İnsan Olmak – 2

Bozkurt Güvenç
İnsan Olmak – 2

Canlı varlıkların bir türü olan İnsan, Doğa’daki yerini ve haddini biliyordu. Göçebe Avcılık ve Toplayıcılık yerine yerleşip üretip tüketmeye başlayınca, son 12-13 bin yılda yarattığı, ‘Uygarlık’ adını verdiği canlı üstü güçlü varlığı ‘Doğa’ya Egemenlik’ ya da ‘Doğa’ya Uyum’ olarak yorumladı. Oysa, uygarlık en baştan günümüze varlık sorunlarıyla dolup taşıyor. Basite indirgediğimi bilerek her bin yıla tek bir çelişki hesabı, alfabetik sıralamayla, başlıca çelişkiler şunlardır:

Yerleşmelerde Üretim-Tüketim


Ekvator’un güneyinde ortaya çıkan insan, 300 kuzey boylamdaki  akarsu deltalarında buğday, mısır ve çeltik türlerini evcilleştirerek üretim-tüketim çağına geçtiler. Sirklerin havuç yöntemiyle değil de, ‘mutasyon’ adı verilen genetik dönüşümlerden yararlanıp, kendine benzemeyen yavrular veren tohumları seçerek milyonları beslediler.

Buğday taneleri başak, mısır taneleri koçan oldu. Tüketimin artığı, ticari pazarları, kasaba ve kentleri besledi. Akarsu üstünde kurulu  kentler kültür merkezleri oldu. Tahılı öğüten değirmen taşı, evcil hayvanların çektiği araba tekerine dönüştü, artı ürün ve göçmenleri her mevsimde geçit veren yollardan uzaklara taşıdı. “Gidemediğin yer senin değildir’ sözü, bütün yolların Roma’ya çıktığı yıllardan kaldı. Deniz kıyısındaki kültürler yol yerine ‘tehne’ inşa etti. Elence “tehne’ den gelen teknoloji, tarımı Amerika ve Okyanusya’ ya yaydı. Madenden dökülmüş araçlar yontuların yerini aldı.

Yazı’nın keşfi, sözü, düşünceyi ve bilgiyi korudu, uzaklara, geleceğe taşıdı. Kile basılan ilk yazılar zamanla resimli, çivili, soyut ve fonetik alfabelere dönüştü. Matbaada basılan bilgiler, sırayla Rönesans, Aydınlanma, Endüstri, Demokrasi, Teknoloji ve İletişim Devrimlerine yol açtı.

Varlıklı ülkeler, kapitalizmin yol açtığı ekonomik krizlere çevre ve iklim sorunlarına çözüm bulamadılar. Sınırlı Dünya’mızda sınırsız büyüme sürdürülebilir mi? İnsanlık Mars olmamak için evrende dost gezegenler arıyor; ama tek bir yankı yok henüz. Yalnızız!

21. YY’a girerken bildik dünya sona eriyor; fakat gelecek, tarih boyunca sergilediği belirsizliğini koruyor (Wallerstein, 1999).

Böyle bir bunalımda, İnsan’ın ne yapacağını veya “kendini bil’mesi” kolay mı ?

Kendini Gerçekleştiren İnsanlar

Modern zamanlar, ‘kendini bil’me erdemine, kendini gerçekleştirme seçeneğini ekledi. Binlercesi arasından aklıma ilk gelen çağdaş beşli:

M. K. Atatürk, “Benim vasiyetim Barış-Akıl-Bilim” diyen asker.

Nazım Hikmet, “Henüz en güzel şiirimi yazmadım.” diyen ozan.

Arthur Koestler, “Üç devirde aynı komiserce tutuklanan yazar.

Lev Tolstoy, Savaş ve BarışRomanını yazan büyük filozof.

Stephan Zweig, ‘2. Savaşı önleyemediği’ için intihar eden yazar.

Bozkurt Güvenç


*Bozkurt Güvenç'in anısına saygıyla. Bu yazı HBT'nin 47. sayısında yayınlanmıştır.

Bozkurt Güvenç