Tıpta bilgiye özgür erişim sorunu – II

Mustafa Çetiner
Tıpta bilgiye özgür erişim sorunu – II

Geçtiğimiz hafta bilimsel makalelere “açık erişim” konusunu yazmaya başlamış ve bir giriş yapmıştım, devam edeceğim.

Kaliforniya Üniversitesi, geçtiğimiz günlerde Elsevier’in bilim dergilerine aboneliğini sonlandırdığını duyurdu. İki kurum arasında anlaşma sağlanamaması üzerine Kaliforniya Üniversitesi, Elsevier’in dergilerinde yayınladıkları tüm makalelerini serbest erişime açtı.

Bu gelişme önemli, çünkü Kaliforniya Üniversitesi tüm ABD’deki bilimsel yayınların neredeyse %10’unu üretiyor ve onların başlattığı boykot, “serbest erişim” tartışmalarının bu kadar kızıştığı bir dönemde önemli.


Bu gelişme, Elsevier’i oldukça sıkıştırmış durumda. Ne de olsa dergilerinin içini dolduran çok önemli üniversitelerden biri dedi ki; eğer bana pahalı satarsan ben de sana yazı göndermem, para kazandırmam.

Haksız mı?

Aslına bakarsanız bu tartışmanın temelinde Elsevier ‘in kurumsal abonelik fiyatlarının çok yüksek olması yatıyor.

Merkezi Amsterdam’da olan ve dünyanın en büyük bilimsel yayıncı kuruluşu kabul edilen Elsevier, üniversitelerden dergi başına ilk anlaşmada yıllık 1000 dolar alıyor ve her yıl %5 ücret arttırıyor. Bilimsel dergi sayıları göz önüne alınırsa bu paranın akademik merkezleri ne kadar zorlayabileceğini öngörmek zor değil. Kaliforniya Üniversitesinin Elsevier’e abonelik için ödediği yıllık miktar, inanmayacaksınız, 10 milyon doları buluyor. Elsevier firmasının 2018 yılındaki kazancı ise 2.5 milyar dolar civarında.

Bu durum sadece Kaliforniya Üniversitesini değil, diğer tüm üniversiteleri rahatsız eden bir durum. Bu yaşanan boykot olayı Elsevier’ in karşılaştığı ilk zorluk değil. Yayınevi daha önce Alman Üniversiteleri ile de benzer sorunlar yaşadı. Almanya ve İsveç’teki yaklaşık 300 kurum, Max Planck Society’nin öncülüğünde Elsevier ile olan aboneliklerini yenilemeyi reddetti.

Bu arada toplam sayıları 700’e ulaşan ve Alman kütüphaneleri, araştırma merkezleri ve üniversitelerden oluşan, kendilerine Projekt DEAL ismi veren bir inisiyatif, bilimsel makaleler basan Wiley isimli başka bir yayınevi ile pazarlık yapıyordu. Yaklaşık 3 yıl süren pazarlıklar sonunda, bu yılın Ocak ayında Wiley ile Projekt DEAL arasında bir anlaşma sağlanabildi. Projekt DEAL Başkanı Horst Hippler, sona eren pazarlıktan ve anlaşmadan son derece memnun görünüyordu. Açıklaması önemliydi; “temel hedefimize ulaştık, bilimsel çalışmalara adil, sürdürülebilir ve ekonomik olarak ulaşımı sağladık...”

Elsevier ve Wiley ile yaşanan bu süreç, Springer gibi başka yayınevleri için de iyi bir göz dağı oluşturuyor. Avrupa’da “Plan S” ismi verilen 11 ulusal fonun katkılarıyla oluşturulan bir inisiyatif, 2020 sonrası bilimsel makalelerin Avrupa’da açık erişimini sağlamak için kaynak yaratmaya çalışıyor. Ancak burada işler sanıldığı kadar kolay değil. İçerisinde Nobel bilim ödülü almış kişilerin de olduğu 600 kişilik bir grup bilim insanı Plan S’e açıkça karşı çıkıyor ve “özgür bilim üretme serbestliğinin” bu yolla ortadan kalkabileceğine inanıyor. Plan S önemli, bu konuya önümüzdeki haftalarda yine değineceğim.

Açık erişim için dayatılan büyük maliyetler, kimi makalelerin ilaç sektörünün sponsorluğunda açık erişime açılması sorunu sadece Avrupa ve Kuzey Amerika’da değil, Peru’da, Tayvan gibi Asya ülkelerinde de tartışılıyor.

Yayınevleri, son zamanlarda Kuzey Amerika veya Avrupa’daki merkezlere “bölgesel açık erişim” veya “read and publish” yani “yayınlarsan ucuz okursun” gibi bir modeli önermeye başladı. Aslında yayınevlerinin tam söylediği şuydu;

“Ben sizin gönderdiğiniz bilimsel makaleleri yayınlayarak para kazanıyorum, sizi kızdırmak gibi bir niyetim de yok, ben size makale erişim bedelini düşük tutarım, ama bana katkıları sınırlı coğrafyalarda yaşayan bilim insanlarına aynı iyiliği yapmam, bırakın ben onlardan yayınların parasını istediğim gibi alayım.”

Bizim gibi bilim üretiminde geri kalmış ülkeler ne yapmalı?

Bu durum gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan veya gelişmeye çalışan ülkeler arasındaki uçurumu arttırmaz mı?

Peki Türkiye olarak biz ne yapmalıyız?

Yanıtlaması zor sorular...

Haftaya devam edeceğim.

Mustafa Çetiner / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 162. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.