Kızlar okulda erkeklerden daha başarılı, ama daha mutsuz

Öne Çıkanlar Toplum
Kızlar okulda erkeklerden daha başarılı, ama daha mutsuz

Anne babalar çocuklarının okul deneyimlerini değerlendirirken çoğunlukla akademik başarısına, kişisel gelişimine ve okulunun eğitim kalitesine bakarlar. Bir okulun öğrencilerine en büyük katkısının ne olduğu sorulduğunda genel yanıt hep aynıdır: Eğitim. Ancak son yapılan bir araştırma çocukların okuldaki mutluluk düzeylerini araştırdı. Ve şu şaşırtıcı sonuca ulaştı: Genel olarak kızlar, okulda erkeklerden daha mutsuz.

Kimse çocuğunun okulda zorbalığa uğramasını veya güvenilir olmayan bir ortamda bulunmasını istemez. Yine de niteliğe, performansa, okul sıralamaları ve öğretmen güvenilirliğine verilen önemin artmasıyla, okul çevresindeki sosyal unsurların hafife alınmaya başladığını veya en azından gölgede kaldığını da.

Cardiff Üniversitesi son üç yıldır erkeklerle kızların okul deneyimlerine ilişkin algı farklılıkları araştırdı. Galler çapında 1.500 öğrencinin katıldığı araştırma, kızların okulda erkeklerden daha mutsuz olduğunu da ortaya koydu.


Peki bunun nedeni nedir? Okulda genellikle erkeklerden daha başarılı olan kızlar neden onlar kadar mutlu değil?

Önemli farklılıklar

 Araştırmada öğrenciler, okullarındaki öğrenme ortamı ve bu kuruluşların sosyalleşme, kişisel başarı ve nesnel sağlık açısından sorgulandı.  Alınan sonuçlarda katılımcıların okula yaklaşımlarında cinsiyetlerine dayalı bazı önemli farklılıklar bulunduğu görüldü.

Örneğin kız öğrencilerin kurum olarak okula bakışı erkeklerinkinden daha olumluydu. Bu öğrencilerin notları iyi, gelişimleri düzenliydi ve akademik başarıları yüksekti. Buna rağmen okulda nasıl hissettikleriyle ilgili verdikleri yanıtlar, diğer katılımcılarınkine göre çok farklıydı.

Yalnızca %16.5 oranında erkek öğrenci okulda kendilerini endişeli hissettiklerini söylerken bu oran kız öğrencilerde neredeyse %25’ti. Aynı şekilde %24 oranında kız öğrenci kendini okula ‘ait hissetmediğini’ belirtirken, erkeklerde bu oran yalnızca % 8.8’ti. Erkeklerin %12’si okulun “öğretmenlerin beni iyi tanıdığı” bir yer olmadığını düşünürken, bu oran kızlarda %20’ydi.

Cinsiyet ve eğitim

Amerikan Psikologlar Derneği ve İngiliz kuruluşu UCAS tarafından daha önce yapılan araştırmalarda da kızların neredeyse bütün derslerde erkeklerden daha başarılı olduğu görülmüştü. Birçok ülkede 20. yüzyılın başından beri buna benzer sonuçlar alınıyordu. Medya bu konuyu genellikle ahlaki bir panik penceresinden ele alıp erkek öğrencilerin gelişimini ve gelecek başarısını tehlikeye atan bir durum olarak lanse ediyor.

Eğitimdeki “cinsiyet uçurumu” genellikle erkek öğretmenlerin sayıca daha az olmalarına yorulsa da, yapılan bütün araştırmalar, öğretmenlerin cinsiyetinin öğrencilerin akademik başarısına etki etmediğini ortaya koyuyor. Kızların daha başarılı olmalarının tek sebebi, eğitime erkeklerden daha olumlu yaklaşmaları, onlardan daha çok okumaları/çalışmaları ve onlardan daha saygılı davranmaları.

Her ne kadar erkeklerin düşük akademik başarıları kaygı uyandırıyor olsa da, okulda erkeklerden daha başarılı olan kızların kuşku, yabancılaşma ve kaygı gibi duygularla baş etmeye çalışmaları da kaygı uyandırmalıdır.

Sosyalleşme ortamı olarak okullar

Okullar, öğrenme mekânı olmalarının yanı sıra entelektüel bir sosyal aktivite merkezidir. Okulun dışında görülen sosyal davranışlar, uygulamalar ve söylemler bu mikro sosyal ortamlarda da mevcuttur. Öğrencilerin okul sınırlarına girdiklerinde andan itibaren yetişkin dünyasının karmaşasından uzaklaştığını düşünmek yanlıştır. Aksine, bu karmaşa okulda daha da ağırlaşır.

Ataerkil bir toplum içinde genç bir kadın olma gerçeği, eğitimin sosyal uygulamalarına da yansıyor. Örneğin vücutlarının görüntüsü ve sosyal medya aktivitelerine katılım kızların duygusal sorunlarını arttıran önemli faktörler. Toplumun kadın vücuduna yaklaşımındaki sorunlar, okul ortamında da yansıma buluyor.

Her ne kadar bu “cinsiyet uçurumunun” kapatılması için resmi girişimlerde bulunulsa da öğrencilerin (genellikle de kızların) okuldaki sosyal deneyimlerini ve ruh sağlığını iyileştirebilmek için daha çok çaba sarf edilmesi gerekli.

Okulların günlük işleyişinde ve müfredatlarındaki cinsiyet akışkanlığı gibi kavramlardan kaçınmak yerine bu konuların üzerinde durmak, kimlik ve cinsiyet gibi kavramlarla boğuşan öğrenciler için bir kaçırılmayacak fırsatı yaratabilir.

Öğretmenler ve Konuşmacılar Birliği ve Toplumsal Cinsiyet ve Eğitim Birliği gibi kuruluşlar, sınıflarda öğretmenlerin kritik ve dönüştürücü uygulamaları yaşama geçirmeleri için şimdiden yol göstericilik yapıyor.

Sevda Deniz Karali

Kaynak: https://www.weforum.org/agenda/2016/08/girls-perform-better-at-school-but-theyre-not-as-happy-as-boys