Tanzimat’tan 2018’e ekonomi ve siyaset

Toplum
Tanzimat’tan 2018’e ekonomi ve siyaset

75. yılını idrak eden İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti (İFMC) 42. İktisatçılar Haftası’nı, 21- 22 - 23 Mart günlerinde, dijitalleşme, gelir dağılımı, bütçe, akademi, dış politika ve Türkiye’de siyasetin dönüşümü başlıklarında gerçekleştirdi.

‘Yeniden Yapılanma Sürecinde İktisat, Siyaset ve İlişkiler’ ana başlığı altında ara başlıklar yüksek akademik düzeyde sunulan altı ana konuşma ve onu detaylandıran altı oturumda masaya yatırıldı.

Haftanın ilk günü Prof. Dr. Kaya Ardıç’a armağan edildi. Ardıç, Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğuna işaret ederek, “Karamsar değilim, bu zor günler geçecek” diyerek İFMC’nin 75. yılında sunulan bu armağan için teşekkür etti.


Robotlar geliyor kadınlar ateş hattında

‘Dijitalleşmenin Etkileri: Sermaye ve Emeğin Geleceği’ oturumu başlıklı ilk oturumun sunuşunu Prof. Dr. Hacer Ansal yaptı. “Robotların imalat sektöründe söz sahibi olduğu döneme giriyoruz” diyen Ansal, sanayide 4.0 dönüşümü ile başta kadın emeği olmak üzere istihdamın son derece olumsuz etkileneceğini söyledi. Ansal, iletişim, bankacılık, sigorta, hatta kimya ve ilaç sanayinin de istihdam hızla azalırken bilişim teknolojileri elemanı açığı olacağını, ancak bu alanda çok az varlık gösteren kadınların ateş hattında olacağını verilerle açıkladı.

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu başkanlığındaki oturuma Prof. Dr. Sinan Alçın, Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu ve TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Esin Güral Argat katıldı.

Sanayi kesiminin görüş ve çalışmalarını dile getiren Argat, sanayi 4.0’ı “Ekonominin tamamının değişmesi” olarak tanımlayarak, “Türkiye bu geminin içine ya binecek ya binecek. Vizyonumuzu oluşturalım” dedi.

Bütçeyi bırakıp sisteme bakalım

'Türkiye’de Demokrasi, Gelir Dağılımı ve Bütçenin Oluşum Süreci' başlıklı ikinci oturumun sunuş konuşmasını Prof. Dr. İzzettin Önder yaptı. Alternatif bir iktisat kitabı yazılmak için birlik çağrısı yapan Önder, “Yapısal ilişkiye, sistemin adil olup olmadığına bakmadan vergilerin adil olup olmadığını konuşmak aymazlıktır. Biz bütçeyi eleştirerek sistemi korumuş oluyoruz. Bütçeyi bir kenara bırakıp sisteme bakalım. Bütçe gelir dağılımını düzenliyor mu, adil mi? Halkı gözetiyor mu? İstikrar sağlayabiliyor mu?” sorularının sorulması gerektiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Süreyya Hiç başkanlığındaki oturumun konuşmacıları; Dr. Özlem Albayrak, Ozan Bingöl, Dr. Murat Birdal, Prof. Dr. Ahmet Haşim Köse Önder’in görüşlerine katıldıklarını ifade ederek konuyu verilerle detaylandırdılar.

Akademinin dünü bugünü

Haftanın, Prof. Dr. Burhan Şenatalar'a armağan edilen ikinci gününde 'Akademinin Dünü, Üniversitenin Bugünü' ve 'Dış Politikanın Değişen Dinamikleri' başlıklı iki oturum gerçekleşti.

Şenatalar, akademik özgürlüğü savunurken YÖK’ten önceki ve bugüne kadar süre gelen işten atmalar, engellemelerden örnekler vererek, “Şu görüşe bu görüşe sahip, sağcı solcu anlayışını aşarak akademik özgürlüğü savunmak gerekir” . Bu temelde örgütlenmeden doğacak nicel birikim nitel değişimi de getirecektir” dedi. İlk oturumun sunuş konuşmasını Prof. Dr. Reşit Canbeyli yaptı. Canbeyli, Akademinin ülkemizde geç ve güç oluşması, tabandan gelen bir oluşuma dayanmaması dolayısıyla bir fay hattı üzerinde kurulduğunu vurgulayarak, “Üniversite kendi kendisini tartışmıyor ve topluma nüfus etmiyor. Yapay zemin olmaktan çıkarak akademik fay hattı zemini düzeltebiliriz” dedi.

Mülteci tarihinde örneği yok

'Dış Politikanın Değişen Dinamikleri' açış konuşmalarını yapan Fulya Arıcan ise, özellikle gündem de olan dünya ve Türkiye bağlamında Ortadoğu’daki gelişme ve tehlikelere işaret etti.

Prof. Dr. Faruk Sönmezoğlu’nun başkanlığını yaptığı oturuma konuşmacı olarak; gazeteci Mete Çubukçu, Doç. Dr. Hakan Güneş, Prof. Dr. İlhan Uzgel ve Prof. Dr. Cem Terzi katıldı.

