Alkol ve kanser

Mustafa Çetiner
Alkol ve kanser

Alkol ve kanser ilişkisi çok uzun yıllardan beri tartışılan bir ilişkidir. Günümüze dek bu ilişkinin olduğunu düşündüren çalışmalar ağırlıklı olmakla beraber hiç ilişkisi olmadığını veya bu ilişkinin ihmal edilebilir olduğunu ileri sürenler de vardı.

Addiction isimli dergide Temmuz 2016’da yayınlanan bir makale alkol kullanımı ile kanser gelişimi arasında güçlü bir ilişki olduğunu öne sürüyor. Makaleye göre alkol tüketimi 7 farklı kanser türünün gelişiminde rol oynuyor. Yayınlanan bu meta-analiz, alkolün ağız-yutak bölgesi (orofarenks), gırtlak, yutak (özafagus), karaciğer, kalın bağırsak, rektum ve meme kanseri gelişimine neden olduğunu gösteriyor.

Makalenin yazarlarından olan Dr. Connor, bu bulgularla kanser ve alkol ilişkisinin daha net bir biçimde ortaya konduğunu ve alkol kullananların bu konuda artık kesin bir biçimde uyarılmaları gerektiğinin altını çiziyor.


Aslında alkol ve kanser ilişkisini kesin olarak gösterebilmek kolay değil. Değerlendirmeyi etkileyecek çok sayıda değişken var çünkü. Mesela alkol içenlerin daha çok sigara içmeleri, daha kilolu, daha sedanter yaşamaları gibi kanseri kolaylaştıran diğer riskleri de taşımaları. Bunlar değerlendirmeyi zorlaştırıyor.

Bu çalışma, aklıma kahve ve pankreas kanseri ilişkisinin olduğunu söyleyen çalışmaları getirdi. Söz konusu iddia ileri sürüldükten yıllar sonra anlaşıldı ki, kahve-pankreas kanseri ilişkisi doğru değildi. Pankreas kanseri sigara kullanımı ile ilişkiliydi ve kahve içenlerin daha sık sigara içiyor olmaları kahvenin haksız biçimde suçlanmasına neden olmuştu.

Olayın bir yüzü bu, yani alkolün haksız suçlanıyor olabilme ihtimali ama bir de diğer yüzü var. Alkol ya gerçekten suçlandığı gibi kansere neden oluyorsa?

Sigara kanser ilişkisinin ortaya konmasının çok uzun yıllar aldığını unutmamak lazım. Bu uzamada şüpheci yaklaşımların çok rolü oldu ve sigara kanser ilişkisini gösteren net veriler üretilene kadar binlerce insan sigaraya bağlı nedenlerle yaşamını yitirdi.

Alkol ve kanser denince akla gelen diğer bir soru alkol kullanım miktarının bu riskin gelişiminde rolünün ne olduğudur. Önce şu noktayı belirtmeli, ilişki alkol dozu ile artıyor. Peki, ne kadar alkol normal, ne kadarı anormal?

2010 yılında yayınlanan Amerikan rehberlerine göre (Dietary Guidelines for Americans) ortalama bir alkol tüketicisinin tanımı kadınlarda her gün bir, erkekler için ise iki içki olarak tanımlanıyor. Ağır alkol içicisi demek için günde düzenli 3 veya daha fazla içki alınması gerekiyor.

Kanser ve alkol ilişkisinde belirleyici olanın alkolün miktarı olduğunu gösteren çok çalışma var. 58 bin kadının dâhil edildiği bir meta-analizde günde 45 gr üzerinde alkol tüketen kadınlarda (günde 3 içki) tüketmeyenlere göre meme kanseri riskinin 1,5 kat daha yüksek olduğu bulunmuş.

Günlük alkol tüketiminin her 10 gr artışında (yaklaşık bir içki)  meme kanseri %7-12 oranında yükseliyor. Bu ilişki diğer altı kanser türü için de geçerli.

Yukarıda ismini saydığım yedi kanser türü ile alkol kullanımının doz bağımlı bir ilişkisi olduğunu kabul etmek gerekir.Buna ek olarak alkol kullanımının pankreas, yumurtalık, prostat, rahim, mesane kanseri gelişimini artırabileceği de söyleniyor.

Bir de alkol kullanımı ile riskin azaldığı kanserler var. Bunlara örnek olarak böbrek tümörü ve Hodgkin dışı lenfoma verilebilir. Toplam 18.759 hastanın dâhil edildiği bir meta-analizde alkol alanlarda lenfoma riskinin %15 azaldığı bildirilmiş. Peki, nasıl oluyor da alkol kullanımı ile bu kanserlerin riski azalıyor, bilen yok. Belki de istatistik biliminin azizliğidir, kim bilir?

Alkol ve kanseri yazarken sık sorulan bir soruya da yanıt vermek lazım. Alkol ve tütün birlikte kullanılırsa risk ne oluyor? Bu sorunun yanıtı net, risk aritmetik değil geometrik olarak artıyor. Özellikle ağız içi, ağız-yutak (orofarenks), gırtlak ve yutak (özafagus) kanseri riski misli misli yükseliyor.

Yani sonuçta alkol kullanımı ile kanser gelişimi arasında inkâr edilemez bir ilişki var ancak bu ilişki sigara kadar sıkı görünmüyor. Eğer alkol alacaksak bu riski bilerek alalım derim.

Mustafa Çetiner / [email protected]


Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.