Türkiye’de alternatif tıp…

Mustafa Çetiner
Türkiye’de alternatif tıp…

Yıl 2011 idi, ülkemizde dönemin Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Sayın Emine Erdoğan’ın açılışını yaptığı ve dönemin Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun eşi Dr. Sare Davutoğlu’nun da katıldığı ilk Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumu yapıldı.

Sempozyumun açılışında konuşan Sayın Emine Erdoğan, Kupa Terapisinin (hacamat), sadece modern dünyadaki insanın ruh ve beden sağlığı ile ilgisi açısından değil, insanlığın ortak kültürel mirasından bir unsurun bugün ele alınıp tartışılması açısından da önemli olduğunu söyledi.

Bayan Erdoğan kadim kültürlerin binlerce yıllık yöntemlerinin de ruh ve beden sağlığımız için yol gösterici olabileceğini düşündüğünü belirtti.


Toplantıda bu alanda eğitimler vermesi ve araştırma yapması gereken enstitülerin, yüksekokulların ve üniversitelerin kurulması gerektiği dile getirildi. Türkiye’yi alternatif tıp alanında dünyada bir cazibe merkezi haline getireceği vurgulandı. İlginç olan toplantıda bazı klasik tıp eğitimli hekimlerin “Kanıta Dayalı Geleneksel Tıp” diye bir kavramdan söz etmeleriydi.

Yıl 2014 idi, ülkemizin en köklü Tıp fakültelerinden biri olan Hacettepe Tıp Fakültesi 2. Uluslararası Homeopati Konferansı düzenledi.

Dönemin Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer açılışta şunları söyledi.

“Gelinen noktada dünya nüfusunun yüzde 20’si baş ağrısı, yüksek ateş, soğuk algınlığı, bronşit, diyabet, hipertansiyon, depresyon gibi hastalıkların tedavisinde homeopatik ürünler kullanıyor. Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, homeopatiyi seçmeli dersler arasına alacak... Tıbbın son yıllarda en önemli değişimi modernlik kavramı. Modern tıp deyince ne anlıyoruz? İnsan 40 kilo, 60 kilo diye bakılacak teneke kutu değildir. Doğu tıbbı ile Batı tıbbının en önemli farkı bu bakışta ortaya çıkıyor. Batı tıbbı insanı bir kutu gibi görürken, Doğu tıbbı insana odaklı tedaviler geliştiriyor. Modern tıp sadece hastalık belirtilerini ortadan kaldırmaya çalışırken, homeopati belirtilere sebep olan hastalıkları ortadan kaldırıyor. Yani benzeri benzerle tedavi etme esasını benimsiyor. Homeopati, yaşam gücünü dengeleyerek vücudun kendini doğal olarak iyileştirmesine yardım eden bir alternatif tedavi sistemidir. Tedavinin merkezinin insan olduğunun farkına varılması gerekli. Tıbben bu konuyu dışladığınızda ehliyetsiz eller devreye giriyor. Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerin sahip çıkması gereken bir alan. Homeopati Eczacılık Fakültesi’nde seçmeli derslerden biri olacak.”

Yıl 2015 idi, Sağlık Bakanlığı 14 dalda, toplamda 272 tıbbi endikasyona sülük, hacamat, sinek larvası, arı, bitkisel ilaç, hipnoz ve çıkıkçı tedavisi uygulanabileceğini karara bağladı.

Sağlık bakanlığı bünyesinde “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı” kuruldu.

Aynı yıl “Alternatif Geri Ödeme Komisyonu”, kurum başkanı başkanlığında, Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü ile Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının en az daire başkanı düzeyinde görevlendireceği birer temsilciden oluşacak biçimde 6 asıl üye ile kuruldu.

Yıl 2017 idi, Sağlık Bakanlığı Kamu Hizmetleri satış tarifesine göre Alternatif Tıp poliklinik fiyat listeleri belirlendi. Buna göre SGK, kupa tedavisine (hacamat) 50 TL, homeopatiye tedavisi 90 TL, hipnoza 100 TL, fitoterapiye 75 TL ödeme yapıyordu. Kıyaslama yapma şansınız olsun diye söylüyorum, klasik tıp muayene ücretleri bu tarifelerin altındaydı.

Aradan geçen sürede hascamat vb. bu alanlarda tatmin edici hiç bir bilimsel bilgi üretilemedi, hiç bir bilimsel makale yayınlanmadı.

Uzmanlıklarını nereden ve nasıl aldıkları meçhul olan bu alternatif tıp uygulayıcılarının hiçbirisi binlerce hekim arkadaşımızın başına gelen sözlü veya fiziki tacize muhatap olmadılar, dayak yemediler, “malpraktis” davaları ile mahkemelere taşınmadılar.

Son olarak geçtiğimiz günlerde sosyal medyada uzunca dolaşan bir özel hastane ilanı sürece damgasını vurdu. İlanda şöyle yazılıydı; “Resullulah efendimiz şöyle buyurmuştur. Hicri ayın 17’si salı gününe denk geldiğinde o gün yapılan Hacamatta 1 yıllık şifa vardır. Hicri ayın 17’si salı günü bu sene 11 Temmuz salı gününe denk gelen hacamatı yaptırmayı unutmayınız.”

Ülkemizde bunların yaşandığı 2011-2015 yılları arasında ABD’de toplam 1.130.044 resmi patent başvurusu yapılmıştı.

Mustafa Çetiner / [email protected]


Bu yazı HBT'nin 69. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.