İnsan beyni gerçekten küçülüyor mu?

Özlem Kayım Yıldız Y
İnsan beyni gerçekten küçülüyor mu?

İnsan beyninin hacmi son iki milyon yıl içerisinde neredeyse dört kat arttı. Fakat Holosen devresine girildikten sonra insan beyninin hacminin artık artmadığına hatta belki azalmakta olduğuna ilişkin birtakım bulgular mevcut. Bu konudaki araştırmaların birçoğu ciddi yöntemsel sınırlılıklara sahip.

Örneğin, 2021 yılında antropolog DeSilva ve arkadaşları (https://doi.org/10.3389/fevo.2021.742639), yaklaşık 10 milyon yıl ile 100 yıl öncesi arasında yaşamış toplam 987 fosil ve müze örneğinde ortalama beyin boyutunu inceleyerek, son 3.000 yıldır insanın beyninin küçülmekte olduğunu bildirdiler.

Karınca toplulukları gibi


Yazarlara göre bu küçülmenin esas nedeni vücut boyutunda küçülme ya da tarım toplumuna geçiş ve bununla ilişkili diyet değişiklikleri değil, bilginin topluluk düzeyinde depolanmasına yol açan sosyalleşme; karınca topluluklarına benzer bir sosyalleşme ile gelişen ’’kolektif zeka’’ insan beyninin küçülmesindeki esas belirleyici. İnsanlar ve örneğin karıncalarda kompleks karar verme süreçlerinin fiziksel ’’katı beyinler’’ ve toplulukla ilişki ile ortaya çıkan ’’sıvı beyinler’’ ile yürütüldüğünü iddia eden bu görüşe göre, sosyalleşme bireysel karar vermeye göre bilişsel yükü azaltmakta ve beyin boyutunun küçülmesine neden olmaktadır.

Araştırmaya eleştiri

Geçtiğimiz ay Frontiers in Ecology and Evolution dergisinde antropolog Villmoare ve Grabowski’nin kaleme aldıkları makalede (https://doi.org/10.3389/fevo.2022.963568), DeSilva ve arkadaşlarının çalışmalarına eleştirel bir gözle bakılıyor, bazı türler için az sayıda ya da tek fosil ile çıkarım yapmanın beyin hacmindeki küçük değişiklikler hakkında çıkarım yapmak için yetersiz olduğu savunuluyor.

Ayrıca, kompleks topluluklara geçişin dünya üzerinde homojen biçimde 3.000 yıl önce değil, farklı zamanlarda gerçekleşmiş olması nedeniyle beyin hacminde küçülme ile sosyalleşmenin bağlantısını kurmanın mümkün olmayacağını öne sürüyorlar.

Üstelik çalışmada son 1-5 bin yıl aralığına ait toplam 23 kafatası örneği olduğunu, bu sayının kesin çıkarımlar yapmaya yeterli olmayacağını belirtiyorlar. Örnekleri DeSilva’nın çalışmasındaki gibi son on milyon yıl değil son 300.000 yılı içerecek biçimde seçerek homojenize ettiklerinde bu süre içerisinde insan beyninde herhangi bir küçülme olmadığını saptadıklarını belirtiyorlar.

Başka araştırmalardan destek var

Aslında modern insanın beyin hacminde küçülme olduğu çıkarımında bulunan sadece DeSilva ve arkadaşları değil. Holosen dönemine girildikten sonra insan beyninin büyümesinin durduğu ve hacminde azalma olabileceği başka yazarlar tarafından da bildirildi.

Bununla birlikte, gerçekte bu çıkarımların doğrudan beyin dokusu karşılaştırması ile değil, endokranium (kafatası içi) alçıları ile yapıldığı, bu yöntemin beyin hacmi ve şekli konusunda bilgi vermekle birlikte, organizasyonu konusunda bilgi veremeyeceği akılda tutulmalı. Ayrıca DeSilva ve arkadaşlarının araştırmasında olduğu gibi uygun olmayan veri setlerinin ve istatistiksel yöntemlerin kullanımı da ciddi bir sorun.

Hacim - zeka ilişkisi

Öte yandan, beyin hacmi zeka düzeyi ile güçlü bir paralellik göstermediğinden hacimde olası bir küçülme olması atalarımızdan daha az zeki olduğumuz anlamı taşımaz.

Beyin/vücut hacmi oranı daha iyi bir belirteç olmakla birlikte bunun da mutlak olmadığını biliyoruz, esas önemli olan nöronların organizasyonu ve bunu kafatası fosillerini inceleyerek değerlendirmek mümkün değil.

Bu nedenle, bilgilerimiz, DeSilva’nın sosyalleşme ile ortaya çıkan kolektif zeka ve bilginin dışsal depolanmasının bilişsel aktivitede azalma ve beyin hacminde küçülme ile ilişkili olduğu savını desteklemiyor.

Özlem Kayım Yıldız / [email protected]

*Bu yazı HBT'nin 341. sayısında yayınlanmıştır.

Özlem Kayım Yıldız