En eski DNA, iki milyon yıl önceki yaşam hakkında bilgi verdi

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
En eski DNA, iki milyon yıl önceki yaşam hakkında bilgi verdi

Bilim insanları Kuzey Grönland’da ilk kez iki milyon yıllık bir kalıtım buldular. O zamanki yaşam koşulları hakkında bilgi veren rekor DNA’nın, iklim değişimiyle mücadelede de yardımcı olabileceği düşünülüyor.

Nature dergisinde yayımlanan son bir araştırma, Kuzey Grönland’ın bir zamanlar çok farklı bir doğal çevreye ve iklime sahip olduğunu ortaya koydu. Kopenhag Üniversitesi evrim biyologlarından Eske Willerslev, o zamanlar ormanlık olan bölgede tavşanların, Ren geyiklerin atalarının dolaştığını hatta mastodonların bile yaşadığını söylüyor. Ve ayrıca günümüzden ortalama olarak on bir ila on yedi derece daha sıcak bir iklim hüküm sürüyordu.

Araştırmacılar bu rekor bulguya, Grönland’ın kuzeyindeki “Kap Kobenhavn” formasyonundan alınan 41 tortul örneğini inceleyerek ulaştılar. Aslında ilk örnekler on sekiz yıl önce toplanmıştı fakat bunlardan bilgi edinebilmek ancak son yıllardaki teknik gelişmeler sayesinde oldu. Araştırmacılar yeni teknolojiler sayesinde mikroskobik boyuttaki DNA parçalarını da bulup inceleme fırsatını buldular. Bunlar daha sonra modern veri bankalarıyla karşılaştırıldı. Bu şekilde Grönland’daki DNA kalıntılarının aşağı yukarı iki milyon yıllık olduğu, dolayısıyla da bugüne tek toplanan tüm DNA örneklerinden daha eski oldukları anlaşıldı.


Bundan önceki en eski kalıtım örneği, Sibirya’daki perm toprağında bulunan mamut dişinden ayrıştırılmıştı ve 1,2 ile 1,6 milyon yıllıktı. Grönland’daki DNA diğer yerlerde bulunanlar gibi tek bir hayvana ait değil. Tortul örnekleri tüm bir ekosisteme ait DNA kalıntıları içeriyor. Araştırmacılar Grönland’daki örneklerde gerçi çok sayıda hayvan kalıtımı bulmuşlar ancak bunlardan hiçbirinin doğrudan ardılı bulunmadığı için DNA kalıntıları sınıflandıramadılar. Ama ekip buna rağmen iki milyon yıl önce Kuzey Grönland’da yaşamış olan dokuz hayvan türünü tespit edebildi. Bunların arasında tavşanlar, Ren geyiklerinin ataları, kazlar, kemiriciler ve mastodonlar da yer alıyor. Bunların hepsi otçul, ancak henüz yırtıcı hayvanlara ait DNA bulunabilmiş değil.

Araştırmacılar Grönland’da Ren geyiği veya mastodon avlayan yırtıcı hayvanların yaşamış olduğunu tahmin ediyorlar. DNA kalıntıları genel olarak Grönland’daki tür çeşitliliğinin günümüzdekinden çok daha zengin olduğunu gösteriyor. Örneğin nal yengeci gibi deniz canlılarına ait DNA da tespit edildi. Araştırmacılara göre bu da Kuzey bölgede iki milyon yıl önce daha sıcak bir iklimin hüküm sürdüğünün kanıtı. Bitkiler dünyasında daha zengin bir çeşitlilik söz konusu. Araştırmacılar yüz farklı ağaç ve bitki türü saptayıp, analiz ettiler. Bunların arasında kavak ve huş ağacı türleri, mazı ve arktik iklime sınıflandıran çok sayıda çalı ve ot türü yer alıyor.

İlginç olan sadece iki milyon yıl önceki yaşam koşulları da değil, çeşitli türlerin aynı zamanda aynı bölgede bulunması. O zamanlar iklim çok yavaş değiştiği için hayvanların ve bitkilerin değişimlere reaksiyon gösterebilecek yeterli zamanları vardı. Oysa insana bağlı küresel ısınmaya bağlı olarak hızla artan sıcaklıklar, canlıları yeterli zaman sunmuyor. Gerçekleştirilecek yeni analizlerle, bulunan hayvan ve bitkilere ait genetiğin daha iyi incelenebileceği düşünülüyor. Böylece o zamanki sıcaklıklara uyum sağlayabilen canlıların özellikleri saptanabilir ve bu özellikler modern türlere aktarılarak, iklim koşullarına karşı dirençli hale getirilebilir. Yeni teknolojinin artık tortullardaki DNA kalıntılarını bulmaya ve incelemeye izin vermesi nedeniyle, dünya topraklarında gizli kalmış daha eski DNA’ların da bulunabileceği düşünülüyor. Araştırmacılar bu yüzden Grönland’daki tortullarda, benzer araştırmaların gerçekleştirilebileceği yeni bölgeler aramaya başladılar. Bunun için donmuş perm toprağı bile gerekli değil, Afrika’daki bölgeler bile evrim araştırmacılarının ilgi alanına girmiş durumda. Ve bilim insanları herhangi bir zaman sonra Grönland’da bulunandan iki misli eski bir DNA bulduklarında şaşırmayacaklarını söylüyorlar.

Nilgün Özbaşaran Dede

Kaynak