Çanakkale’den mektup var (I)

Mustafa Çetiner
Çanakkale’den mektup var (I)

Geçtiğimiz günlerde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD öğretim üyesi Prof. Dr. Coşkun Bakar’dan bir elektronik posta aldım. Bu elektronik posta benim “sihirli p değeri” isimli yazım üzerine kaleme alınmıştı. Bu yazıdan ana başlıkları sizlerle paylaşmak istedim.

“... Buradaki en önemli sorunlardan birisi araştırma tekniklerine hâkim olmadan çalışma yapmak ve nedensellik kavramından habersiz olma durumudur.

Aristoteles “Bilim nedenle bilmektir” der. Kendisinin yaptığı nedensellik tanımları bugün halen bu konuların en önemli başlangıç noktasıdır. “p” değerleri ya da rölatif riskler, bilimsel çalışmalarda sıklıkla kullanılır ve bağımlı bağımsız değişkenler arasındaki ilişkileri matematiksel sonuçlarla ifade etmemizi sağlar. Ancak nedensellik kurmada tek başına yeterli değildirler. İki değişken arasındaki matematiksel ilişki bu durumun bir nedensellik olduğu anlamına gelmez. Başka şartlardan da haberdar olmak gerekir.


İşte sorun tam da bu noktada başlıyor.

Araştırmaların çoğu bu bilgiyi görmeden rastgele veri toplama aşamasıyla başlıyor. Hatta sadece veri toplama araştırma sanılıyor. Araştırmacı yayın yapma baskısı altında bulunuyor. Çünkü tez yapacak, kongrede bildiri sunacak ya da dosyası için makale yapacak. Ne yazık ki çoğu araştırmacı, – özellikle tezlerde– yaptığı işi bilimsel süreç olarak değil de belli statüleri elde etme amacıyla yapacağı bir ödev olarak görüyor. Sistem de sayıyı değerlendirdiği için bu algının yayılmasını kolaylaştırıyor.

Hâlbuki bilimsel faaliyet, gözlemlerimizin eşliğinde doğanın işleyişine yönelik sorular sorup cevaplar aramaktır. Bu cevapları da öncelikle mantıksal bir kurgu içinde hayal dünyamızda biçimlendiririz. Bunların içinden aklımıza en uygun olanları, bilimsel literatürde karşılığı olanları, zamansallık ilişkisi içinde en uygun görünenleri nedensellik ilişkisini araştırmak amacıyla gözlemsel ya da deneysel ortamlarda açıklayabilmek için çalışmalar planlar ve yürütürüz. Aslında bizim beynimizde sorular ve cevaplar vardır. Bilimsel araştırmalar bu sorulara cevap arama faaliyetidir...”

“... Birçok çalışma çok ciddi bir literatür değerlendirmesi olmadan, verilerin rastgele olacak şekilde karşılaştırılmasından ibarettir. Özellikle tezlerde araştırma görevlileri neyi aradıklarını bile bilmemektedirler. Bu durumun tez dışındaki akademik çalışmalarda da gözlemlediğimi de üzülerek belirtmek isterim. Böyle olunca da araştırmacılar, bulunan ilk anlamlı “p” değerine yeni bir keşif edasıyla sarılıyorlar. Hatta anlamlı bir “p” bulunamadığında araştırmacıların yüzündeki hayal kırıklığına defalarca şahit oldum. Oysa onun da bir sonuç olduğu, her ne kadar hipotezlerimizi biz oluştursak da gözlemlerimizin nesnel ve tarafsız olması gerektiği ve her sonucun anlamlı ve değerli olduğu düşüncesi araştırmacılarda bulunmamaktadır...”

Aslında Dr. Bakar’ın işaret ettiği noktalar önemli. Yine aynı temel çelişkinin etrafında dönüp duruyoruz. Bu ülkede insanlarımıza verilen temel eğitim; insanları bilimin olmazlarından kuşkucu yaklaşım, objektif duruş ve daha çok soru sorabilme serbestliğine yaklaştırmak şöyle dursun uzaklaştırıyor. Bu temel üzerinde de bilim olmuyor.

Bakar’a kulak vermeyi sürdürelim.

“... Bu durum birkaç tekil olaydan ibaret değildir. Bilimsel araştırma yapma ve değerlendirme yetersizliği ne yazık ki akademimizin kılcallarına kadar yayılmış olup ve geleceğe de sirayet etmektedir. Çünkü bu uygulamalar genç kuşaklara da yayılmakta ve kurumsallaşmaktadır.

Çünkü tezlerin bilimsel değerlendirmeleri çok yetersiz olabildiği gibi, paralı dergilerde yayın yapılarak elde edilen yükselmeler nedeniyle, yeni kuşaklara bilimsel çabalar yerine kısa yoldan elde edilen kariyerlerin peşinde koşmak daha çekici gelmektedir. Sistem ise iki farklı çalışma türünü de aynı kefeye koyarak bilim yapmayı cezalandırmaktadır...”

Dr. Coşkun Bakar’ın mektubunu paylaşmayı sürdüreceğim.

Mustafa Çetiner / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 137. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.