Suriyeli mültecilerin insanca yaşaması için mücadele veren tıp doktoru Terzi, Avrupa’nın Türkiye’yi mülteciler için bir açık hava hapishanesi olarak çok da ucuza kiraladığını ileri sürdü. Rakkamlarla durumun ciddiyetini ortaya koyan Terzi, “Yedi yılda 400.000 bebek doğdu. Kilis’te mülteci oranı %40’ın üzerine çıktı. Mülteci tarihinde örneği yok” diyerek ulus kavramının yeniden alınmasına Suriyelilerin de Türkiyelilerin de ihtiyacı olduğunu, herkesin konuya acilen ve ciddiyetle eğilmesi gerektiğinin altını çizdi.
 

Uzlaşma temelinde yeni ütopya

Yavuz Cezar’a armağan edilen 3. günde 'Tanzimat’tan Yeni Türkiye’ye Siyasetin Dönüşen Mimarisi' başlıklı oturumun sunuş konuşmasını Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan’ın yaptı. Başkanlığını Dr. Cengiz Arın yaptığı oturumda; Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Prof. Dr. Cihangir İslam ve Prof. Dr. Oğuz Oyan yer aldı.

Türkiye’deki siyaset kurumunun Tanzimat’tan günümüze kadar bir değerlendirmesini yapan Doç. Dr. Alkan, Türkiye’nin değil bölgenin ve dünyanın da özel bir dönemden geçtiğine dikkat çekerek, “1808 tarihli Sened-i İttifak’ta uçurumun eşiğindeki ülke olduğumuz vurgulanıyor ve çözüm olarak birlik beraberliğin sağlanması gerektiği belirtiliyordu. Aynı tespitlerle daha sonra pek çok kez karşılaştık. Son olarak 15 Temmuz’da da buna atıf yapıldığını görüyoruz” dedi. Türkiye’nin 19. yüzyıldan bu yana en büyük iki sorununun Kürt meselesi ve Siyasal İslam meselesi olduğunu kaydeden Doç. Dr. Alkan, “Bunlar bizim değişmeyen en temel iki sorunumuz. Bu sorunları hukuk ve eğitimle çözmeye çalışıyoruz ama olmuyor. Hukuk ve anayasayı sihirli bir değnek olarak görüyoruz. Ama bu metinler bir mutabakatla çıkarılmıyor, dönemin muktedirinin gücüyle çıkıyor, bu yüzden de kalıcı olamıyor” dedi.

Düşünceye ket vuruluyor

Burjuva aydınlanması ve sanayi devrimi yaşamamış bir toplum olan Osmanlı’da Tanzimatla birlikte bazı modernleşme çalışmalarının başlamasının önemli olduğuna dikkat çeken Oran, “Cumhuriyet döneminde de bu çalışmalar devam etti. Ancak Cumhuriyet döneminde toprak reformu o dönemin şartları nedeniyle yapılamadı” diye konuştu. Türkiye’de Siyasal İslam sorunu olduğunu da ifade eden Oran, “Siyasal İslam, çok partili döneme geçişte etkin olmuştur. Ondan sonra da etkisi artarak devam etmiştir. 2000 yılında yaşanan ekonomik krizden sonrası, dinci ve milliyetçi iktidarların yükseliş dönemi oldu, her seçimde üstüne koyarak bugüne geldi” dedi.

İslam, “Dinde zorlama yoktur” anlayışının çok önemli olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasında Türkiye’de geçmişte inanan insanlara baskı yapıldığını belirtti. İslam, “Bilgiye ulaşmamız da engelleniyor. Son olarak internete sansür konuldu. Düşünceye ket vuruluyor” diyerek bu sorunların çözmelisi gerektiğini dikkat çekti. AKP’nin yönetim tarzını da eleştiren İslam, “AKP ile mücadele, İslam kültürüne cephe almaktan geçmiyor, AKP ile mücadele edenler yine aynı cenahtan çıkacak” dedi.

Son panelist Bekir Ağırdar da Türkiye’nin şu an içine kapanma dönemi yaşadığını belirterek, eğitim, hukuk ve laiklik meselesinde toplumsal uzlaşmayı sağlayamayan bir ülke durumunda olduğunu söyledi. Ağırdar, “Şu an üç parçalı bir Türkiye var. Dincilik-Türkçülük ekseni %55-60 eğitimli-modern kesim %25, Kürt oyları da %15 oranında. Bu tabloya göre, çözüm için tüm toplumu kucaklayacak, herkesin farklılıklarından onur duyarak bir arada olabileceği yeni bir ütopya yaratmak gerekiyor” diye konuştu.

Günün öğleden sonraki oturumunun konusu da 'Tanzimat’tan Yeni Türkiye’ye Muhalefetin Dönüşen Mimarisi' idi.

Erol Tuncer’in sunuş yaptığı, başkanlığını Prof. Dr. Namık Sinan Turan’ın gerçekleştirdiği oturumun panelistleri ise Kemal Can, Doç. Dr. Yücel Demirer, Prof. Dr. Melek Göregenli ve Prof. Dr. Yüksel Taşkın oldu.

Sunum ve oturumlar belgeleniyor

İktisatçılar Haftası’nın her yılı, İktisat Dergisi Özel Sayısı olarak basılıp, belgelenerek geniş kitlelerle buluşuyor.

Hazırlayan: Gülçin Gülan