Adil aşı hayal mi?

Mustafa Çetiner
Adil aşı hayal mi?

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 25. Maddesi oldukça açık: “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır.” Bu temel ilkeyle ilişkili olarak düzenlenen Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesinin 12. Maddesinde de şöyle der:

“1- Bu sözleşmeye taraf Devletler, herkesin mümkün olan en yüksek seviyede fiziksel ve ruhsal sağlık standartlarına sahip olma hakkını tanır… 2- Bu sözleşmeye taraf Devletlerin bu hakkı tam olarak gerçekleştirmek amacıyla alacakları tedbirler, aşağıdakiler için de alınması gerekli tedbirleri içerir: c) Salgın hastalıkların, yöresel hastalıkların, mesleki hastalıkların ve diğer hastalıkların önlenmesi, tedavisi ve kontrolü… “

Peki pandeminin tüm hızıyla can almaya devam ettiği bu günlerde aşılar ile ilgili duruma bir göz atalım, aşı dağıtımının ne kadarı bu temel ilkelere uygun?


Dünya nüfusunun %14’ünü oluşturan 7 büyük ülke toplam aşıların %53’ünü rezerve etmiş durumda. Gelişmekte olan ve gelişmemiş 67 ülke ise aşı pazarının sadece %10’una sahip. Kanada ve ABD gibi ülkeler nüfuslarına gerekenden milyonlarca doz fazla aşı satın aldılar.

Küresel anlamda aşıların adil dağıtımı, pandeminin kontrolü için önemli bir rol oynuyor. Aslında dünyadaki son kişi de aşılanmadan hiç kimse güvende değil. Ancak Duke Üniversitesinin açıkladığı rapora göre dünyada herkesin aşılanması ancak 2024 yılında mümkün olacak. Bu sürecin kısalabilmesi ise adil aşı dağıtımı ile mümkün.

Salgının ilk gününden beri çok eleştirilen DSÖ başkanlığında, “Salgına Hazırlık ve Yenilikler Koalisyonu” (CEPI) ve yoksul ülkelerde aşılamaya erişimi artırmaya çalışan GAVİ (Vaccine Alliance) kuruluşu bir araya gelerek aşıya ulaşamayan ülkelere aşı sağlamak için COVAX olarak bilinen küresel aşı planını oluşturdular. En az 80 zengin ülke ve onların ekonomileri, COVAX’ı destekleyeceğini açıkladı. Bu oluşum, COVID-19 aşısının yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla 2021 sonuna kadar toplam 2 milyar doz aşı elde etmeyi hedefliyor.

ABD Başkanı Trump ise, DSÖ’ye karşı tutumunu COVAX inisiyatifinde de sürdürdü ve DSÖ’nün öncülük ettiği bu oluşumda yer almadı.

COVAX, başta Afrika, Asya ve Latin Amerika olmak üzere düşük gelirli 92 ülkeye ‘hızlı, adil, eşitlikçi aşı erişimi’ sağlamayı umuyor. Dahası bu oluşum, farklı aşı araştırma ve geliştirme programlarını fonlamaya ve ihtiyaç halinde üreticilerin üretim kapasitelerini artırmalarını sağlamaya çalışıyor.

COVAX 2021 sonuna kadar en az bir güvenli ve etkili aşıdan yaklaşık 2 milyar doz tedarik etmeyi ve yukarıda saydığım ülkelere ulaştırmayı hedefliyor.

Geçtiğimiz günlerde GAVİ CEO’su Dr. Seth Berkley, insanlığı net bir biçimde uyardı: “Eğer yalnızca en zengin ülkeler koruma altına alınırsa, küresel olarak yayılmaya devam eden pandemi uluslararası ticaret ve toplumları bütün olarak vurmaya devam edecek…”

Ancak zengin ülkeler, bu uyarıya pek kulak asmıyorlar. DSÖ ve Avrupa Birliği, salgının ilk aylarında aşıya eşit ve adil erişim konusunun altını çizmiş ve 140’tan fazla ülke temsilcisi de global ve eşit dağılım taleplerini dile getiren bir dilekçeye imza atmışlardı. İmzalayan ülkeler arasında Çin, Hindistan, ABD ve Rusya’nın olmaması ise oldukça dikkat çekiciydi.

İngilizlerin ünlü bilim dergisinde yayınlanan makale, 15 Kasım 2020 itibarıyla 7 gelişmiş ülkenin toplam 13 aşı üreticisi firmadan, toplam 7,48 milyar doz aşı aldığını gözler önüne serdi. Bu 3,74 milyar insan demek. Sadece ABD 800 milyon doz aşı satın aldı, yani tam 400 milyon kişiye yetecek kadar bir miktar yani ABD nüfusunun tam 75 milyon fazlası. Japonya, Avustralya, Kanada toplam bir milyar doz aşı rezerve ettiler ancak bu ülkelerdeki toplam vaka sayısı tüm dünyadakinin %1’i bile değil.

Öte yandan aşı üretim kapasitesi sınırsız değil. Dünya ilaç Sanayii raporlarına göre, 2021 yılının sonuna kadar, eğer kapasite arttırılmazsa, toplam 5,96 milyar doz aşı üretebilecek gibi görünüyor.

Bu noktada çocuk felci aşısını geliştiren Dr. Salk’ı bir kez daha minnetle anmak gerekir. Ona “aşınızın patentini almayacak mısınız” diye soran gazetecilere başka bir soruyla yanıt vermiştir: “Güneşin patenti var mı ki, bu aşının da yok…”

Dr. Salk, bulduğu aşıya patent almayarak, kazanabileceği 7 milyar doları çöpe attı ama ismini insanlık tarihine yazdırmayı başardı. Milyonlarca insan onun sayesinde sağlıklı yaşamaya devam ediyor.

Bu adaletsiz dünyada Salk gibileri çok ama çok özlüyoruz…

Mustafa Çetiner / [email protected]


Bu yazı HBT'nin 248. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.