“Bilim böyle diyor…” sözü hep doğru mudur?

Editör ne diyor?

İnsanlar bilimden kesin ve net yanıt beklerler. Bilim böyle diyor, lafı adeta akan suları durdurur! Sözleri ağızlara tıkar ve insanı konuşamayacak bir hale getirir..

Doğru mudur bu söylem?

Şüphesiz ki değil. Bilim, kural, metodoloji, anlayış, etik olarak her zaman en “doğruya yakını” dile getirmeye, vurgulamaya çalışır. Araştırmaların amacı da budur. Hele geçmişe yönelik araştırmalar sonucu kurulan teoriler veya ortaya konan modeller, yeni delillerin, bulguların keşfiyle birden değişir.


Mesela bu hafta kapak konumuz olan, İnsan Evrimi üzerine yazının içeriği gibi. 2000 yılından önce ve sonra diye yapılacak bir tarih ayrımı, yeni fosil buluntularıyla insan evrimi için çizilen “düz çizgi”yi darmadağın etti ve her şey yeniden sorgulanır oldu.

Hayır, tartışma konusu zerre kadar evrim değil. Bu evrimsel gelişme içinde Homo sapiens’in geçmişi.. nasıl bugünlere geldiği, hangi soy soptan... Ortak atanın içeriğinin bile yeniden belirleneceği bir fotoğrafın içindeyiz.

Bilimin güzelliğidir bu. Bir “inanç”, saplantısı, dogması yoktur. Kendi bulgularını ve modellerini gerektiğinde kendisi yerle bir eder ve her şeyi bu kez yeni bulgular ışığında yeniden kurgular..

Bu nedenle “bilim böyle der”, sözünün göreceliğini hiç unutmayalım. Bilim sadece doğruyu, gerçek olanı arar.

HBT Buluşmaları

Geçen hafta Pazar günü Edirne’de HBT okurlarıyla birlikteydik. Güzel bir toplantıda bilimi konuştuk, tartıştık, özellikle yapay zekâ konusunda yeni gelişmeler ışığında meslekleri tartıştık. HBT’nin Edirne’de yaygınlaşması üzerine “neler yapabiliriz”i  tartıştık. Edirne’nin katılabilen aydınlarıyla, umut verici bir toplantıyı arkamızda bıraktık. Yan sayfada bu toplantıdan kısa notlar okuyacaksınız.

Doğan Kuban hoca “Dünya ile birlikte mi, yoksa köle olarak mı yaşamak istiyorsunuz?” temel sorusunu yöneltiyor son yazısında. Ve “Çağdaş olmak, özgür düşünmeyle, özgür öğrenmeyle kesinlikle örtüşen bir davranıştır... Türkiye’de okul sayısı arttıkça geri kalmışlık arttı.” diyor. HBT’nin vazgeçilmez bir Kuban klasiği..

Mustafa Çetiner, günümüz çalışma ortamının en önemli sağlık sorunu olan “oturma” konusunu ele alıyor. Son araştırmaları özetliyor. Günümüzün sigarası kadar bela bir şey.. Hareket, egzersiz lütfen... Ali Akurgal, Endüstri 4.0’ın bir tsunami gibi üzerimize geldiğini anlattığı yazısında sanayide yeni iş alanlarına giriyor. Bayram Ali Eşiyok, dünyadan Türkiye ekonomisine bakarken; Tanol Türkoğlu, Kuantum Edebiyat başlıklı yazısında “Okur aynı manzum eseri her okuduğunda onda farklı bir anlam bulmaktaysa, okurun o manzum eseri değiştirdiği söylenebilir mi?” sorusunun peşine takılıyor.

Bunlar yazarlarımızdan bazı seçmeler, ama bebeklerin ikinci dil öğreniminde yeni ve etkili bir yöntem, iş görüşmelerinde yeni psikolojik yöntemler ve daha pek çok ilginç haber, yorum ve yazı ile elinizde yeni bir HBT... Bu arada Prof. Dr. Duran Leblebici ve Öğr. Gör. Yıldız Leblebici için  düzenlenen “saygı buluşması”nı Reyhan Oksay izledi ve yazdı. Leblebici çok önemli bir bilimcimiz. Okuyun lütfen..

HBT geleceği kuran bilimsel araştırmaların izinde...

Bizi izleyin, her Cuma beyin besleme günü...

Gelecek sayıya kadar sevgi ile.