Zor bir süreç: Özgürlük olmadan olmaz  

Editör ne diyor?

Şüphesiz ki özgürlük deyince insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü öncelikle akla geliyor. Düşünceyi özgürce açıklamak, insan olmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Yoksa insanoğlunun varoluşu tam bir baskı altına alınmış olur ki, bizi diğer canlılardan üstün kılan bu en önemli özelliğimiz de ortadan kalkmış olur.

Olacak şey mi bu?!

Böyle diyoruz, ama oluyor da!


Bizim konumuza gelirsek: Bilim de özgürlük olmadan varolamaz. Bilim demek, araştırma ruhudur. Meraktır, bilme öğrenme arzusudur.

Ama bilim aynı zamanda liyakattir, liyakat öncelikle en layık olanların yolunu alabildiğine açmaktır. Maddi ve manevi.

Bilim, kurumsal bir durumdur. Sistemik yapıdır.

Bu yapıyı yönetenler de bilimde veya profesyonellikte liyakat sahibi olmak zorundalar. Yoksa ortalama ve ortalamanın altı insanlarla oradan bir şey çıkmaz.

Bütün bu söylediklerimizi de kalite sözcüğü ile ifade edebiliriz.

Kalite sonuç verecek üretim anlamına gelir. Aranan bir şeydir. Değeri fazladır, öncelikle satın alınır. Kalite aynı zamanda yeni yüksek üretimlerin de adıdır.

Üniversitelerimizin temel sorunlarından bahsediyoruz. Üniversitelerin başına, bizdendir, dosttur, ideolojik birlik içindeyiz, birlikte vakıf kurduk vefa göstereyim, sözümden çıkmaz, istediğimizi yapar… gibi yaklaşımlarla adamlar atanırsa, sistemi ayağa kaldıramazsınız veya öyle bir derdiniz yok demektir.

***

Yeni bir dergi haftasıyla tüm okurlarımıza merhaba diyoruz.

Bugün Cuma, beyin besleme günü!

Ne kadar önemli olsa da günün köpüğü dışında, yeni bir alışkanlık yaratmanın peşindeyiz.

Bilgi edinmek.. Dünyanın ve geleceğin üzerinde kurulduğu nesnel konuları gündeminize taşımak.

Size “vay canına..” dedirtmek gibi bir yayın politikası anlayışımız yok.

Bu, okurun yine ne olmuş duygusun tırmalamak için tiraj peşinde koşan magazincilerin işi..

Ama pek çok haberimiz gerçekten büyük ilginizi hak edecek özelliktedir.

Mesela bugün sinemalarda “Sonsuzluk” adıyla başlayan Uzay Yolu –Star Trek- filmi üzerine, Cem Say’ın “perde arkası” tadındaki yazılarında olduğu gibi. Tevfik Uyar’a haber vermedik bu konuyu hazırlarken.. Bize sinirlenebilir görünce !!! Tam onun konusu! “Astrolojinin bilimle imtihanı” ve en son bilim kurgu öykülerini içeren “Tek Kişilik Firar” kitaplarıyla kendine önemli bir yer açan, yazarımızdır kendileri. (Kitapları edinin, beğeneceksiniz..) İnsanlık için bir umut destanı diyor Uzay Yolu’da. Katılmamak mümkün değil.

Size ne sunuyoruz dergimizde bu hafta başka?

Doğan Kuban’ın “Cumhuriyet’in yarı ömrü FETÖ ile geçmiş” dramatik yazısı ve Bozkurt Güvenç’in “Neyi onaracağız?” yazısını anımsatalım.

***

Bilim için iyi bir haber var: Bugüne kadar bazı dergilerin ve kamu kuruluşlarının tekellerinde olan bilimsel araştırmalar, tüm datalarıyla özgürleşiyor.

Bilime özgürlük diyoruz, ürettiklerine de sonsuz özgürlük! Mesela NASA, kendi katkısıyla gerçekleştirilen araştırmalara serbest erişim sağladı! AB ülkeleri, 2020’ye kadar kamu fonlarından gerçekleştirilen tüm araştırmalara erişim özgürlüğü sağlama kararı aldı. ABD’de tüm kanser araştırmalarına da!

Sistem değişiyor. Siz genellikle kamu kaynaklarıyla araştırma yapıyorsunuz, paralarımızı harcıyorsunuz, bu araştırmalar ünlü mesleki bilim dergilerinde yayımlanıyor, ama araştırmalara ulaşmak için büyük ücretler ödüyorsunuz.

Bu tekel yağması bitiyor..

Bir demet “yasemin” daha:

 Olimpiyatlarda altın madalya kazanmanın 7 sırrı, bekârlık sultanlık olabilir, 5 uyku bozucu durum, evcil hayvanların gizli yaşamı var mı, araştırma bakımından Güney Kore ile Türkiye’nin karşılaştırması, Y Kuşağı ve teknoloji kullanımı, Osman Hamdi = Kaplumbağa efsuncusu, iş ortamını zehirleyen kişilerin ayıklanması, lenfoma tedavi edilebilir, Türk sağlık sisteminde reform düşüncesi…

Daha bitmedi: gerçekte kaç kaloriye ihtiyacınız var araştırması özellikle kadınları ilgilendiriyor, kaçırmayın. UNİCEF’in dünyaya gelen her çocuğa eşit fırsat başlıkla UNİCEF’in yeni raporunu ise Reyhan özetledi.

Ve son araştırmalardan haberler.. Teknolojik vitrin ve daha neler..

HBT ile başka bir dünyaya yolculuğa gelin lütfen..

Bu yolculuk ülkemiz koşullarına bakarsak, Star Trek gibi sayılabilir!

Gelecek haftaya kadar bizde kalın, sevgiyle kalın..