Halet Çambel: Kültürel mirası korumada bir öncü

Toplum

İstanbul Üniversitesi Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı, bölümün kurucusu, geniş dünya görüşü ve çok yönlü kişiliği ile birbirinden çok farklı alanlarda öncü olmuş, 12 Ocak 2014’ de sonsuzluğa uğurlanan hocaları Prof. Dr. Halet Çambel’in adına düzenledikleri buluşma dizisiyle anıyor.

Halet Çambel Buluşması’nın ilki, 13 Ocak Pazartesi günü yıllarca ders verdiği Prehistorya Laboratuvarı’nda, yerli, yabancı uzmanların, akademisyen ve öğrencilerin katılımı, Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’ın açış konuşması ile başladı. Temayı hocalarının herkese yalnız bilimiyle değil özel yaşamıyla da öncülük ettiği ve örnek olduğu, eğitim verdiği kültür mirasının korunması olarak açıklayan Özdoğan, “Hocamızın kültür mirasının korunması ve yönetimi alanında yalnız ülkemizde değil dünyada çağının önünde giden bir bilim insanı olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz” diyerek Çambel’in kültürel miras yönetimi alanında yalnız kuramla sınırlı kalmayan, sahada doğrudan uygulama ile kendini gösteren topluma yeterince yansıtılmamış çalışmaları ve duyarlılığının irdeleneceğini açıkladı.

Ardından ilk sunumu “Karatepe-Aslantaş Müzesi İtalyan Uzmanlar ve İlk Koruma Çalışmaları” başlığıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Zeynep Eres’in tez öğrencisi Mustafa Sayan yaptı. Sayan, Roma Merkezi Restorasyon Enstitüsü (ICR) ile İşbirliği yapılan 1952-1956 Dönemi Restorasyon Uygulamaları’ ndan bugüne uzanan süreci 1946’da araştırma ekibi başkanı Prof. Dr. H. Th. Bossert ve Dr. Halet Çambel’in ilk keşif fotoğrafından başlayan görseller ve çizimlerle özetledi. Esas konusu olan mimarı açıdan Karatepe-Aslantaş’taki koruma çalışmalarını tasarım aşamaları ve yapım özellikleriyle değerlendirdi. Sonuç bölümünde Çambel’in yürüttüğü 50 senelik koruma olayını incelediğinde ortaya çıkan, çağdaş koruma yaklaşımının tutarlı, sorgulayıcı, uzman fikir ve görüşlere açık, titiz belgelenmiş, Karatepe Açık Hava Müzesi’ nin sit ölçeğinde kalmayan yerel kalkınmayı destekleyen bölgesel niteliği ve sürdürülebilirliği olduğu kanaatini açıkladı.


Vefatına kadar birlikte çalıştığı yüksek mimar Erol Doğan ve eşi Martina Sicker-Akman ile yeni topografik harita ve yeniden ölçekli planlar da hazırlamış olan son asistanı arkeolog Murat Akman, “Karatepe-Aslantaş Müzesi: Son Dönem Uygulamaları” başlığı altında yaptıkları konuşmalarda, Çambel’in koruma uygulamasının detaylarını Turgut Cansever, Mustafa İnan ve Nail Çakırhan’ı anarak açıkladılar. Otların biçilmesinde betonun korunmasına kadar geride en az iş kalması için, hocanın son nefesine kadar, üstün mücadele azmiyle işleri takip ettiğini anlattılar. Çambel öncülüğünde sadece Karatepe değil baraj gölüyle ayrılan Domuztepe, Çimento fabrikası kurulmaya kalkışılan Kastabala ve Yaşar Kemal’in köyü Hemite içinde koruma mücadelesi verildiğini anlattılar.

“Karatepe’de Etnografya ve Halk Kültürü” başlığı altında konuşan en eski asistanlarından Reha Günay ve Duygu Arısan Günay, Çambel’in yöre halkını tanımak ve ekonomik, sosyal faaliyetlerle kalkındırmak için nasıl herkesi seferber ederek, elektriksiz, yolsuz çok kıt imkanlarla gün ışığından gün batımına nasıl büyük gayretle çalıştığını/çalıştırdığını anlattılar. Etnografik araştırma için Karatepe’ye davet ettiği Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer ise, Yaşar Kemal’in “Yer altını güne çıkarmak Halet’in büyük hüneriydi. Yer üstündeki insanlar da ondan yepyeni bir dünya öğreniyordu… Halkın içinde o bir büyüydü.” sözünü hatırlatarak, dört yıl boyunca yaptığı etnografya çalışmalarını ve ölümüne dek süren tanıklıklarını anlattı.

Arslanlı kaide önünde dinlenen keşif ekibi: (Önden sağa doğru) Araştırma ekibi başkanı Bossert, keşfi sağlayan köy öğretmeni Ekrem Kuşçu, Adana Müzesi Müdür Naci Kum ve Halet Çambel, Arkada ulaşımı sağlayanlar köylüler.(İÜ. Basımevi, 1946)

 

Dünya Kültürel Miras Listesi’ne Girmeli

İlk buluşmanın son konuşmasını Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden  Anadolu Arkeolojisi alanında çalışan Prof. Dr. Aslı Özyar yaptı. Hocası M. Mellink sayesinde 1989’da Çambel ile tanışıp, hiç kopmayan Özyar, “Karatepe-Aslantaş’ın Bilim Dünyasına Tanıtılması ve Dünya Kültürel Miras Listesine Önerilme Çalışmaları” başlıklı konuşmasında Karatepe-Aslantaş’ın neden dünya kültürel mirası için önemli olduğunu açıkladı ve yayınların dökümünü verdi. Özyar, “Bilimsel yayınlar Karatepe’nin korunmaya değer bir kültürel miras olduğunu dünyaya duyuran önemli kanallardan birisi oldu. Halet Çambel bu konuyu da, alan ve eserlerin korunmasını planladığı gibi uzun soluklu ve kapsamlı bir şekilde düşünüp, iki dilde yönetti ve tamamladı.” diyerek Halet Hanım doğru kişileri nasıl buluşturup, konuşturarak yazıtların farklı yayınlara bölünmesini, bütünlüğünü yitirmesini önlediğini anlattı. “Bugün bizlerin tamamlamak için hep beraber üzerinde çalıştığımız, kendisinin çoktan alt yapısını hazırladığı, yani bir anlamda başlatmış olduğu, Karatepe ve çevresinin dünya kültürel miras listesine önerilme süreci olacak. Bu süreci bugün ayrıntılı olarak dinlediğimiz gibi başlatan Çambel’in kendisidir” diyen Özyar, “lokomotif” rolünde kurumsal olarak Kadirli Eğitim ve Kültür Vakfı ve kişisel olarak da, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ndeki görevi dolayısıyla süreci iyi bilen Erol Doğan’ı işaret etti.

Özyar, Karatepe-Aslantaş’I benzersiz, yani “ünik” kılan üç nedeni şöyle sıraladı; 1-İki farklı dildeki yazıtlar yarım yüzyıl sonra hala eşsiz, filolojik değeri ve tarihi değeri var; 2- İki sur kapısı ile ilişkisi anlaşılan ve çoğunluğu ait olduğu yerinde duran 100’ü aşkın mimari kabartma; görsel olarak dünyada benzersiz, içerik olarak da Doğu Akdeniz bölgesi kültür alışverişini ve etkilenmeleri yansıtması da benzersiz; 3- Karatepe-Aslantaş sadece Türkiye değil dünya çapında korumacılık açısından da öncü bir uygulama.

Gülçin Gülan