küresel alt sınıf oluşturması nasıl önlenebilir?’ (Ghost Work: How to stop silicon walley from building a new global underclass?) adlı kitaplarında, sizin ve benim de sırada olduğumuzu ileri sürüyorlar!

Kitapta, kimin tarafından ve nasıl yapıldığı bilinmeyen ve önemsenmeyen (hatta gizlenen) ‘hayalet işlerin’ günümüzdeki tüm bilgi işlerinin yerini alacağı ve işyeri kavramını da sonlandıracağı görüşü ileri sürülüyor. MTurk türü platformların ve işlerin hızla yaygınlaşmakta olması yanında bu işleri yapanlar arasında epey üniversite mezunu hatta lisans üstü eğitimli kişilerin de olması kaygıları artırıyor.

Google Asistanı’nın 26 dili anlayabilmesini (çözümleyebilmesini) sağlayan, alt yüklenici olarak çalıştırılan ve sistemin eğitim verilerini derleyen büyük bir dilbilimci ekibi var. Bu kişiler de MTurk emekçileri gibi çalıştırılıyor, gayet az kazanç sağlıyor ve çoğu kez ödemesiz olarak fazla mesai yapmaya zorlanıyorlar.

Bu örnek, yapay zekâ endüstrisinin çalışma biçiminin önündeki perdeyi açmaya başlayan onlarca diğer örnekten biri. Bu ‘hayalet’ işçiler yalnızca yapay zekânın çalışmasını sağlayan verileri işaretlemekle (etiketlemekle) kalmıyorlar, Jeff Bezos’un, ‘Bizimki Yapay yapay zekâ!’ sözündeki gibi, yapay zekânın kendisi oluyorlar!

Facebook’un, İçerik Moderatörü (Content Moderator) görevi yapan yapay zekâ uygulamasının arkasında binlerce gerçek içerik moderatörü var. Amazon Alexa’nın arkasında da koskoca bir küresel ‘Yazıya Aktarıcı’ (Transcriber) ekibi var. Özetle, yapay zekâ, görünmez emekçilerin durmaksızın eğittiği algoritmaların onların işini alacağı güne kadar, bu insanların sömürülen emekleri ile geliştirileceğe benziyor.

Erdal Musoğlu / [email protected]

Kaynaklar
https://spectrum.ieee.org/tech-talk/tech-history/dawn-of-electronics/untold-history-of-ai-mechanical-turk-revisited-tktkt
https://www.wired.com/story/amazons-turker-crowd-has-had-enough/
https://www.technologyreview.com/s/613606/the-ai-gig-economy-is-coming-for-you/

Bu yazı HBT'nin 179. sayısında yayınlanmıştır.

Erdal Musoğlu