Kanser hakkında yanlış bilinenler – 3

Mustafa Çetiner
Kanser hakkında yanlış bilinenler – 3

Şimdi düşünün... Evinizin karşısındaki bakkaldan bir peynir aldınız ve ertesi gün işe gittiğinizde şiddetli karın ağrınız oldu. Gözlemsel, ampirik ya da “alternatif” dediğimiz tıbbi bakış açısıyla çıkarım nettir.

“Karşı bakkaldan alınan peynir karın ağrısı yapar”

Peki, bilimsel yöntem nasıl çalışır?


Peynir ve karın ağrısı ilişkisini anlamak için mesela bir ay boyunca, bir gün karşı bakkaldan, bir gün iş yerindeki marketten, bir gün de annenizin yolladığı peynirden yemenizi ister ve o bir ay boyunca hangi günler karnınızın ağrıdığına bakar, bunlar not eder. Sonra karnınızın ağrıdığı günlerde yediğiniz peynirlerin dökümünü çıkartır. Mesela karnınızın ağrıdığı 10 günün 7’sinde karşı bakkaldan, üçünde de iş yerindeki marketten aldığınız peyniri yediğinizde karnınız ağrısın ve annenizin peynirini yediğiniz günler hiç ağrımasın.

Diyebiliriz ki; annenizin peyniri daha güvenli görünüyor...

Ama bilimsel yöntemde kesin ifade yoktur, bilimin en beslendiği duygulardan biri “kuşku” dur. İlk bakışta annenizin peyniri en güvenli, karşı bakkalın peyniri ise en güvensiz görünüyor, öyle değil mi?

Ama bilimsel metodolojiyi kullanan başka biri diyebilir ki; tamam bazı rakamlar buldunuz ama bu farklılıkların istatistiksel anlamı var mı? İstatistiksel değerlendirin. Bunu yapmak zorundasın, istatistiksel olarak farkı gösteremezseniz aradaki farkların anlamı yoktur.

Bir başkası der ki; peynir dışında mide ağrısı yapacak başka bir neden olmasın, bu adam peynirle beraber başka neler yiyor, iş yerinde midesini ağrıtacak stresi var mı? Mesela stresini artıracak olan genel müdür görüşmelerinin karşı bakkaldan alınan peyniri yediği günlerle ilişkisi var mı?

Bu stresli günler ile karşı bakkaldan aldığı peyniri yediği günler çakışmış olmasın?

Bu sorular ve kuşkular uzatılabilir...

Demem o ki; “benim bir tanıdığım var, kanseri falanca otu yiyerek yendi” gibi önermeler gözlemsel tıbbın yöntemidir ve bilimsel bir değeri yoktur. Gerçek bilgi “kanıta dayalı tıp” uygulamaları ile elde edilen bilgidir. “Falanca otu ile kanseri yenen insan biliyorum” diyen nasıl bu sonuca varıyor. Çünkü kanser olduğunu bildiği arkadaşı falanca otu yiyor ve kişi arkadaşının düzeldiğine tanıklık ediyor.

Falanca otu yiyen hastanın durumunu herkese genelleyebilir miyiz?

Mesela şu soruları sormak gerekmez mi?

Kanserin türü neydi? Bazı kanser türlerinde tedavi etmeden uzun yıllar yaşadığını biliyoruz, mesela bazı indolent lenfoma türleri buna örnektir.

Belki böyle bir kanseri vardı ve falanca otu yese de yemese de yaşamını sürdürmeye devam edecekti. Falanca otu yiyen bu kişi beraberinde başka ilaçlar da aldı mı? Mesela hasta arkadaşı falanca otu ile beraber belki de bazı başka ilaçlar aldı ve hastayı iyi eden falanca otu değildi, bu başka ilaçlardı.

Peki bu kişinin kanser tanısı doğru muydu, belki de bu tanıyı koyan patolog yanıldı. Bu kişi ne kadar falanca otu yedi, bu kanseri iyi edecek falanca otu dozu neydi? Falanca otunun içinde kanseri iyi eden aktif madde neydi, otun kimyasal formülünü biliyor muyuz? Falanca otunu kanserin tedavisinde kullanmak için günde kaç defa ve ne kadar süre içmek gerekiyor, her hastaya falanca otu yiyen ve düzeldiğini söyleyen hastanın içtiği dozda mı vereceğiz? Benzer bir hastalığa yakalanan bir başka kişiye onu da iyi etmek için ne kadar falanca otu vermek gerekir? Falanca otu ile iyileştiğini gördüğünüz hastadan nasıl bir deneyim elde edebilirsiniz ki, bunu sonraki hastaya önerebilesiniz?

Daha bitmedi...

Bir tek hasta ile elde ettiğiniz bu deneyimin ikinci hastada işe yarayacağını nereden biliyorsunuz? Her insanın organizması, böbrek fonksiyonları, karaciğer fonksiyonları aynı mı?

Ve son soru. Anneniz, babanız, çocuğunuz kanser olsa onlara tedavi olarak sadece falanca otu verir misiniz?

Vermezsiniz..! Bu nedenle bu otları çöpleri önerenler de gerçekten hasta olduklarında koşarak klasik tıp uygulayıcılarına geliyorlar.

Mustafa Çetiner / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 103. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.