Kanser hakkında yanlış bilinenler – 2

Mustafa Çetiner
Kanser hakkında yanlış bilinenler – 2

Sadece ülkemizde değil ama dünyanın birçok yerinde ilaç firmalarının kanserin tedavisini bildiklerini ancak daha fazla kâr etmek için bu tedaviyi sakladıklarını düşünen birçok insan var.

Hele bizim gibi ülkelerde bu inanış çok yaygın.

Tabii bunun bazı nedenleri var.


Bunlardan ilki ülkemiz insanlarının sadece sağlık alanında değil ama her alanda bizden çok daha ileri, güçlü, üretken ve dolayısıyla dünyaya hükmeden Batı ülkelerine karşı kızgınlık, çaresizlik ve biraz da aşağılık duygusu yaşıyor olmaları. Bu duygular yüzünden “kanserin tedavisini biliyorlar, hatta kanser diye bir şey yok, onlar yarattı, tedavisini de kâr etmek için saklıyorlar” yalanına inanmak insanlara rahatlatıcı ve kolay geliyor.

Bir başka önemli neden ise kapitalizmin aslında hepimizin iyi bildiği çirkin yüzü.

Günümüzde birkaç nesil sonraki cep telefonları bile tasarlanmışken ve kâr amaçlı piyasaya sürülmeleri bekletilirken, aynı kâr dürtüsü bunu neden ilaç firmalarına da yaptırmasın?

Bu iki ön saptamadan sonra tartışmayı doğru bir zemine getirmek için önce bir kabul ile başlamalıyım.

İlaç sektörünü hiç savunmadım ve akademik yaşam içindeki rollerinin tartışmalı olabileceğini de kabul ediyorum.

Ama söyler misiniz, dünyanın en büyük üçüncü sektörü bizlerin bildiği kenevir yağını, gümüş iyonunu, 1900’lü yılların başında Dr. Royal Life’ın gülünç ve bilimsel metodolojiden uzak çalışmalarını bilmiyor olabilirler mi?

Bu firmaların çok para kazanmaya çalıştıkları doğrudur ancak teknolojileri ve bilgi düzeyleri kanserin tedavisini kesinlikle çözemedi henüz.

Bu ilaç firmalarını o kadar gözümüzde büyütmemizin esas nedeni yukarıda özetlediğim ve kendimize bile itiraf edemediğimiz batı hayranlığı ve onların her şeyi bildiğine olan inancımızdır.

İlaç sektöründe öyle ölümcül bir rekabet var ki, kanserin tedavisini bilen bir firmanın onu elinde tutması çok riskli, tıpkı okeye dönmek gibi, hop diye biri bitirir siz şapa oturursunuz.

Üstelik her şeyin herkesin gözünün önünde yaşandığı bu koca dünyada kimse bu formülleri on yıllarca saklayamaz. Bu ilaçlar öyle birkaç mucidin keşfettiği şeyler de değil ki, her bir projede yüzlerce insan çalışıyor, nasıl gizli kalsın?

30 yıldır bu işle uğraşan biri olarak söylüyorum.

Kanser hücresinin aklı “kanserin tedavisi çok basittir ama bilerek tedavi etmiyorsunuz” diyen arkadaşlarımızdan çok daha fazladır inanın.

Kanser hücresi kadar kendi bağışıklık sisteminden kaçmayı başaran, duruma göre direnç kazanmak için genetik yapısını değiştiren, kendini yok etmeye çalışan tedavilere direnç kazanmak için inanılmaz yollar geliştiren ve çok ama çok iyi saklanan bir başka hücre daha yoktur.

Tüm dünya ve ilaç firmaları gece gündüz demeden kansere karşı yeni moleküller peşindeler. Bu molekülleri geliştirdiklerinde etkinliğini sınamak için hekimlere, bilim insanlarına, akademiye, onların oluşturduğu bilimsel organizasyonlara, FDA’ya, EMA’ya, ülkelerin sağlık kurumlarına gelirler, çalışmalar yapılır, izinler verilir.

Akademinin kullandığı bilimsel yöntem öyle ilaç firmalarının filan dayattığı bir yöntem de değildir. Tam tersine bilimin ilaç firmalarına dayattığı bir yöntemdir. Şurada haklısınız; bilim insanlarına, akademiye baskı yapmaya çalışıyor olabilirler, onları aldatmaya çalışabilirler, ve hatta bazen aldatabilirler de, hatta bazen onlar aldatmasa da akademi yanılabilir.

Ama bu hiç bir şeyi değiştirmez.

Bilimsel yöntem en azından günümüzde bu tedavilerin etkinliğini test edebilecek güvenilir tek yöntemdir. Bu nedenle hiç bir bilimsel verisi olmayan otları, çöpleri tedavi diye önerenler de kanser olduklarında koşarak hekimlere ve klasik tıbba gelirler.

Üzüldüğüm nokta şu;

Bilimi ilaç firmalarının bir oyuncağı gibi görmek yerine bilime inancımızı güçlendirsek, bilimin saflarını sıklaştırsak, bilimin her zaman olduğundan daha güçlü olması için destek versek daha iyi olmaz mı?

Mustafa Çetiner / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 102. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.