Sakarya Savaşı-4: Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır

Ahmet Yavuz Y
Sakarya Savaşı-4: Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır

Bir önceki yazıda Yunan Ordusunun taarruz, Türk Ordusunun savunma için tertiplenmesine temas etmiş ve kuvvet mukayesesine yer vermiştik.

Bu yazıda muharebelerin ilk on gününde meydana gelen kritik gelişmelere yer vereceğiz.

Yunan Ordusunun taarruzu 23 Ağustos 1921 tarihinde başladı. Maksat Türk ordusunu sol yanından kuşatmaktı. İlk gün Yunan 1. Kolordusu, Sakarya dirseğinin doğusunda Mangal Dağını ele geçirdi.


Mangal Dağı’nı savunan 2. Gruba bağlı 5. Tümen, bölgesini savunmada başarısız oldu. Hava saat 17.00’den itibaren bozmuştu. Fırtına vardı. Savunma yapan birlikler ve topçu durumdan olumsuz etkilendi. Gözetleme imkânı ortadan kalkmıştı.

Bu durum, Yunan birliklerinin ilerlemesini kolaylaştırdı. Sonuçta 2. Grup Komutanı Albay Selahattin Adil, 5. Tümen’in ileri hattaki birliklerini akşam 21.30’da geri çekti. Çekmesine çekti ama kıyamet de koptu. 5. Tümen komutanı ertesi gün görevden alındı. Başkomutan çok kızmıştı ama günü geldiğinde her iki komutanı da terfi ettirerek ödüllendirmekten geri durmadı.

24 Ağustos günü 2. Grup cephesi daraltıldı. İhtiyattaki 1. Grup emrine verilen 4. Tümenle cephenin sol yanındaki bölgeyi savunmakla görevlendirildi.

25 Ağustos günü Yunan Ordusu 3. ve 1. Kolordularıyla taarruza devam ederken cephenin sol yanından 2. Kolorduyu da muharebeye soktu ancak geç verilmiş bir karar olduğunu söylemek mümkündür. İki kolordunun harekâtı koordineliydi ve ilerleme istikameti Haymana’yı işaret etmekteydi. Türk Ordusu 1. Grupla karşı taarruz yaptı ancak geri çekilmek durumunda kaldı. Süvari birlikleri de düşmana yan ve gerisinden tacizlerini sürdürdü.

İlk büyük kırılma

26 ve 27 Ağustos günlerini birlikte değerlendirmek lazım zira en kanlı muharebeler 26’sında yaşandı. Cephenin yarılması tehlikesi ortaya çıktı. Birkaç gündür tümenler açılan gedikleri kapatmaktaydı. Ancak Polatlı güneyinde bulunan 12. Grup yerinden sökülerek Haymana bölgesine kaydırıldı.

Cephede gelişen durumun ciddiyeti nedeniyle muharebelerin seyri kritik kararların verilmesini gerekli kıldı.

Başkomutan bugün derin bir ikilem yaşadı. Soru şuydu: Ankara’nın boşaltılması gerekli mi değil mi? Başkomutan önce aşırı tedbirli hareket ederek Meclis ve Hükümet’in önce Keskin’e, gerektiğinde de Kayseri’ye taşınmasını Savunma Bakanı Refet Paşa’ya emretti. Ancak ardından gönderdiği mesajda taşınma için 27 Ağustos öğleden sonrasının beklenmesini buyurdu.

Esasında böyle bir gelişme yaşanabileceği öngörülmüştü. Fevzi Paşa bir ay önce Meclis’te yaptığı konuşmada bunun gerekliliğine değinmiş, ardından büyük tartışma çıkmıştı. Diyap Ağa’nın karşı çıkması ve “Buraya savaşmaya mı yoksa kaçmaya mı geldik!” demesi tartışma sona erdirmişti. Damar Arıkoğlu anılarında, gerekirse Sivas’a kadar çekilebilineceğini aktarmaktadır.

Tarihi emir

Sakarya Muharebeleri yeni bir evreye girmişti. Farklı bir tarzda sevk ve idareyi sürdürmek gerekliydi. Başkomutan bu tarzı şu emirle açıkladı: “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça, terk olunamaz. Onun için küçük büyük her birlik, bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük büyük her birlik, ilk durabildiği noktada tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekildiğini gören birlikler, ona tabi olamaz. Bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur.”

Esasen bu emir Başkomutan’ın 20 Ağustos’ta verdiği uygulama emriyle paralellik barındırmaktadır. O emrin biraz daha keskin halidir. Komutanın iradesini ve her seviyedeki askere tanıdığı inisiyatifi yansıtmaktadır. Tek er bile hayatını buna göre düzenleme ve tereddüt yaşamaksızın düşmanın üstüne atılma hakkını elde etmiştir. O dönemde Genelkurmay karargâhında kurmay subay olarak bulunan Cevdet Kerim İncedayı, savunmanın başarısını bu uygulamaya bağlamıştır.

Başkomutan’ın bu emri verirken, bir gün önce Fevzi Paşa’nın İsmet Paşa’ya söylediği, “Adım, adım savunmayla başarıya varacağız” sözünden esinlendiği ileri sürülmüştür.

Sonuç olarak karşı karşıya kalınan durumdan sıra dışı bir karar ve emir doğmuş ve Sakarya muharebelerinde uygulanmıştır. Takip eden günlerde düşman cepheyi yarmaya odaklanacaktır.

Ahmet Yavuz

*Bu yazı HBT'nin 283. sayısında yayınlanmıştır.

Ahmet Yavuz